Vergi kanunlarımıza göre 5 yıldan daha uzun süre elde tutulan ve yahut da miras ve ivazsız intikal yani bağış yolu ile elde edilen arsa ve sair gayrimenkullerin satışından elde edilen kazanç gelir vergisine tabi değildir.
Vergi kanunlarımıza göre 5 yıldan daha uzun süre elde tutulan ve yahut da miras ve ivazsız intikal yani bağış yolu ile elde edilen arsa ve sair gayrimenkullerin satışından elde edilen kazanç gelir vergisine tabi değildir.
Fakat son zamanlarda özellikle arsasını müteahhide vererek karşılığında daire alan, yahut da arsasına cins tashihi yapıldıktan sonra satan vatandaşlarımızın vergi daireleri ile sıkıntı yaşadıklarına dair haberler yoğunlaşmıştı.
Vergi dairesi kişileri önceden bilgilendirmeden, bazı alım satım işlemlerine direkt olarak ceza kesiyor ve vatandaş vergi mahkemeleri aracılığı ile sorunu çözmeye çalışıyordu. Elbette son çare de Danıştay’da aranıyordu.
Son zamanlara kadar Danıştay daha ziyade mülk sahibi vatandaşların lehine karar verirken artık tutum değiştirmiş gibi görünmektedir.
Bu duruma yol açan elbette vergi dairelerinin yorumudur. Oysa vergi yorumla değil kanunla toplanır. Bu egemenliğin en önemli unsurudur. Verginin kimlerden hangi miktarda toplanacağı yoruma gerek bırakmayacak bir şekilde kanunda yazmalıdır. İktidarın bu sorunu kanunu netleştirerek çözmesi gerekmektedir.
Sorunu biraz daha açayım ki ne demek istediğimi daha iyi anlatabileyim. Diyelim bir arsanız var bu arsa size dedenizden miras kalmış olsun bu arsayı satarsanız herhangi bir şekilde gelir vergisi ödemiyorsunuz. Burada arsanızın değerinin hiçbir önemi de yok isterse onlarca milyon dolarlık bir arsa olsun, isterse de birkaç bin liralık böyle bir alım satımda vergi yok. Bu arsa yahut da daire size miras yahut da bağış yolu ile intikal etmemiş, tarafınızdan satın alınmışsa da bu alım satım işleminin üzerinden 5 yıldan fazla zaman geçtiyse gene bir gelir vergisi doğmuyor.
Fakat aynı arsayı müteahhide verip karşılığında birden fazla daire yani bağımsız bölüm alır ve bunları eş zamanlı olarak satarsanız burada iki önemli sorun ortaya çıkabiliyor:
İlk sorun vergi dairesi bunu bir cins değişikliği olarak kabul edip, müteahhidin size daireyi teslim ettiği tarihten itibaren 5 yıl geçmeden yapacağınız satışlardan vergi talep edebiliyor. İkinci sorun ise daha karmaşık siz arsa karşılığı elde ettiğiniz birden fazla daireyi eş zamanlı olarak, peş peşe satarsanız vergi dairesi bunu ticari faaliyete sokuyor ve vergi tahakkuk ettiriyor. Üstelik bu vergiyi cezalı olarak tahakkuk ettirdiği için gerçekten de kabul edilemez boyutta can yakan meblağlar ortaya çıkabiliyor.
Konuyu bir kaç örnekle açayım; diyelim ki babadan dededen kalma bir arsanız var o arsayı müteahhide verdiniz ve karşılığında on milyon dolar değerinde tek bir dükkan aldınız bu dükkanı satarsanız size herhangi bir vergi doğmuyor. Fakat aynı arsayı müteahhide verdiniz ve her biri 2 milyon dolar değerinde 5 dükkan aldınız bu dükkanları aynı anda satarsanız vergi dairesi bunu ticari faaliyet olarak kabul edip sizden gelir vergisi talep ediyor. Elbette siz böyle bir beyan vermemiş olduğunuz içinde size resen bir ceza tahakkuk ettiriyor, böylece vergi tutarı katlanıyor.
Diyelim babanızdan miras bir arsa kaldı bunu müteahhide verip her biri üç yüz bin lira değerinde iki daire aldınız bunları satıp gidip altı yüz bin lira değerinde başka bir daire alacaksınız. Vergi dairesi sizin bu işleminizi de çoklu işlem diye ticari kazanca sokuyor ve vergi talep ediyor sonra gel de çık işin içinden.
Anlaşılan o ki AKP iktidarı mali açıdan bunalıp, krize girdikçe nereden nasıl para bulurum derdine düşmüş bulunuyor. İktidarlar için en kolay para bulma yolu da elbette vergilere yüklenmek.
Dolaylı dolaysız vergiler yetmeyince, görülen o ki sıra servet ya da varlık vergilerine geldi. Yakınlarda çıkarılan değerli konut vergisi de aslında bu kategoride değerlendirilmelidir.
Netice olarak AKP iktidarı nasıl yapar ederim de vatandaşın sadece gelirini ve harcamalarını değil servetini de vergilendirebilirim derdine düşmüş bulunuyor.
Böyle bir karar ve tutum değişikliğinin farkında olmayan bir çok mülk sahibi de ne yazık ki vergi cezaları ile karşılaşıyor, mahkemelik oluyor ve bir çok zamanda ciddi cezalar ödemek zorunda kalıyor.
Öncelikle maliye bakanlığının bu konuyu tam manası ile bir açıklığa kavuşturması kurala bağlaması gerekiyor. Ondan sonra da emlak alım satım işleri ile uğraşanların ve müteahhitlerin bu konuda bilgilenmesi ve arsa sahiplerini de bilgilendirmesi gerekmektedir.
Son söz olarak bizim vatandaşlarımız için gayrimenkul yatırımı servet ve birikimlerini değerlendirmede en çok tercih edilen yöntemdir. İnşaat sektörü de ekonomimizin lokomotifidir. Siz bu sektörü ve bu yatırım tercihini dinamitlerseniz, emin olun buradan çözülecek para yurt dışına kaçacaktır, demedi demeyin son pişmanlık fayda etmez…