TÜİK tarafından yapılan açıklama da Türkiye genelinde 15 ve daha yukarı yaştakilerde işsiz sayısı 2020 yılı Ekim döneminde geçen yılın aynı dönemine göre 391 bin kişi azalarak 4 milyon 5 bin kişi oldu. İşsizlik oranı 0,7 puanlık azalış ile %12,7 seviyesinde gerçekleşti.
TÜİK tarafından yapılan açıklama da Türkiye genelinde 15 ve daha yukarı yaştakilerde işsiz sayısı 2020 yılı Ekim döneminde geçen yılın aynı dönemine göre 391 bin kişi azalarak 4 milyon 5 bin kişi oldu. İşsizlik oranı 0,7 puanlık azalış ile %12,7 seviyesinde gerçekleşti.
İşsizi işsiz saymaz o artık “umutsuz” derseniz böyle sayılar açıklamanız elbette son derecede normal olur.
TÜİK açıklamalarının devamına baktığımızda ise; istihdam edilenlerin sayısının 2020 yılı Ekim döneminde, bir önceki yılın aynı dönemine göre 896 bin kişi azalarak 27 milyon 447 bin kişiye, istihdam oranının ise 2,3 puanlık azalış ile %43,6 olduğunu fark ediyoruz. Benzer bir şekilde İş gücünün 2020 yılı Ekim döneminde bir önceki yılın aynı dönemine göre 1 milyon 288 bin kişi azalarak 31 milyon 452 bin kişiye, iş gücüne katılma oranının ise 3,0 puanlık azalış ile %50,0 olarak gerçekleştiğini görüyoruz
Hem istihdam edilen kişi sayısını, hem istihdam oranını ve hem de işsizlik oranını aynı anda düşürmeyi başaran dünyadaki tek kurum herhalde TÜİK olmalıdır.
AKP iktidarı işin kolayını bulmuş; işsize işsiz, zama zam, hatta hastaya hasta demiyor sonuçta işsizlik, enflasyon ve vaka sayısı düşük çıkıyor.
Belki sizde duymuşsunuzdur, Alice harikalar diyarında sendromu diye bir rahatsızlık vardır. Bu rahatsızlığa yakalanan kişilerin vücut ve cisim algısında bozulmaların meydana geldiği gözlemlenir. Bu sendroma sahip kişiler, nesneleri olduğundan daha büyük veya daha küçük, olduklarından daha uzak ya da daha yakın algılayabilir ve işitsel bozukluklar yaşayabilirler. Sanırım TÜİK’de de benzer bir sendrom var olmalı ki bazı şeyleri olduğundan daha büyük, bazılarını ise olduğundan daha küçük görüyor ve gösteriyor.
Espri bir yana TÜİK gibi kurumların en temel görevi ihtiyaç duyanlar için işe yarar veri üretmektir. Bu tip kurumlar eğer siyasi ve sair kaygılar ile gerçekleri yönlendirmeye kalkarlarsa işsizliği ya da enflasyonu değil sadece ve sadece itibarlarını azaltırlar, neticede bir süre sonra onlar tarafından açıklanan verilere hiç kimse inanmaz, ciddiye almaz.
Diğer yandan DİSK-AR, ILO’nun yöntemini esas alarak Covid-19’un yarattığı gerçek istihdam kaybını ve işsizliği hesapladı ve bir rapor yayınladı, yayınlanan bu rapora göre:
- Geniş tanımlı işsiz sayısı 9,7 milyona yükseldi.
- Covid -19 sebebiyle Revize Edilmiş Geniş Tanımlı İşsizlik ve İş Kaybı 10,7 milyon kişi oldu.
- Geniş tanımlı işsizlik oranı yüzde 27 olarak gerçekleşti.
- Revize edilmiş geniş tanımlı işsizlik ve iş kaybı yüzde 29,8’e yükseldi.
- Ekim 2020’de de Covid-19 ve ekonomik krizin iş gücü piyasaları üzerindeki tahribatı sürüyor.
- Covid-19 Ekim 2020’de en az 2 milyon 246 bin yeni eşdeğer istihdam kaybına yol açtı.
- İstihdam bir yılda 896 bin kişi azaldı.
- İstihdam oranı yüzde 43,6’ya geriledi.
- İşbaşında olanların sayısı son bir yılda 1 milyon 833 bin kişi azaldı.
- Ümitsiz işsizlerin sayısı bir yılda 668 binden 1 milyon 511 bine yükseldi.
- Covid-19 Etkisiyle Geniş Tanımlı Kadın İşsizlik Oranı Yüzde 41’e Ulaştı!
- İş Aramayıp Çalışmaya Hazır Olanların Sayısı 4,3 Milyona Ulaştı!
TÜİK tarafından açıklanan dar tanımlı işsizlik oranı ve işsiz sayısı ile Covid-19’un istihdam üzerinde yarattığı tahribatı gizlemeye devam ediyor. Nisan 2020’den bu yana uygulanan işten çıkarma yasağı nedeniyle TÜİK’in dar tanımlı/standart işsizlik verileri iş gücü piyasalarındaki gerçek tabloyu yansıtmıyor.
DİSK-AR tarafından açıklanan bu veriler ise piyasa ve ekonominin gerçeklerini çok daha uyumlu görünmektedir. Sorunu doğru tespit edemediğiniz müddetçe bir çözüm yolu bulmanız hiçbir şekilde mümkün değildir. Zamanında çözülemeyen sorunlar kangrenleşir ve çok daha ölümcül başka sorunlara yol açar, bazen tedavi edilemeyecek boyutlara ulaşır.
Neticede halk bu verilere bakmaz kararları ile siyasi, sosyal ve ekonomik davranışlarını kendi çevresindeki gözlemleri ve duyumlarına göre şekillendirir. Bu verilere bakanlar ekonominin profesyonelleridir ki demedi demeyin onlarda kolay kolay kül yutmazlar…