Haftada bir çıkan siyah-beyaz bir dergi gelirmiş okula. İçinde elle yapılmış resimler. Küçük Nevzat resme meraklı. Oturup o resimleri çizermiş. İlkokul yıllarından…
Teksas-Tommiks kitaplarının ilk yayınları. Kovboylar, Kızılderililer, hepsi çizgi. Bizim Küçük Nevzat bu kez onları çizmeye başlamış. Ortaokul…

Lisede Cemal Bingöl, Cemal Güvenç ve Bahattin Akay gibi değerli resim öğretmeni olmuş. Akay, Gazi mezunu, sonraki yıllarda Gazi’de hoca, Güzel Sanatlar Genel Müdürlüğü’nde başyardımcı olacak resim öğretmeni. Nevzat Can’ın ilgi ve kabiliyeti Akay’ın dikkatini çekmiş. Ona Gazi Resim’in sınavlarına girmesini tavsiye etmiş.
Can da ‘tamam’ demiş.
Gazi sınavı
Gazi’nin sınavı iki aşamalı; kara kalem, yağlı boya. Can karakalemi başarıyla yapmış. Sırada yağlıboyaya! Bir masa, üzerinde vazo, içinde çiçek.
“Yapın!” demişler.
Can’ın elinde parmak boyunda, küçük boyalar. Derken çevresine, sınava giren diğer öğrencilere bakmış. Her birinin önünde kocaman tezgâhlar. Açmışlar, içinde palet, yağlı boyalar, fırçalar. Sanırım Can sınavın ikinci aşamasını, daha o an kaybetmiş.
DTCF
Ankara Üniversitesi Dil-Tarih ve Coğrafya Fakültesi’ne girmiş. Fiziki Coğrafya ve Jeoloji Bölümü’ne. Yeryüzünün 45 derece eğimle görüntüsünün çizildiği haritalar, rölyefler yapılıyorlarmış. Can’ın resme yeteneği kısa sürede öne çıkmış. Hocalarından Prof.Dr. Reşat İzbırak, derslerde de kullanmak, Taşlar Odası’nda sergilemek için dinozorlu, büyük bir resim yapmasını istemiş. Kendi cebinden para vermiş. Can, o parayla büyük bir duralit pano ve bildiğin kapı-pencere boyası almış. Can durumu,
“O zamanlar yağlı boya çok bilinmezdi” diye açıkladı.
Taşlar Odası’nda bir masa vermişler. Sonradan profesör olacak, o yıllarda bölümdeki asistanlardan İlhan Kayan’ın masasının karşısında bir yerde çalışmaya başlamış ve resmi tamamlamış. Resim o gün bugündür aynı yerde asılı…

Yıllar sonra… Ressam Nevzat Can, Birsen Karaca Hocamızla yaptığımız DTCF gezisinde, okulun öğretmen ve öğrencileriyle, Taşlar Odası’nda öğrenci Nevzat Can’ın tablosu önünde
MTA
Okul bitince Maden Teknik Arama Genel Müdürlüğü Kartografya Servisi’ne kartograf olarak atanmış. Burası Türkiye’nin maden, jeoloji veya jeomorfoloji haritalarını üreten merkez. Hava tabancasıyla eş yükselti eğrileriyle vadi ve dağları gösteren, rölyef kabartı haritalar yapmış, duvarlara asılmış. Dünya atlasının Türkiye bölümüne 5 haritayla katkı sağlamış. Yapanlar arasında eşi de varmış.
Atatürk
Can’ın resim hep aklında. Bu işin usta sanatçısı Hızır Teppeev’den uzun yıllar ders almış. Natürmortlar ve farklı resimlerle çalışmalar derken konuda Atatürk ağırlık kazanmaya başlamış.
Uzun zamandır sadece Atatürk resimleri yapıyor. Yaptıklarıyla,
“Sadece böyle Atatürk tablosu yapabilenler yapsın, herkes Atatürk yapmamalı’ dedirtiyor.
“Bir an önce boydan bir mareşal elbiseli bir tablosunu yapmak istiyorum.” diyerek dileğini anlattı.
“Bunun gibi birkaç Atatürk tablosu yapmak var aklımda. En kısa sürede yapmak istiyorum.” İstediği başka bir şey daha var ki olsa ne güzel olur. Resimlerinin hepsinin bir müzede toplanması…
Dilerim o harika Atatürk tablolarını bir gün, bir arada, bir müzede görürüz.
O tabloların birkaçıyla, müzeden önce bu yazıyla buluşturayım sizi!





