Türk savunma ve havacılık sanayisinde 27 yıllık birikime sahip olan, sektörün önde gelen firmalarında sorumluluklar üstlenen Gani Göral, Kuanticy ile kuantum teknolojilerine yoğunlaştı.
Kuantum teknolojilerinde işlem, cihaz, donanım, yazılım ürünlerine, mühendislik, danışmanlık ve eğitim hizmetlerine odaklanan Kuanticy, Çinli bir üretici ile yaptığı iş birliği ile SPINQ Triangulum Mini bilgisayarını Türkiye’de bu alanda çalışan araştırmacı, eğitimci ve öğrencilerle buluşturdu.
Nükleer manyetik rezonans (NMR) teknolojisine dayalı, oda sıcaklığında çalışan, 3 kübit kapasiteli taşınabilir kuantum bilgisayarı Triangulum Mini, özellikle eğitim kurumları ve bilim meraklıları için tasarlandı. Cihaz, kuantum bilişimin temel prensiplerini öğrenmek ve uygulamalı deneyler yapmak isteyenler için fırsat sunuyor. Kullanıcılar, Triangulum Mini ile kuantum devrelerini tasarlayabiliyor, kuantum şifreleme tekniklerini öğreniyor ve kuantum sistemlerinin fiziksel özelliklerini keşfedebiliyor.
Gani Göral, Bilkent Cyberpark Hane etkinlik alanındaki teknoloji tanıtım etkinliğinin ardından AA muhabirine yaptığı açıklamada, kuantum teknolojilerinin gelişimi ve bu alandaki ihtiyaç dolayısıyla 1 yıl önce Kuanticy’yi kurduklarını söyledi.
Türkiye'nin bu alanda geride kalmaması gerektiğini vurgulayan Göral, gündemlerine kuantum işlem cihazları ve yazılımlarını aldıklarını ifade etti.
Göral, kuantum bilgisayar teknolojilerinin dünyada geleneksel yöntemlere dayanarak dev laboratuvarlarda çalıştırılabildiğini, ancak yeni nesil sistemlerle bu sürecin değiştiğini dile getirdi. Göral, "Eskiden kuantum sistemleri büyük laboratuvarda olan ve çok erişilemeyen, aşırı soğutmaya ihtiyaç olan ve sürekli işletilmesi gereken sistemlerdi. Şimdi nükleer manyetik rezonans teknolojisi ile oda koşullarında çalışabilen, masaüstü boyutlara inmiş cihazlar var. 10 kilogram civarında küçük bilgisayarlar gerçek işlemler yapabiliyor. Bunlar da eğitim amaçlı kullanılabiliyor." dedi.
Bu teknolojinin artık Türkiye’ye de getirildiğini ifade eden Göral, kullanıcıların doğrudan gerçek donanıma erişerek eğitim alabileceklerini söyledi. Göral, şöyle konuştu:
“Bu teknolojileri yıllardır takip ediyorum ve her gittiğim kurumda gerek yapay zeka gerek kuantum teknolojileri olsun bunların laboratuvarlarını kurmamız gerektiğini söylüyordum. Süper iletken tabanlıların maliyetleri yüksek olduğu için alternatif teknolojilere de bakıyordum. Sonra Çinli bir firmanın bu teknolojiyi eğitim amaçlı kullanabilir hale getirdiğini görünce onlarla irtibata geçtim. Onlar da incelediler baktılar, sektör bilgimiz ve buradaki güvenilirliğimiz nedeniyle bizimle bir işbirliğine gittiler. Artık bu teknolojiyi ülkemize getirebiliyoruz.”
“5-10 yıl içinde yetişmiş insan çok ciddi ihtiyaç olacak”
Kuantum teknolojilerinin önümüzdeki yıllarda iş dünyasında da çok büyük bir etki yaratacağını öngören Göral, eğitim alanında hızlı adım atılması gerektiğini vurguladı.
Göral’a göre, önümüzdeki 5 ya da 10 yıl içerisinde dünya genelinde kuantum alanında çalışan insanlara çok ciddi ihtiyaç olacak. Kuantum bilgisayarlar sadece kuantum hesaplama değil, hata düzeltme, donanım geliştirme, deneysel çalışmalar gibi birçok alanda insan kaynağına ihtiyaç doğuracak.
Günlük hayatta kuantumun gündemde bir konu olduğunu, ancak insanların tam olarak nasıl bir teknoloji olduğuna hakim olmadığını ifade eden Göral, teknik, mühendislik ve fen bilimlerinde çalışanlar dahil bu sorunu yaşadıklarını söyledi.
Girişimleri sayesinde artık insanların gerçek donanıma dokunarak bu alanda çalışabileceklerini dile getiren Göral, “Bu sistemin içinde, detaylı ve kendi kendinize bile öğrenebileceğiniz çok kompakt bir eğitim seti var. Sınavlarla kendinizi test edebilirsiniz. Sonunda başarılı olduğunuzda bunu puanlayan bir sistem bulunuyor. Kuantum algoritmaları konusunda daha önceden bu konularda çalışmış insanların cihazı hızlıca kullanabilecekleri bir sistem yapısı var.” dedi.
Gerçek donanıma dokunmadan, sadece bulut üzerinden eğitim almanın yetersiz kaldığını vurgulayan Göral, bu yeni teknoloji ile ortaya çıkan bir sorunda cihazın içine bakıp neden çalışmadığını analiz edebileceklerini ifade etti.
Kuantum bilgisayarın, sadece kapalı kutu olarak değil, üstündeki pencereden iç donanımın da görülebildiği açık bir yapıda tasarlandığına işaret eden Göral, “Eğitim setinin sonunda ise bir ‘kendi kuantum bilgisayarını yap’ modülü bulunuyor. Bu alanı merak eden gençler için bu donanım güzel bir fırsat sunuyor." diye konuştu.
Üniversiteler ve liseler için fırsat
Bu teknolojilerin sadece üniversite seviyesinde değil, lise düzeyinde de kullanılmasının önemine işaret eden Göral, şu değerlendirmelerde bulundu:
"Avrupa’da, Amerika’da, Uzak Doğu’daki üniversitelerde artık doğrudan 'kuantum' başlıklı dersler ve bölümler olduğunu görüyoruz. Türkiye’de ise fizik, kimya, biyoloji, elektronik, biyokimya, malzeme bilimleri, makine mühendisliği, elektronik mühendisliği gibi bölümlerde lisans, yüksek lisans ve doktora seviyesinde bu teknolojilerden yararlanılması mümkün. Bundan sonra sadece teorik bilgi değil, doğrudan uygulama bilgisi gerekecek. Kuantum bilgisayar sadece kuantum işlemleri yapmakla kalmıyor, deneysel çalışmalara da imkan veriyor. Bu teknolojinin özellikle üniversitelerde kullanılmasının büyük önem arz ediyor.
Yurt dışında liseler seviyesinde, bizdeki fen liseleri gibi deney okulları var. Oralarda da kullanıldığını görüyoruz. O yüzden fen liseleri ve kolejler bu imkanı kullanabilirler. Böylece ilerde talep edilecek kuantum alanındaki yetişmiş insanları da yetiştirebiliriz. Özellikle mühendislik ve fen bilimleri bölümlerinde öğrenciler gerçek donanımla çalışarak çok daha hızlı gelişebilir.
Şimdiye kadar lazer teknolojilerini kullanıyorduk. Süperiletkenlerle ilgili olan birçok cihazı günümüzde kullanıyoruz. Ama günlük hayatımızda birebir kendi başımıza kullanabileceğimiz seviyede değildi. Artık kuantumun ikinci fazına geçtik ve kullanım çağı başladı.”
"Çok yol kat etmemiz gerekiyor"
Gani Göral, kuantum teknolojilerine ilgi duyan öğrencilere, araştırmacılara ve akademisyenlere çağrıda bulunarak, "Çok yol kat etmemiz gerekiyor. Hangi alanlarda çalışabiliriz diyorlarsa, kuantum işlemleri, donanım, hata düzeltme sistemleri konusunda çalışmak isteyen tüm araştırmacılar çalışabilir. Bizimle irtibata geçerlerse, ülkemiz için, ileriye yönelik aydınlık günler için neler yapabiliriz bunları konuşabiliriz. Bu teknolojiler sadece birer cihaz değil, aynı zamanda gençler için birer geleceğe açılan kapı." ifadelerini kullandı.