Bu görüşme, İran’ın nükleer tesislerine geçen ay düzenlenen saldırı sonrası iki ülke arasında gerçekleşecek ilk doğrudan temas olacak. Kaynaklar, Witkoff ve Erakçi’nin ABD’nin arabuluculuğunda İran ile İsrail arasında yaşanan 12 günlük karşılıklı saldırılar sırasında ve sonrasında da doğrudan iletişim halinde olduğunu belirtti.
Öte yandan, İran Parlamentosu bu hafta başında Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı (UAEA) ile işbirliğini askıya alan yeni bir yasayı kabul ettiğini duyurdu. Bu adım, uluslararası toplumda endişeye yol açarken, Tahran yönetimi nükleer programına ilişkin sert duruşunu sürdürdüğünü göstermiş oldu.
İran Dışişleri Bakanı Abbas Erakçi ise sosyal medya platformu X hesabından yaptığı açıklamada, İran’ın Nükleer Silahların Yayılmasının Önlenmesi Anlaşması (NPT) ve ilgili güvenlik önlemleri anlaşmalarına bağlı kaldığını vurguladı. Bu açıklama, ülkenin uluslararası taahhütlerini sürdürme niyetinde olduğuna dair olumlu bir mesaj olarak değerlendiriliyor.
Uzmanlar, Oslo’da gerçekleşecek olası görüşmelerin bölgedeki gerilimi azaltma ve diplomatik çözüm yollarını güçlendirme adına önemli bir adım olabileceğine dikkat çekiyor. Ancak, iki tarafın da karşılıklı güvensizlik ve sert tutumlarının müzakerelerin seyri üzerinde belirleyici olacağı tahmin ediliyor.
ABD ve İran arasındaki ilişkiler, özellikle İran’ın nükleer programı ve bölgesel etkisi konusunda yıllardır inişli çıkışlı bir seyir izliyor. 2015’te imzalanan nükleer anlaşmanın (JCPOA) ardından taraflar arasında zaman zaman tansiyon yükselirken, son dönemde özellikle İsrail ile yaşanan çatışmalar süreci daha da karmaşık hale getirdi.
Norveç’te gerçekleşecek görüşmelerin, bölgedeki istikrarı sağlamak ve uzun süredir devam eden nükleer krize kalıcı çözüm getirmek için yeni bir diplomatik dönemin başlangıcı olması bekleniyor. Gözlemciler, ABD’nin İran’a karşı uyguladığı yaptırımların hafifletilmesi ve İran’ın nükleer faaliyetlerine uluslararası denetim mekanizmalarının etkin şekilde uygulanması konusunda uzlaşma sağlanabileceğine işaret ediyor.
Ancak uzmanlar, her iki tarafın da müzakereler sırasında taviz verme konusunda dikkatli olacağını ve sürecin zorlu geçeceğini belirtiyor. Bu nedenle, Oslo’daki görüşmelerin sonuçları küresel diplomasi çevrelerinde yakından takip edilecek.