İlk yazımda kadın gazetecilerin yaşadığı sorunlara değinmiştim. O yazıya, benim gibi aynı zorlukları yaşayan pek çok kadın meslektaşımdan destek ve dayanışma mesajları geldi. Bu samimi geri dönüşler, aslında ne kadar ortak sorunlarla mücadele ettiğimizi bir kez daha gösterdi. O yüzden bu kez, mesleğe ilk adım attığım ve yıllarca emek verdiğim Zonguldak’taki meslektaşlarımın, hatta aslında Türkiye’nin dört bir yanındaki yerel gazetecilerin sorunlarına odaklanmak istiyorum.

Meslek kariyerime Z HABER bünyesinde başladım. Orada Atilla Öksüz abimden o kadar çok şey öğrendim ki, kelimelerle anlatmak zor. Mesleğin sadece haber yapmak olmadığını, sabır, mücadele ve dayanışma gerektiğini onunla öğrendim. Zonguldak’ta, bir dönem beraber haberlere gittiğim arkadaşlarım, Hepsi birbirinden iyi, fedakar insanlar. Yerel gazetecilik; kısıtlı imkânlarla, sabah-akşam demeden, çoğu zaman emeğinin karşılığını tam alamadan sürdürdüğümüz zor ama bir o kadar da değerli bir mücadele.

Ancak bu mücadele, ne yazık ki kolay değil. Yerel gazeteciler olarak çoğu zaman maddi yetersizliklerle boğuşuyoruz. Ücretler düşük, çalışma saatleri uzun, sosyal haklarımız ise genellikle yok sayılıyor. Birçok meslektaşım ek işlere yönelmek zorunda kalıyor; çünkü sadece gazetecilik yaparak hayatını idame ettirmek imkansız hale geliyor. Teknik ekipman ve altyapı eksiklikleri de cabası. Doğru, tarafsız ve hızlı habercilik yapmak için gerekli araç-gereceğe erişimimiz çoğu zaman sınırlı.

Bunun yanı sıra, yerel basın üzerinde siyasi ve ekonomik baskılar giderek artıyor. Yerel yönetimlerle olan ilişkiler, habercilik özgürlüğümüzü ciddi şekilde etkiliyor. Bazı konuları gündeme getirmek ya da eleştirel haber yapmak, meslektaşlarımız için risk oluşturabiliyor. Bu durum, habercilik etiğine bağlı kalmayı ve gerçekleri yazmayı daha da zorlaştırıyor.

Ee tabii, sahada uğradığımız mobbing ve şiddetten bahsetmiyorum bile. Fiziksel ve psikolojik tacizler, tehditler ne yazık ki mesleğimizin bir parçası haline geldi. Özellikle kadın gazeteciler olarak, sadece haber yapmakla kalmayıp aynı zamanda bu baskılarla da mücadele ediyoruz. İş ortamında saygısızlıklar, dışlanmalar ve mobbing, gazetecilik aşkımızı zaman zaman sınayan büyük engeller.

Tüm bu zorluklara rağmen, yerel gazeteciler olarak bizler vazgeçmiyoruz. Çünkü biliyoruz ki, toplumun sesi olmanın, halkın gerçekleri öğrenmesinin önemi büyük. Bizler, kısıtlı imkanlarla, sabırla ve inançla mesleğimizi sürdürüyoruz.