Ankara’nın önde gelen kültür ve sanat merkezlerinden Gökyay Vakfı Satranç Müzesi, 10. kuruluş yıl dönümünü özel bir etkinlikle kutladı. 11 Ekim Dünya Kız Çocukları Günü’ne de denk gelen etkinlikte, müzenin ev sahipliğinde anlamlı bir kısa film izleyiciyle buluştu.
Kutlama programı kapsamında yapılan açılış konuşmalarının ardından piyano dinletisi sunuldu. Gecenin en dikkat çeken bölümü ise, senaryosunu müze müdürü Duygu Nur Sapaz’ın yazdığı ve yönetmenliğini Metin Kaybakı’nın üstlendiği “Ferz’den Vezire” adlı kısa filmin gösterimi oldu. Filmin başrolünde yer alan çocuk oyuncu Öykü Muratoğlu, performansıyla izleyicilerden tam not aldı.
Satranç Tahtasında Toplumsal Mesaj!
“Ferz’den Vezire”, satranç oyunu üzerinden toplumsal cinsiyet eşitsizliği, çocuk hakları ve kız çocuklarının karşılaştığı yapısal sorunlara dikkat çekiyor. Filmde satranç taşları; çocukluk, suskunluk, direnç ve dönüşüm gibi kavramların sembolü olarak kullanılıyor. Piyon taşları susturulmuş çocukları, filler kaderi belirlenmiş hayatları, kaleler kapalı evleri, atlar ise çıkış arayan bireyleri temsil ediyor. Filmin merkezinde yer alan vezir taşı ise değişimin, gücün ve özgürlüğün simgesi olarak öne çıkıyor.
Çocuk Oyuncudan Etkileyici Performans!
Filmin ana karakteri olan küçük kız çocuğunu canlandıran Öykü Muratoğlu, satranç tahtası üzerinde yalınayak yürürken izleyiciye şu soruyu yöneltiyor: “Bir kız çocuğu ne zaman kendi oyununu oynamaya başlar?”
Bu soru, sadece bir karakterin repliği değil; milyonlarca kız çocuğunun sessiz çığlığına dönüşüyor.
Filmin sonunda küçük oyuncunun piyanoda çaldığı müzik eşliğinde, dünya genelinde kız çocuklarının yaşadığı sorunlara dair çarpıcı veriler ekrana yansıyor:
- Her yıl 12 milyon kız çocuğu çocuk yaşta evlendiriliyor.
- 122 milyon kız çocuğu okula gidemiyor.
- 28 milyon çocuk, savaşlar nedeniyle eğitim hakkından mahrum kalıyor.
"Sanat, Bir İnsanlık Sorusudur"
Bu etkileyici kısa filme imza atan Müze Müdürü ve senarist Duygu Nur Sapaz, çalışmanın bir sanat eseri olmanın ötesinde, güçlü bir farkındalık çağrısı olduğunu vurguluyor. Satranç oyununu bir metafor olarak kullandıklarını belirterek şöyle diyor: “Her taş, toplumdaki bir rolü, bir sesi ya da bir sessizliği temsil ediyor. Bu filmle, susturulmuş çocukların sesine dikkat çekmek istedik. Ama ben bu hikâyeyi rakamlar için yazmadım. Rakamların ardındaki insanlık duygusunu yeniden hatırlatmak istedim. Bir kız çocuğunun parmak ucundan, bir toplumun vicdanına dokunmak istedim. Çünkü inanıyorum ki sanat, bazen bir politik söylemden çok daha devrimcidir; bir sessizlik, bir slogan kadar yüksek sesle konuşabilir.”
Müze, Sanat ve Farkındalık Arasında Köprü Kuruyor!
Gökyay Vakfı Satranç Müzesi, 10 yıldır yalnızca dünyanın dört bir yanından satranç takımlarını sergilemekle kalmıyor; aynı zamanda satrancın düşünsel boyutunu sosyal farkındalık projeleriyle buluşturuyor.
“Ferz’den Vezire”, bu yaklaşımın en güncel ve çarpıcı örneklerinden biri olarak izleyicilerle buluştu.