15 TEMMUZ ŞEHİTLERİ BAL ORMANI CANLANDIRILMALIDIR..!

Ankara denilince ilk olarak iç Anadolu bozkırlarının ortasında sınırlı sayıda bitkinin yetiştiği büyük bir kent akla gelir. Çevreye biraz dikkatli bakıldığında durumun hiç de böyle olmadığı, bitki çeşitliliği yönünden varsıl bir kent olduğu kolaylıkla anlaşılır. Ankara’da yetişmez sandığınız manolya, defne, zeytin, zakkum, sığla, yasemin, fıstık çamı gibi birçok ağacı/çalıyı ilk gördüğünüzde hem şaşırır hem sevinirsiniz…(1)( ANKARA’NIN Ağaç, Ağaççık ve Çalıları… Ahmet DEMİRTAŞ)

Bozkır coğrafyasının sunduğu zengin bitki çeşitliliği Ankara Arıları ile buluştuğunda şehrin sembollerinden olan “Ankara Balı” ortaya çıkar. Bunu sadece biz mi söylüyoruz?Hayır...!

 “Çünkü bağçe ve bağlarda yetişen ve envâi (çeşit) otuz sekize kadar ta’dâd (sayılan) idilebilen armudlar ve bir adedi yüz dirhem sikletindeki nefîs ve mütenevvi (çeşitli) elmalar “Dünyanın heman hiç bir yerinde emsâli gayr-i mevcûd denilecek derecede latîf ve gâyet “Beyaz ve râyihâdâr Ballar” ve ceviz hacmindeki vişneler vesâir fevâki (yemişler) ve esmâr (meyveler) şimendofer (demiryolu) sâyesinde Dersaadete (İstanbula) nakil olunmakda bulunduğundan bu yüzden de memlekete bir hayli akçe girmekdedir.” (2)

“Nefs-i Ankara ile Yabanabad ve Çubukabad kazâlarıyla sair bazı mülhakâtta husûle gelen bal hiç bir mahalde misli görülmedik suretde beyaz ve nefisdir.(3)

…Ankara balı ile meşhur olduğundan burada arıcılık sanatı pek çok terakki etmiştir. …Ankara vilayeti arıcılığa çok müsaittir. Buranın arılarının ve balının hususiyeti vardır. Vilayetin hiçbir tarafında zehirli bal yoktur. Ballar gayet nefis ve kokuludur. Kış geçtikten sonra bal hübeybatı ince olarak tebellür eder. Beyaz ve katı olur. Bazı mevkilerinin ballarının hususi bir lezzeti ve rahiyası vardır. Çubuk, Beypazarı, Keskin ve bizzat Ankara’nın civar köylerinde pek nefis “Beyaz Bal” yetişir. Buralarda 300,500 ve hatta 1000 kovana malik arıcılar vardır. Arılarındaki hususiyete gelince: Anaları çok yumurtlar ve hastalığa mukamindir. Pek şiddetli soğuklara tahammül eder ve gayet “Beyaz Bal” yaparlar. İfraz ettikleri mum levhaları rakik olduğundan gömeçler adeta ağızda eriyecek derecede iyi olur… (4)

 …Ankara civarında hüdayi nebat bir halde bakliye fasilesinden “Sarıyonca”, eklilü’l-melik ve hayliye fasilesine mensup ve birkaç nevi havi haşişetü’l-tuğ yahud zenebü’l-hayl(Atkuyruğu) mevcuttur. Sarıyonca en ziyade Çubuk ovasına doğru ve Ravlı civarında bulunmaktadır. “Sarıyonca” arılar için en mükemmel bir bal yeridir; belki de balın bu civardaki nefasetine bu “Sarıyoncaların dahl ve tesiri” vardır. (5).

 Düz şosede ilerlerken ekilmiş tarlalar, bal arılarının pek sevdiği “Sarıyoncalardan” mürekkep tabii ve nefis tarhlar ve uzak yamaçların kuytu köşelerine sinmiş köyler görüyorduk.(6)

“Ankara Balı”, kokusu, lezzeti, cinsinin güzelliği itibariyle Türkiye’nin en iyi balı dense yeridir. En güzel vasfı renginin “Beyaz” oluşudur. (7)

 Türkiye’de en iyi bal Ankara’da çıkar denilirse, bu söz mübalağa sanılmamalı. Kokusu, lezzeti, cinsinin güzelliği, Beyaz’lığı itibariyle daima aranır. Vilayetin diğer taraflarında olduğu gibi Ankara’da zehirli bal yoktur. (8)

 Türkiye’de en iyi bal Ankara’da çıkar denilirse, bu söz mübalağa sanılmamalı. Kokusu, lezzeti, cinsinin güzelliği, Beyaz’lığı itibariyle daima aranır. Vilayetin diğer taraflarında olduğu gibi Ankara’da zehirli bal yoktur. (9)

Kayadibi köyü, koca bir kayanın dibinde. Sağı solu kayalar, kayalar. Az tarlası var. Mala davara vurmuş bir köy. Yola bele uzak. Cip, pikap, ancak seçimden seçime uğrar. Uzak bir köy. Ağası da yok, paşası da. Kuzularını Kabak Musdu’ya verirler. Sekiz on kişi arıcılık yapar. Eski yöntemlerle kayırırlar arıyı. Üçer dörder kovan vardır her birinde. Kovanları sepettir. Sepetlerin içini dışını sığır mayısıyla sıvarlar. Gene de balı iyi olur. Çiğdem, çiçek, çam kokar. Karağan, meşe, dağ elması kokar. Ayrı tadı, ayrı lezzeti vardır Kayadibi balının. Taze taze çıkartır Kabak Musdu, kilosunu beşten, altıdan alır. Götürür otuzdan kırktan, tutturabildiğinden satar. Ankara’da ki Amerikalılar çam bal’ı, yayla bal’ı diye diye kapışırlar. Elçiliklerden de isterler. Para bol, para göl heriflerde! Onlarda para bol da bizde bal kıt! Olmadı, fenni kovana alışamadı köylü efendiler! Beyinleri buz dolu noolacak? Bir mor lanayı bile ektiremedim bu köye ben. Ektiler de tutturamadılar. Çilesi çokmuş! Böcekleniveriyormuş! Çok olur tabii çilesi. Böcekleniverir tabii! Avratlarınız ekerken, dikerken durmadan yellenirlerse, elbet böceklenir mor lana! Dabiyatsız köylüler, noolacak! Bir de sekiz lira isterseniz bir kilo bal’a benden! (10)

1895’de İngiltere konsolosu Cumberbatch da “Ankara Balı’nın” şöhretine tanıklık ederek, bahar yağmurlarının çok, kokulu çiçeklerin bol olduğu yıllarda üretimin fazla olduğunu, yerlilerin peteğini tercih ettikleri “beyaz ve saydam” balın ihraç edildiğini yazmaktadır. (11)

İtalyan seyyah D.Sisteni ”Ankara’nın Bal’ını” da memleketindeki doğaseverlere iletti. ‘Osset’ kasabasında kaldığı sırada müşahede ettiği arılar “pamuk kadar Beyaz” çok namlı bir bal üretirler. Bu yetiştirme tarzı hakkında edindiği bilgiler hakkında da bir Risale kaleme aldı. Burada ülkesi arıcıları için hararetle tavsiye ettiği Türk metodu: Yaralı arıyı un ile tedavi etmek, balı toplarken de hepsini almayıp bir miktar arılara bırakmak…(12)

Ulaşabildiğimiz kaynaklar bu kadar. Daha niceleri var belki. Ama araştırmak gerekir.

Arıcılık günümüzde gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerde önem verilen bir hayvancılık dalıdır. Arıcılık faaliyeti, toprağa ihtiyaç duyulmayan, az sermaye ve düşük maliyetle üretim yapılabilen kısa süre içerisinde gelir getiren, tarımsal bir uğraştır. Dünyada yaklaşık 74 milyon arı kovanı vardır ve bunlardan yaklaşık 1,4 milyon ton bal üretimi sağlanmaktadır. Çin, 7,4 milyon arı kovanına sahip olması sebebi ile en çok kovanı olan ve bal üreten bir ülkedir. Çin’den sonra Türkiye, Arjantin, Ukrayna ve ABD ile devam etmektedir. Türkiye kovan varlığı bakımından dünyada ikinci sıradadır lakin kovan başına ortalama 16 kg civarında olup dünya ortalaması olan 20 kg. altındadır. 2015 yılı itibariyle Türkiye’nin toplam bal üretimi 107665 ton, balmumu üretimi ise 4750 ton dolayındadır. Koloni başına ortalama bal verimi 14-18 kg dolayında olup, bu değer arıcılığı gelişmiş ülkelerdeki verimin üçte biri kadardır. 2002-2015 döneminde bal üretiminde % 69 oranında bir artış gerçekleşmiştir (TUİK, 2015).

 Balın ve diğer arı ürünlerinin insan sağlığına olan katkılarının son yıllarda daha iyi bilinmesi, gıda, tedavi ve kozmetik alanlarında kullanımının yaygınlaşması arıcılığı ve arı ürünlerinin üretilmesini karlılığı arttırdığı için bu sektörü ön plana taşımıştır.(13)

Balın kaynağını daima bitkiler oluşturur, hammaddesine nektar denir. Balın hammaddesi Floem öz suyudur. Bu şekerli renksiz saydam floresan ışığında parıldayan bir maddedir. Kuru ağırlığı %5-%10 arasındadır. Ph = 7.3 – 8.5 arasındadır. Kuru maddenin %90’ı şekerler oluşturur. Diğerleri de karbon hidratlardır. Az miktarda asitler ve mineral maddeler bulunur.

 Nektar bitkilerde oluşan şekerce zengin bir sıvıdır. Latince ‘’nectar’’ kelimesinden türevlenir ve tanrıların kutsal içkisi anlamını taşır. Nektar oluşturan salgı bezlerine ise nektaryum adı verilir. Nektaryumlar çiçek içinde olabilir. Buradaki görevleri böcekleri çekerek tozlaşma olayını gerçekleştirmektir. Bu tip nektaryumlara floral (çiçek) nektaryum adı verilir. Nektaryumlar çiçek dışında da olabilir, bunlar extraflor (çiçek dışındaki) nektaryum olarak isimlendirilir. Bu nektaryumlarda salgılanan nektar ise böcek, arı ve kelebeklerin besin kaynağıdır.

Nektar salgısı arılar çiçekleri ziyaret ettikçe artar, nektar bal için önemli bir kaynak olmasının yanında tarım ve ziraat içinde önemlidir. Tozlaşma bittikten sonra çoğunlukla bitki tarafından geri özümlenir.

Arılar ile çiçekli bitkiler arasında besin temini (nektar, polen) ve tozlaşma açısından karşılıklı bir ortaklık vardır. Polen çiçekli bitkilerde; çiçeklerin erkek organlarının (stamen) üst kısmında bulunan anterlerin içindeki polen kesecikleri içerisinde yer alan, çiçeklerin erkek organlarınca üretilip, dişi organın döllenmesini sağlayan bitkilerin erkek cinsiyet hücreleridir.

 Arılar gelişme, büyüme, bakım-besleme işleri ve kuluçka faaliyeti için karbonhidrat, protein, yağ, mineraller, vitaminler ve suya ihtiyaç duymaktadır. Çiçek ve salgı nektarları bal arılarının karbonhidrat ihtiyaçlarını karşılayan en önemli kaynak iken, geriye kalan bütün besin ihtiyaçlarını polen karşılamaktadır. Ergin bal arılarının hayatta kalabilmeleri için karbonhidrat ve su yeterli iken, genç arıların büyüyüp gelişebilmesi ve larvaların beslenmesinde ihtiyaç duyulan proteinler, lipitler, mineraller ve vitaminlerin kaynağını teşkil eden polenin mutlaka beslenmelerinde yer alması gerekmektedir. (14)

 Türkiye, sahip olduğu bitki türü ile Dünya’da en zengin 22.ülke iken, Avrupa’da birinci sıradadır. Dünyada arıların yararlandığı bilinen bitki türlerinin ¾’ü Anadolu’da yetişmekte ve Dünyamızdaki çiçek açan bitkilerin %64’ü sadece bal arıları tarafından döllenmektedir. Türkiye’de 500 kadar bitki arıcılık için önemli olmakla birlikte, 50-60 kadar bitki nektar ve polen sağlaması bakımından dominant özelliktedir.

Türkiye sahip olduğu 4080’i endemik olmak üzere 12476 bitki taksonu ile Avrupa ülkeleri arasında ilk sırada yer almaktadır. Türkiye faunasında bulunan 100-150 adet bitkinin bal arıları tarafından nektar ve polen kaynağı olarak kullanıldığı görülmektedir. Bunların içinde arıcılık yönünden önem arz eden pek çok tür doğal olarak yayılış göstermektedir. Başarılı bir arıcılık yapabilmek için arıcılık yapılan bölgelerde nektar ve polen verimi bol olan bitkilere ihtiyaç vardır. Çiçeğin olmadığı yerde arıcılık yapmak mümkün değildir. Bu bakımdan arıcılık, uzun süre çiçek açan ballı ve polenli bitkilerin bulunduğu yörelerde yapılmalı ya da koloniler bu bölgelere götürülmelidir.

Arıcılık için değerli nektar kaynağı olan ve iyi kalite bal yapan bitkileri; kültür bitkileri, doğada kendiliğinden yetişen bitkiler ve ağaçlar ve çalılar olmak üzere üç grupta toplayabiliriz;

 - Kültür Bitkileri; Bu guruba baklagil yem bitkileri ile endüstri bitkileri girmektedir. Yem bitkisi olarak ekilen yonca, korunga ve kolza en başta yer almaktadır. Endüstri bitkisi olarak pamuk ve ayçiçeği arıcılık için çok önemli kültür bitkileridir. Bunlar kültüre alınmış bitkiler oldukları için çiçeklenme dönemleri farklılık gösterir ve arılar için çok zengin ve uzun süreli nektar kaynaklarını oluştururlar. 

-Doğada Kendiliğinden Yetişen Bitkiler; Ülkemiz bu bitkiler yönünden oldukça zengindir. Genellikle nitelikli nektar veren bitkilerdir ve arıcılık için büyük önem taşırlar. Bunların pek çok türleri vardır. En önemlileri; kekik, adaçayı, sütleğen, taş yoncası, hindiba, ballıbaba, korunga, lavanta, muhabbet çiçeği, nane, fiğ ve diğer türlerdir. Bunlar karışık olarak meralarda bulunur, kendi kendine yetişir, tohum saçar ve nesillerini sürdürürler. Türkiye’de doğal ortamında yetişen geven, kenger, çiriş, sütleğen, şalba, sarmaşık, ballıbaba, kekik, lavanta, nane, adaçayı, hardal, yonca, ak üçgül, çayır üçgülü, kırmızı üçgül, taş yoncası ve gazal boynuzu gibi bitkiler aynı zamanda arılar için de önemli bir nektar ile polen kaynağıdır. (15)

 Ağaçlar ve Çalılar; Ülkemiz nektar ve salgı üreten ağaçlar yönünden değerli türlere sahiptir. Ağaç ve çalılar içinde nektar ve salgı üretimi bakımından en önemlileri; akasya, ıhlamur, okaliptüs, çam, funda, çeşitli meyve ağaçları, söğüt, yalancı akasya, akçaağaç, böğürtlen, muz, kestane, koca yemiş, püren, erguvan ve meşedir. Dergi -5 Köknarların ve bazı ibreli ağaçların çiçekleri nektar salgılamaz. Yalnızca bazı yaprak bitlerinin çıkardığı artık maddeler ve geçen seneden kalan eski ibrelerin sızıntıları arılar için bal kaynağı oluşturur. Köknar ibreleri yaz başında sıcak günlerde tatlı su salgılar. Bu salgılama bir iki hafta gibi bir süre devam eder. Ancak, çamlarda yaşayan böceklerin salgı üretmeleri uzun sürelidir. Bu salgıların toplanarak çam balına dönüştürülmesi ülkemiz bal üretimi ve ihracatı yönünden çok önemlidir. İhraç edilen balımızın tamamına yakını çam balıdır.

Aynı şekilde Ankara ve ilçeleri için ballı bitkiler İl Tarım Müdürlüğünce belirlenmiş, hatta ilçelere bağlı köylerde çiçeklenme başlangıç ve bitiş tarihleri bile belirtilmiştir. Bu çalışma biraz daha ileri götürülerek ve arıcılarla işbirliği yapılarak Ankara Arıcısı ve Ankara Balı’nın yeniden ihya edilmesi sağlanabilir.

   Ankara Balı ile ilgili 2021 Yılında Coğrafi işaret süreci başlamış olup, çalışmalar devam etmektedir. Ankara Ana Arı üretimde önemli bir konumda olup, Tarım Bakanlığınca izin verilen 13 Ana Arı İşletmesi Ankara’da bulunmaktadır. Ülkemiz toplam üretim kapasitesinin 500.000 adet/ yıl olduğu göz önüne alındığında 129.000 adet kapasite Ankara’da üretilmektedir.Ankara’da; - Toplam kovan sayısı: 78.098 adet,- Bal üretimi: 694,40 ton, - Toplam işletme sayısı 1.326 adettir.Dolayısıyla Ankara önemli bir arıcılık merkezidir. Doğası, kültürü, tarihi ile eşsiz güzellikte bir kenttir. Günümüzde hızlı nüfus artışıyla gelişen aşırı yapılaşma, araziye olan talebin artmasına neden olmakta, doğal alanlar da geri dönülmez şekilde yok olmaktadır. Bu durumun devam etmesi halinde ve bu hızlı büyüme kontrol altına alınmadığı takdirde, kentin doğası tamamen yok olacak ve Ankara’ya özgü bitki türlerinin nesli tükenecektir.

Tarım ve Orman Bakanlığınca sadece çiçeklenme dönemlerine göre Ankara ve ilçelerinin ballı bitkilerinin tespiti yapılmış olsa da, başta İlçe Tarım Müdürlükleri olmak üzere ilgili kurum ve kuruluşlarının işbirliği ile tarımsal zehirlerin (pestisitler v.b) kullanılmasının belirli bir takvime bağlanarak sınırlandırılması ve bu konuda arıcıların dijital platformlar ve uygulamalar üzerinden uyarılması ile arı katliamlarının önüne geçilmiş olacağı gibi, arıcılık ve bal üretimi de korunmuş ve teşvik edilmiş olacaktır.

Arıcılık faaliyeti için orman alanları oldukça uygun alanlardır. Arılar; biyoçeşitliğin korunması, erozyonun önlenmesi, tozlaşmanın sağlanması ve yaban hayatın devamlılığı için son derece büyük bir öneme sahiptir. Ekonomik açıdan da düşünüldüğünde oldukça kârlı bir faaliyettir.Verimsiz ormanların bir an önce iyileştirerek toplumun istifadesine sunulması zaruri öneme sahiptir. Bu hizmetlerden biriside bal ormanlarının kurulmasıdır. Bu bağlamda, Orman Genel Müdürlüğü gerek mevcut ormanların iyileştirme yoluyla, gerekse yeni bal ormanı tesis etme yoluyla bunu sağlamaya çalışmıştır (Orman Genel Müdürlüğü (OGM, 2013: 24).

Bölge ile uyumlu ek ağaçlandırma gibi bazı müdahalelerle bal ormanı alanları oluşturulmak istenmiştir. Bunun için yapılacak düzenlemelerde uygun ağaçlandırma yapmak için, gerek iklim konusunda olsun gerekse bölgede bulunan bitki örtüsü ile uyumlu bir çalışma gerçekleştirilmesi son derece önemdir.

 III. Bal Ormanlarının Kurulma Kriterleri Potansiyel bal ormanı yerinin ve alanının seçilmesinde çeşitli ölçütler dikkate alınmıştır. Bu ölçütler Bal Ormanı Eylem Planında 14 Mart 2019 tarihinde belirtilmiştir. Bu plana göre;

 ilk ölçüt; en az rüzgâr tutan yerin seçilmesidir. Bu son derece önemli bir husustur.(16)

 İkinci ölçüt; ise bal ormanı, trafiğin yoğun olduğu bölgelerde yoldan en az 200 metre, stabilize ara yollarda ise en az 30 metre uzaklıkta yer almalıdır. Bu şekilde arıcılık faaliyetlerinin daha temiz bir ortamda gerçekleştirilmesi amaçlanmıştır.

 Üçüncü ölçüt; insan ve hayvan hareketlerinden uzak olmadır. Bu şekilde gerek kovanların yabanı hayvan saldırılarından korumak gerekse insan faktörlü oluşacak olumsuzlukların önün geçilmek amaçlanmıştır.

Dördüncü ölçüt; ise yakınında sürekli olarak temiz su sağlayan bir kaynağın bulunmasıdır.

 Beşinci ölçüt; arıcılığın yoğun olduğu bölgeler ile talebin fazla olduğu yerler seçilmesi gerektiği karşımıza çıkmaktadır.

Son ölçüt ise bal ormanının en az 20 hektar olmasıdır. Alt sınır konulmasında gaye ekonomik değeri olan bir üretim gerçekleştirebilecek kovan varlığının sağlanmasına ortam sağlamaktır. Ölçütler büyük ölçüde dikkate alınarak oluşturulan bal ormanları son derece faydalı sonuçlar doğurmuştur ve doğuracaktır.

Bal ormanları kuruldukları bölgede ekonomik açıdan kalkınmayı sağlarken, sürdürülebilir bir ormancılık faaliyetine de imkân sunmuştur. Ekonomik açıdan olduğu gibi ekolojik açıdan da son derece öneme sahip olan arılar, gerek tozlaşmada aktif rol oynuyor olması gerekse erozyon ve toprak kaybının azaltması bu projenin önemini açıkça ortaya koymaktadır.

Orman Genel Müdürlüğü Odun Dışı Ürün ve Hizmet Dairesi başkanlığının yayınlamış olduğu bal ormanları listesine göre, Bu sayı 2018 yılı sonu itibariyle 475 tane olmak üzere 60845 ha olmuştur. Her yıl adet ve alanda artış yaşanmıştır. İç Anadolu Bölgesi 3632 ha toplam alan ile 73 adet bal ormanına sahiptir. 12 adet bal ormanı ile Konya bölge de en çok bal ormanına sahip ildir. Ancak sahip olduğu alan 459 ha olan Konya alan sıralamasında bölgede üçüncü sırada yer alır. Alan bakımından 627 ha ile Ankara ilk sıradadır. Ülkemizin mevcut durumu göz önüne alındığında arıcılık için son derece uygun coğrafi şartlara sahiptir. Gerek iklim gerek bitki örtüsü arıcılık faaliyetlerine uygun bir ortam oluşturmaktadır.

Balı bu kadar meşhur olan Ankara arıcılarına yön gösterecek, bilgi verecek, rehberlik edecek “Ankara Balı ve Ballı Bitkileri” hakkında onları aydınlatacak çok geniş bir kitap, Hacettepe Üniversitesi ve A.Ü.Fen fakültesi hocaları ile geçmiş dönem Kazan belediye başkanlarımızdan veteriner hekim Seyfettin ASLAN tarafından hazırlanarak arıcılarımızın istifadesine sunulmuştur...?(17)

Kahramankazan'da 40 gezici arıcı bulunduğu ve kovan sayısının 4 bin 500 adet olduğu, yıllık 9 bin kilogram bal üretildiği tahmin edilmektedir.

1978’de Türkiye Kalkınma Vakfı tarafından kurulan ve o dönemde dünyadaki emsalleriyle boy ölçüşen arıcılık entegre tesislerine ev sahipliği yapıyor. Kahramankazan bu anlamda arıcılık sektöründe Türkiye’de değil dünyada bir marka olma özelliğini sürdürüyor.

 TKV entegre arıcılık tesislerinin Kazan'da bulunması, ulaşım imkanlarının genişliği, zirai ilaçların fazla kullanılmaması ve bölgenin florasının zengin olması gibi özelliklerin ana arı üretiminde Kazan'ı ön plana çıkarmaktadır. Kahramankazan ilçe sınırları içerisinde birçok işletme bulunmaktadır.

TKV ENTEGRE ARICILIK TESİSİ;

 Temeli 1978 yılında Ankara/Kazan İlçesinde atılmıştır. 32.000 m2 alan üzerine kurulu olan bu tesiste, 40 yıldır kalite kontrol ve analizleri yapılan bu ürünler paketlenerek, tüketicilere sunulmaktadır.

Entegre tesis olması nedeniyle; Bal dolum ünitesi, Kalite kontrol ve analiz laboratuarı,2 adet arıcılık laboratuarı, Suni tohumlama ünitesi, Petek işleme alanı, Ana arı ve damızlık ana arı üretim merkezi, Kovan atölyesi, alanlarını bünyesinde bulundurmaktadır.

 Ülkemizde arıcılığın geliştirilmesi, eğitimler ile desteklenmesi amacıyla kurulmuştur. Balı, cam kavanoza dolduran ilk firmadır. Bunun gibi birçok ilklere imza atmıştır. 24.000 ana arı üretim kapasitesi ile en büyük ana arı üretim tesisidir.

 "Entegre Arıcılık Projesi” kapsamında, arı yetiştiricilerine yönelik olarak eğitim-yayım hizmetleri verilmekte, bir taraftan arıcıların temel girdi (ana arı, temel petek, kovan ve diğer arıcılık gereçleri) ihtiyaçları karşılanmakta, diğer taraftan da sektörün ilk tesisi olarak kurulan bal işletmesi ile üreticilerin bal ve arı ürünleri piyasalarla buluşturulmaktadır.

 BEYÇERİ ARICILIK A.Ş;

 Bir aile şirketi olan Beyçeri Arıcılık A.Ş.(2015 yılı ocak ayı) nin faaliyet alanlarında arı, ana arı, arı sütü, propolis, polen ve bal üretimi, paketlenmesi ve pazarlanması hedeflenmiştir. ANKARA’nın KAHRAMANKAZAN ilçesinde yaklaşık 7500 metrekare arsa üzerine 2600 metrekare kapalı alanda modern bir paketleme tesisi kurularak faaliyetlerine başlamıştır. Kurulan tesis yaklaşık yıllık 7200 ton süzme bal, 100 ton karakovan, 25 ton organik bal, 30 kg arı sütü, 10 ton polen ve 500 kg propolis paketleme kapasitesine sahiptir. Yaklaşık 2 milyonu laboratuvar, 5 milyonu tesisler olmak üzere 7 milyonluk bir yatırım yaparak Türkiye arıcılığının hizmetine sunmuştur.

 MERT ARICILIK;

  2006 yılında ana arı ve arı sütü üretim işletmesi olarak kurulan MERT ARICILIK bugün kendi satış ofisi, bal markaları, bünyesinde barındırdığı taşeron işletmeler, sektörde üretim yapan paydaş firmalara verdiği danışmanlık hizmetleri ve arıcılık uygulama eğitimleri ile Türkiye arıcılığının yapı taşlarından birisi haline gelmiştir.

T.C Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı ve Üniversitelerin vermiş oldukları teşekkür ve takdir belgeleri doğrultusunda, amacımız son yıllarda itibar kaybeden şifalı besin maddesi bala itibarını yeniden kazandırmak diğer arı ürünlerinin en doğal haliyle tüketiciye ulaşmasını sağlamaktır.

ARMASAD; Türkiye’deki arıcılık sektörüyle uğraşan üreticilerin bir araya gelerek oluşturduğu Arıcılık Ürünleri ve Malzeme Sanayicileri Derneği’nin(ARMASAD) merkezi de Kahramankazan’da bulunuyor. Arıcılık sektöründe faaliyet gösteren üreticiler, sanayiciler ve girişimcileri bir araya getirerek sektörel iş birliğini artırmayı, arıcılık malzemeleri ve arı ürünlerinin kalitesini yükseltmeyi, sürdürülebilir arıcılığı desteklemeyi amaçlayan bu dernek, sektördeki tüm paydaşları bir araya getirerek hem arıcıların hem de tüketicilerin yararına katkıda bulunmayı hedeflemektedir.
2016 Yılı temmuz ayında Orman ve Su İşleri Bölge Müdürlüğü ile Kazan Belediyesi ve Kazan Kent Konseyi işbirliği ile başlatılan “ANKARA İLİ KAZAN İLÇESİ 15 TEMMUZ ŞEHİTLERİ BAL ÜRETİM ORMANI PROJESİ” yeniden ele alınıp canlandırılmalı, , 2.200 Dekar arazide kurulan bal ormanı ile artık bal üretimi konusunda da dünya ile yarışır konuma yükselmeli, bunun için bütün Kazan halkı el ele çalışmalı ve bu güzel proje hayat bulmalıdır. .

 KAYNAKLAR;

1-( ANKARA’NIN Ağaç, Ağaççık ve Çalıları… Ahmet DEMİRTAŞ).

2-( ANKARA VİLÂYETİ SÂLNÂMESİ, HİCRİ 1320 (MİLADİ 1902) .

3-(1325/1907 ANKARA VİLÂYETİ SÂLNÂME-İ RESMİYESİ).

4-(“TÜRKİYE’NİN SIHHİ İÇTİMAİ COĞRAFYASI ANKARA VİLAYETİ” (1925))

5-(“TÜRKİYE’NİN SIHHİ İÇTİMAİ COĞRAFYASI ANKARA VİLAYETİ”)

6- (Seyyah KANDEMİR “TÜRKİYE SEYAHATNAMESİ ANKARA VİLAYETİ”)

7-( Şeref ERDOĞDU “ANKARAM”)

8-(Avram GALANTİ “ANKARA TARİHİ I-II”)

9-( Avram GALANTİ “ANKARA TARİHİ I-II”)

10- (Fakir BAYKURT “TIRPAN”)

11-(Suavi AYDIN ve Ark. “KÜÇÜK ASYA’NIN BİN YÜZÜ: ANKARA”)

12-(Prof. Dr. Mahmut Şakiroğlu Ankara Dergisi Cilt:2 Sayı:5 Temmuz 1993 “ANKARA HAKKINDA İKİ İTALYAN GÖZLEMCİNİN NOTLARI” )

13-(Yaşar, N., Karataş, Ü., (2012). Avrupa Birliği Ülkeleri ve Türkiye’de Arıcılık, Arıcılık Araştırma Dergisi Yıl:4 Sayı:7, Ordu.) )

14- (Standifer ve ark., 1977;Pernal ve Currie,2001).

15-(Özbek,1979;Genç ve Dodoloğlu, 2011; Cınbırtoğlu, 2014)

16- (https://www.ogm.gov.tr/ekutuphane/Yayinlar/Bal Orman%C4%B1 Eylem Plan%C4%B1 %282013-17%29.pdf)

17-(ANKARA ARISI, BALI, BALLI BİTKİLERİ…Prof.Dr.Mecit Vural,Prof.Dr.Kadriye Sorkun,Doç.Dr.Aslı Özkök,Prof. Dr.İrfan Kandemir,Öğr.Gör.Tuğrul Körüklü,Orm.Müh. Ahmet Demirtaş,Vet.Hek.Seyfettin Aslan)