Bugün 21 Mart “Dünya Şiir Günü”. Tüm şiir severlere kutlu olsun. Bu yazımda sizlere bilim dünyasından...

Bugün 21 Mart “Dünya Şiir Günü”. Tüm şiir severlere kutlu olsun. Bu yazımda sizlere bilim dünyasından bir şairi tanıtmak istiyorum. Aslında o çok tanınmış bir bilim insanı. Server Tanilli denilince okuyan kişilerin aklına hemen bir bilim insanı gelir. Halbuki Server Tanilli sanatın hemen her alanıyla ilgilenmiş bir bilim insanıydı. Onun şair yönünü bir güzel tanışmayla öğrenen şanslı kişilerden biriyim.

12 Nisan 1976 da yazışmakta olduğum Akşit Göktürk’le buluşmak üzere Emirgan’da bir kahvehanede buluştuk. GEE (Gazi Eğitim Enstitüsü) İngilizce Bölümünde öğrenciyken çeviri konusunda Akşit hocayla yazışırdık. İstanbul’a görevli gittiğimde kendisiyle buluşmaya karar verdik ve buluştuk.

Akşit hoca bana Server Tanilli adını duyup duymadığımı sordu. Ben de çantamda bulunan “Uygarlık Tarihi” kitabını göstererek, isim olarak tanıdığımı ve çok iyi bir öğretmen olduğunu bildiğimi söyledim. Akşit hoca saatine bakarak 10 dakikaya kadar burada olacak, yüz yüze de tanışacaksın dedi. Tam 10 dakika sonra Server Tanilli geldi ve böylece kendisiyle tanışmış oldum. Akşit hocanın isteği üzerine güzel bir şiir okudu. Şiirin kime ait olduğunu sorduğumda kendisine ait olduğunu belirtti. Çok hoşuma gitmişti. Yazılı olarak almak istedim ama prensibim değil diye vermedi.

Tam iki yıl sonra yine bir nisan gününde, 7 Nisan 1978’de karanlık güçlerin kurşunlarına hedef oldu ve yaşamının kalan kısmını ne yazık ki felçli olarak yaşadı. Ama boş durmadı. Onlarca kitap üretti bu aşamada.

Kendisiyle 30 yıl sonra son kez karşılaştım. Alkım kitabevinde düzenlenen imza gününde karşılaştık. Bu karşılaşmamız yüz yüze son görüşmemiz oldu. Benim özel okullarda çalışmam nedeniyle Ankara’dan ayrılamamam, Tanilli’nin İstanbul’da olması nedeniyle bu saygın insanı, değerli bilim insanını bir kez daha yüz yüze göremedim. 29 Kasım 2011 günü aramızdan ayrıldı. Işıklar içinde uyu sevgili Tanilli. Kitapların bizi aydınlatmaya devam ediyor.

Server Tanilli vurulduktan sonra omuriliğinde kalan kurşun nedeniyle birçok ameliyat geçirdi. Çeşitli ülkelerde geçirdiği bu ameliyatlarda düzelemedi ve yaşamının 33 yılını sandalyeye bağlı olarak ama hep umutla geçirdi.

Öner Yağcı öğretmenimin Tanilli’yi anlattığı kitabının 62. sayfasında onu; “İnsana ve Aydınlığa Gülümseyen Devrimci Bilge” olarak tanıtır.

Yine aynı kitabın 143.sayfasında Nihat Behram; “Dört Dörtlük İnsan İçin 4 Dörtlük” şiirinin üçüncü dörtlüğünde; “…Dediler ki, ‘Dikkat et, düşman bin bir maskesiyle ürüdü/ Döneklik ardı sıra ihaneti sürüdü’/ Dedim ki ‘Dikkat ettim, en karanlık günlerde bile/ Server Hoca ön saflarda mavzer gibi yürüdü.” Diyerek onu selamlıyor.

Adı geçen kitabın en başında sevgili öğretmenim Adnan Binyazar, Tanilli için “…O, bir uygarlık işçisidir. Sevecen, uygar ve insan’dır.” demektedir.

“Mutlaka Bir Gün” adlı şiirinde Tanilli: “Günler büyük acılarla geçiyor/ Ama büyük umutlarla da/ …Herkese ilan ederim ki ayaklarımı bir savaşta kaybettim/ Yine bir savaşta kazanacağım./ Ve mutlaka ama mutlaka bir gün/ Karanlığın ve zulmün/ sığındığı son kaleyi fethe giden/ Kitlelerin içinde olacağım…” diyerek duygularını mısralara döker.

Biraz önce Tanilli’nin çeşitli ülkelerde ameliyatlar geçirdiğini belirtmiştim. Bu ameliyatlardan biri için Leningrad’a gider. Burada aynı hastanede yatan Natalya adlı bir hastayla tanışır. Natalya ünlü bir piyanisttir. Ama geçirdiği bir kaza sonucu artık piyano çalamaz durumdadır. Kendisiyle konuşmalardan sonra aşağıdaki şiiri yazar Tanilli.

İNAN NATALYA

Demek ki senin o narin parmakların/Chopen’i çalardı öyle mi?/Beyaz gecelerinde Leningrad’ın,/Kim bilir,/Ne kadar da gezinirdin tuşlarda/“Noktürn”ü dile getirirken!/Ama gel gör ki,/Bugün/Böyle bu kadar erken,/Böyle hayatın baharında,/Böyle baştan aşağı mefluç

Böyle “esiri firaş”/Ah! Acımamak mümkün mü sana Natalya/Mümkün mü kahretmemek?/Ve gel de inan Tanrı’ya,/Nasıl inanırsın ki?/Hayatın böyle cilveleri var Natalya./Böyle cilveleri var./Hiç ummadığın bir anda/Bakıyorsun,/Bir rüzgâr, bir rüzgâr, bir rüzgâr;/Ve arkasından,/Ne ki bakıp büyütmüşsün bahçende,/Her şey yerle bir tarümar,/Hayatın böyle cilveleri var Natalya,/Böyle cilveleri var./Ama inanıyorum ki, bir gün/Öylesine inanıyorum ki hem de…/Senin o duygulu parmakların,/Beyaz gecelerinde Leningrad’ın/Gene tuşlarda gezinecek./İnanıyorum Natalya, inan sende;/Gelecek/Sana ve bana/Bak, ne güzel günler getirecek,/Getirecek Natalya, getirecek.

21 Mart “Dünya Şiir Günü”nüzü kutluyor, bol şiir okumaları diliyorum.