Bugün 18 Mart 1915 Çanakkale Deniz Zaferinin yıl dönümü, bizim halkımız neden bilmiyorum ama tarih okumaktan pek zevk almaz, “hamaset” kabilinden okumalar dışında tarihi merak edip okumaz.

Oysa tarih, ders almamız gereken, bugünü ve geleceği çok daha kolay anlamamıza da yarayacak müthiş olaylar ile doludur. Ayrıca şunu da belirtmek isterim ki tarih okuması yapmak çok büyük ve hatta alışkanlık yapacak bir zevktir de.

Bir takım taife her ne kadar Çanakkale zaferinin yeşil sarıklı evliyalar sayesinde kazanıldığını iddia etse de gerçekte bu savaş Türk Kurmay zekasının şaşmaz hesapları ile Türk askerinin eşsiz fedakarlık ve cesareti sayesinde kazanılmıştır.

Bende bugün size bu zeka dolu operasyonlardan birini anlatacak, 18 Mart Çanakkale Deniz Zaferi’nin nasıl kazanıldığına ve dünyayı nasıl değiştirdiğine dair pek duyulmamış bir olaydan bahsedeceğim.

Malum Çanakkale Boğazına dayanmış düvel-i muazzama donanması çok üstün bir silah ve atış gücüne sahipti. Bu donanma uzun menzilli, seri atışlı topları ve neredeyse sınırsız mühimmatı ile boğazı korumakla görevli topçu bataryalarını adeta hallaç pamuğu gibi atabilecek bir kapasiteye sahipti.

Türk ordusu ise böyle bir donanma ile topçu düellosuna girebilecek sayı, menzil, teknoloji ve mühimmattan mahrumdu.

Deniz Bakanı ve Donanma Birinci Lordu Churchill Türk boğazlarındaki kilidi bir an önce kırmak ve boğazları geçerek Rus Çarlığı ile temas kurmak istiyordu. Bu şekilde kurulacak bir lojistik hattı ile Çar’a silah ve mühimmat ulaştırılacak ve karşılığında Çar’dan tahıl alınacaktı.

Churchill’in bir diğer önemli amacı ise yeterli silah mühimmatı Çar’a ulaştırarak Rusya’da monarşik rejimin çökmesini ve bolşevik devrimin başarıya ulaşmasını engellemekti.

Malum o dönemde komünist devrim Avrupa sermaye sınıfı için ölümcül bir tehditti...

Tüm koşulları akıllıca değerlendiren Türk kurmayları Churchill’in bu acelesini ve donanmaya olan aşırı güvenini de kullanarak müthiş bir tuzak kurdu.

Madem sahip olduğumuz cephane kısıtlı ve toplarımızın menzili düşman donanmasının menziline göre çok kısaydı tek çare düşman donanmasını menzile çekmek, kısıtlı bir alanda topçu düellosuna sokarak imha etmek olarak görüldü.

Ben her zaman denizciliği iyi bilen İngiliz ve Fransızlar aptal olmadıklarına göre ne oldu da o donanmayı daracık boğaza soktu, üst üste yığılarak paramparça olmasına neden oldu diye merak etmişimdir...

Bu sorunun cevabını Çanakkale Savaşlarını araştırdığım dönemde buldum, işin içinde müthiş bir istihbarat operasyonu vardı.

Operasyon şöyle: Türk ordusu ağır zırhlıları durdurabilecek yeterli cephane stokunu yaptıktan sonra Çanakkale Müstahkem Mevki Komutanlığından Harbiye Nezaretine şifreli bir telgraf çekiliyor, bu telgrafta: “Çanakkale Boğazını kuşatan donanmanın her an boğaza taarruz etmesinin beklendiği anlatılıyor, boğazı savunacak ve özellikle de ağır zırhlılar karşısında etkili olacak topçu mühimmatının yok mertebesinde olduğu belirtiliyor. Yeterli cephane temin edilmeden önce donanma boğaza taarruz ederse boğazı savunmasız yakalayacağı, savunmanın çökeceği, donanmanın durdurulamayacağı ve boğazı kolaylıkla geçip İstanbul’a saldırabileceği ikaz ediliyor.”

İngiliz istihbaratı bu şifreli mesajı ele geçiriyor ve çözüyor. Bu bilgi Churchill’e ulaşınca onda “Madem cephaneleri yok, Türkler yeterli cephaneyi temin edemeden bir baskın taarruz yapalım, boğazı kolayca geçip hızlıca Konstantinapolis’e girelim.” Düşüncesi ağır basıyor.

İşte 18 Mart 1915’de donanma komutanlığı bu fake şifreli mesaj sayesinde edindikleri bu yanlış bilgi ile donanmayı Çanakkale Boğazına kurulmuş tuzağa sokuyor.

Türk Kurmay zekası donanma boğaza girince de Karanlık Koy önlerine gelinceye kadar karşılık vermiyor ve düşmanı o daracık boğazın iyice içlerine çekiyor.

Türk topçusu ateşe başlamadan hemen önce, öğle vakti saat 12 sularında İngiliz ve Fransız Amiralleri mesajlaşıyor mesajda: “Türkler’in cephanesi gerçekten de yokmuş, iyice bitmişler, ciddi bir karşılık veremediler akşam 5 çayını Konstantinapolis önlerinde içeriz” Diyorlar...

Fakat bu mesajlaşmanın üzerinden çok az bir süre geçtikten sonra düşman donanması cehennemi bir topçu ateşi ile karşılaşıyor, şaşkınlık dolu bir panikle ateş düzeni almaya çalışan donanmanın bazı gemileri Nusret Mayın gemisinin karanlık Koy’a döşediği mayınlara çarpıp, bazıları ise top gülleleri ile denizin dibini boyluyor.

Donanma tornistan edip boğazdan çıkıp, kaçmaya çalışsa da yakın mesafeden maruz kaldığı ağır topçu ateşi karşısında boğazdan çıkmak da öyle kolay olmuyor ve en nihayetinde donanma çok ağır hasar alıyor, bir daha Çanakkale Boğazı’na saldırmaya cesaret edemiyor.

Neticede: Bir fake şifreli mesaj koskoca donanmayı tuzağa çekip denize gömdü...

Donanma Çanakkale Boğazı’nı geçemeyince Rusya’da Çarlık rejimi yıkıldı Bolşevik devrim başarıya ulaştı.

İngilizler daha sonra kara savaşları ile Çanakkale’yi geçmeyi denedi  amma ve lakin karşılarında Mustafa Kemal’i buldu...

Çanakkale’de İngilizleri durdurarak efsane olan Mustafa Kemal Kurtuluş Savaşına önderlik ederek Türkiye Cumhuriyetini kurdu...