Muhalefete savaş açıp isim vermeden İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu ve Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş’ı korkak olmakla itham eden Akşener “bedeli ben öderim” demiş…
Konuşmasının ana hatları şöyle: "Buradan ilan ediyorum, benim fikrim, benim talimatım; tek başına giriyoruz, her yerde tek başına. Ankara'da da İstanbul'da da tek başına giriyoruz. Her ilçede tek başına giriyoruz. Bu işin sonunda ben başaracağımıza inanıyorum. Bunun sonucunda bu başarı hepimizindir, başarısızlık olduğu takdirde de benimdir. O sorumluluğu yerine getireceğim. Hepimiz ona göre çalışacağız. Eğer bedel ödememi istemiyorsanız çalışacaksın, alacaksın. Dolayısıyla hiç fikrimi söylememiştim, şimdi söylüyorum; İYİ Partinin Genel Başkanı olarak söylüyorum. Hadi bakalım parmak uzatanlar. Ben demiştim Grupta, parmak sallayanların o parmaklarını teker teker kırarım diye.”
Yok Meral Hanım yok, bu yerel seçim kaybedilirse senin ve partinin ödeyeceği bir bedel yok, asıl bedeli halkımız ödeyecek, büyükşehirler gene rant peşinde koşan ve kentleri parsel parsel satan bir anlayışın eline geçecek.
Sen çok çok dükkânı kapatır, evine barkına döner, torun torba seversin en nihayetinde ödeyeceğin bedel çok çok budur!
Oysa Türk demokrasisi ve Türk Milleti çok büyük bir tehdit altında, karanlık bir baskı rejimi her yeri kaplamış ve gittikçe yayılıyor…
Hukuk sistemi felç edilmiş, çalışmıyor…
Memleket kaçak göçmen dolmuş, sayısını kimse bilmiyor…
Kentlerimiz rant uğruna yağmalanıyor, depreme hazırlanmıyor…
Ekonomik kriz tüm ağırlığı ile emekli ve emekçileri eziyor…
Yokluk ve yoksulluk herkesi esir almış…
Yolsuzluklar almış başını gidiyor…
Memlekette bu tek adam rejimini kuranlar başta o çirkin üslupla masadan kalkmanız olmak üzere seçimlerde yaptıklarınız yüzünden Cumhurbaşkanlığı ve milletvekili seçimini az bir farkla kazandılar. Türkiye’nin içinde bulunduğu karanlıktan sıyrılması ve yapısal sorunlarını çözecek demokratik bir yola girmesi bu yüzden engellendi. Bu noktadaki mesuliyetiniz gerçekten de son derecede fazladır.
Dahası bu günkü tavrınıza bakınca o zaman yapmaya çalıştığınız işin iyi niyetli olmadığı, Ekrem ve Mansur başkanları ayaklandırıp CHP ve Millet İttifakı içinde kaos çıkarmaya çalışmak olduğu ortadadır. Onların ahlaklı ve akıllı davranarak bu tuzağa düşmemiş olması ise sizin bu kadar öfkeli olmanızın asli sebebi olmalıdır.
Malum memleket demokrasiyi savunanlar ve demokrasiyi ortadan kaldırmaya çalışanlar arasında ortadan ikiye bölünmüş vaziyettedir. Şimdi sizin bu kararınız ve saf değiştirmeniz yüzünden yerel seçimlerde de bir yenilgi yaşanırsa demokrasiyi ortadan kaldırmak için uğraşanlar çok büyük bir güç kazanacaklar. Şu anda hiç değilse arkalarında büyük bir seçmen kitlesi olan bu yerel yöneticiler biraz da olsa güç dengelerinin kontrolden çıkmasını engelliyor, bu engelde ortadan kalkarsa emin olun işler iyiden iyiye çığırından çıkacaktır.
İşler çığırından çıkıp memlekette demokrasi buharlaşır ve bu tek adam rejimi iyiden iyiye kök salarsa halkımızın ve gelecek nesillerimizin ödeyeceği bedel yanında sizin siyasetten emekli olup ve eve dönmenizin lafı mı olur?
Yakın siyasi tarihimiz AKP ve Recep Bey’e en ağır eleştirileri yaparken aniden saf değiştiren ve AKP ile Recep Bey’in en yakın destekçileri haline dönüşen parti ve siyasiler ile doludur. Devlet Bahçeli, Numan Kurtulmuş, Süleyman Soylu gibi isimlere sizin isminizin de eklenmesi birçok kişi için hiç şaşırtıcı olmayacaktır.
Bu size ve belki de partinize izzet, ikbal ve makam yollarını da açabilir amma ve lakin emin olun bu takdirde en kritik zamanda Türk Demokrasisine ihanet etmekle suçlanacak, tarihe de bu şekilde geçeceksiniz.
Haa elbette bu uyarıları dikkate almanızı da beklemiyorum, belli ki siz kararınızı vermiş muhalefete savaş ilan ederek kazanamayacak olsanız da kaybettirmeye azmetmişsiniz bu halde bize düşen foyanızı ortaya çıkarmak, ne yapmaya çalıştığınızı ve amacınızı halkımıza duyurmaktır.