Millet İttifakının Öncüsü Kemal Kılıçdaroğlu, bir video yayınlayarak en büyük hayalinin:’’ Anadolu’dan Orta Asya’ya ve oradan...
Millet İttifakının Öncüsü Kemal Kılıçdaroğlu, bir video yayınlayarak en büyük hayalinin:’’ Anadolu’dan Orta Asya’ya ve oradan Çin’e uzanan 5500 km uzunluğunda bir otoban ve çift hatlı hızlı demiryolu inşa etmek’’ olduğunu açıkladı ve bu hayalini gerçekleştirmek için iktidar olmaları halinde elinden geleni yapacağını belirtti. Ve arkasından ilave etti’’ Bu proje Türkiye ile Türk Dünyası arasındaki ilişkiyi arşa çıkaracağı gibi Türkiye’yi dünyada, enerjide, lojistikte ve ulaşımda merkez ülke konumuna getirecektir. Kılıçdaroğlu, şunu da ekledi ’ hayal satmıyorum gerçekleştirebileceğim düşlerimi halkıma açıklıyorum ben yalan söylemem.’’
Evet Kılıçdaroğlu, hayal satmıyor ve gerçekleştirilebilecek hatta gerçekleştirilmesi için 2013’te yola çıkılmış ama yavaş, temkinli adımlarla yürüyen bir projenin ciddi bir kısmını hayata geçirmeye talip olmaktan bahsediyordu ki bu proje BİR KUŞAK BİR YOL projesi idi. Yani geçmişte Türkler ile Çinlilerin ortak işlettiği namı diğer kadim İPEK YOLU projesi.
Bir Kuşak Bir Yol projesi 7 Eylül 2013’te Çin Lideri Xi Jinping’in Kazakistanı ziyaretinde açıklandı ve projenin amacının: ‘’ İpek Yolu güzergahında bulunan ülkelerin ekonomik politikalarının eşgüdümünü güçlendirmek, bölgesel işbirliklerinin önündeki engelleri kaldırmak, bölge ülkeleri açısından açık kapsayıcı dengeli ve faydalı bir ekonomik işbirliği çerçevesi inşa etmek, mal, sermaye ve işgücünün serbestçe dolaşımını sağlamak için altyapı inşa etmek, kaynakların etkin bölüşümü ve piyasaların entegrasyonunu sağlamak’’ olduğunu açıkladı.
Proje ana gücünü, Avrupa’yı, Asya’yı ve Afrika’yı birbirine entegre eden altı farklı güzergahtan ve yoldan oluşan ticaret yollarından, almaktadır.. Bizi ilgilendiren kısmı Sanghay’dan çıkıp Çin’i baştan başa kat ettikten sonra Kırgızistan, Özbekistan , Pakistan, Afganistan İran ve Türkiye üzerinden İtalya’ya ulaşacak olan ana hattır ve bu hatta Bir Kuşak Bir Yol diyoruz. Bu projenin Deniz İpek Yolu bölümü de Malaka Boğazı, Hint Okyananusu, Babülmendep Boğazı, Kızıldeniz, Süveyş Kanalı ve Akdenizi kapsamaktadır ancak bu hat ABD kontrolündedir. Projenin diğer önemli bir hattı da Kızıldenize geçen deniz İpek Yolunun Sudan’da Afrika’ya çıkarak buradan Moritanya’ya kadar Afrika’yı tam ortadan bölen ve Kızıldeniz ile Atlas Okyanusunu birleştiren SAHEL KUŞAĞI’dır.
Çin Avrupa ile bütünleşmek istiyor, Avrupa Çin ile. Bu birleşmenin en büyük mimarlarından ve taliplilerinden biri Almanya eski Başbakanı Angela Merkel idi ise diğeri de Fransa Devlet Başkanı Macron’du. Hayalleri: Asya’nın en doğusundan Büyük Okyanus kıyısında Viladivoslak’tan Lizbon’a büyük Avrasyayı kurmaktı. Gerçekleşebilecek bu düşe Xi Jinping Afrika’yı da katarak AfroAvrasya tasarımını ortaya attı.
Projeyi istemeyen veya kendisine teslim edilmesini isteyen tek güç ABD’dir çünkü; görünen o ki Bir Kuşak Bir Yol Projesi ABD hegemonyasını sona erdirecektir.
Biz gelelim bizi ve Cumhurbaşkanlığı’na aday Öncü Lideri ilgilendiren ana hat yola yani Bir Kuşak Bir Yola. Bu kuşağın ana hattı faaliyette midir? Faaliyettedir hatta Çin Sanghay’dan 2019 Ekiminin sonunda yola çıkan elektronik eşya yüklü elli vagonluk bir tren 6 Kasım 2019’da Ankaraya ulaşıp İstanbul Marmaray’dan geçip Çekya’ya ulaştı. Evet Kuşak Yol’un ana güzergahı faaliyettedir ama o kadar yetersiz, o kadar eksik ve işlevsizdir ki hemen hemen hiç kullanılmamaktadır. Yetersizlik nedeni ile Avrupa daha önceleri Moskova üzerinden ulaşan demiryolu hattı ile Çin’e ulaşacak alternatif bir güzergah oluşturmuştu ancak, bu da Rusya Ukrayna savaşı ile ortadan kalktı. Rusya Ukrayna savaşı ile bu yolun ortadan kalkması Türkiye üzerinden geçecek ana hattın ve Türkiye’nin önemini bir kat daha artırdı. İşte tam bu aşamada Öncü Lider devreye girip, işlevini gerçekleştirememiş Bir Kuşak Bir Yolun işlerlik kazanması için 5500 km’lik otobanı ve çift hatlı hızlı demiryolu projesini
gündeme getirdi ve hayata geçirme sözü verdi. 5500 km’lik her iki yol hayata geçerse kadim ipek yolu gerçek anlamda yeniden hayat bulacak, Türkiye, Türk Cumhuriyetleri ile buluşacak, böylece avrasya ekonomik ve kültürel olarak entegre olacak, Çin’den İtalya’ya 40 günde gemi ile taşınan mallar 10 günde yerine ulaştırılacaktır.
Bu entegrasyonun Türkiye’ye faydası ne olacaktır? Projenin amacı yalnızca yol yapmak değil, mal, hizmet ve sermaye akışını hızlandırmak ve serbestleştirmektir. Avrupa Çin’in ürettiği mala ve ucuz işgücüne muhtaçtır, Çin de Avrupa’nın sermayesine, teknolojisine ve aynı zamanda pazarına muhtaçtır. Çin ve Avrupa her ikisi birlikte Beş Denizler Yaylasının enerjisine, yol güzergahına, hammaddesine ve pazarına muhtaçtır. Yani herkes herkesin bir şeyine muhtaçtır. Öyle ise dengeli, kurallı ve adil bir şekilde , tüm ulusların çıkarlarını gözetecek şekilde, gümrüklerin indirilmesi ve sınırların açılması şu ana kadar projeye katılım sağlamış bulunan 143 ülkenin son derece çıkarınadır.
Projenin ana güzergahı yani 5500 km boyunca, dağıtımı ve toplamayı sağlayacak lojistik merkezler, havaalanları, limanlar, organize sanayi bölgeleri, enerji üretim ve depolama üsleri, telekominikasyon ağları kurulacaktır. Türkiye coğrafi konumu nedeni ile ana lojistik ve enerji merkez üssü olarak düşünülmektedir. Mal ve hammadde akışının kolaylaşması üretimi, istihdamı ve refahı tahmin edilemeyecek düzeyde artıracak diğer yandan uluslararası dostluğun gelişmesine olanak sağlayacaktır. Projenin Çin’in 100. kuruluş yıldönümü olan 2049’a yetiştirilmesi planlanmakta yaklaşık 25 yıllık süre içerisinde duyumlarımıza göre şimdilik 7 trilyon doları aşkın bir yatırım öngörülmektedir.
Yukarıda bahsettiğimiz projenin hayata geçmesi ve fonlanması için Asya Alt Yatırım Bankası, İpek Yolu Fonu, BRICS Kalkınma Bankası ve Çin İhracat ve Yatırım Bankası kurulmuştur. ASEAN( Güneydoğu Asya Ülkeleri Birliği), BRİCS (Brezilya, Rusya, Çin, Hindistan Ve Güney Afrika Birliği) ve SANGHAY İşbirliği Örgütü bu projeyi desteklemek, hayata geçirmek için kurulmuş yapılardır.
Eğer Cumhurbaşkanlığı’na Aday Öncü Lider seçimi kazanır ve 5500 km’lik Yeni İpek Yolunu diğer ortaklar ile birlikte hayata geçirebilir ise, geleceğin küresel dünyasında söz sahibi bir ülkenin müreffeh vatandaşları olarak kendimizi görebiliriz.