“Vay seni Cerrahpaşa, İçmem suyundan içmem, Bir dahaki seneye, Yolcu da gelip geçmem”
Geçtiğimiz günlerde genç yaşında kaybettiğimiz Volkan Konak’ı, bu “Cerrahpaşa” türküsü ile tanımıştık. Bir çok yakınından sonra babasını da kanser illetine kurban veren sanatçı, ablası Nuran Bahçekapılı’nın kaleme aldığı bu eseri bestelemiş ve uzun süre dinleyenleri gözyaşlarına boğmuştu.
1986 yılında Sovyetler Birliği’nin Karadeniz yakınlarındaki Çernobil Nükleer Santrali’nde meydana gelen patlamadan yayılan radyasyon, Karadeniz bölgesi ağırlıklı olmak üzere Türkiye’yi de etkisi altına almış, ilerleyen süreçte bölgede kanser vakalarında belirgin bir artış olduğu haberleri duyulmuştu.
Volkan Konak ile ilgili bilgileri araştırıyorum, 2002 yılı ile 2004 yılları arasında çok sayıda yakınını ve sevdiklerini genç yaşlarında kanser illetine kurban vermiş, babasının da Cerrahpaşa Hastanesi’nde aynı illetten vefat etmesi üzerine ablasının kaleme aldığı eseri besteleyerek, unutulmaz Cerrahpaşa türküsü ile dinleyenleri ağlatmıştı.
Cerrahpaşa türküsü ile kısa zamanda büyük ün yapan Volkan Konak, giderek sayısız türkülere, şarkılara, programlara imzasını attı, adının da “Kuzeyin Oğlu” olarak anılmasına yol açtı. Büyük acılar ve çalkantılar içerisinde geçen yaşamının ruhunda yarattığı isyankarlıkla, düzenin çarpıklıklarına başkaldıran, korkusuzca çıkışlar yapan Volkan Konak, geçtiğimiz günlerde kendisi de henüz yaşamının baharında, 58 yaşında vefat etti.
Sağlığında yüz civarında öğrenciye burs verdiği ve öğrenimlerine yardımcı olduğu belirtilen Volkan Konak, beklenmedik vefatı ile sevenlerini yasa boğdu, toplumda acı ve övgü dolu paylaşımlar yapıldı; onu beğenmeyen sosyal ve siyasal fanatiklerden de küçümseyen, nefret saçan, hakaretamiz tepkiler geldi. Ancak, Çatalca Müftüsü Ahmet Mehmetalioğlu’nun sosyal medyada bir paylaşımı oldu ki, bir din adamına yakışır cinsten değildi.
Kendi X hesabından paylaşım yapan Müftü şöyle diyor:
“Sahnede gebermiş. Şimdi bize soracaklar; nasıl bilirdiniz? Cevabımız bu. Böyle bilirdik. Bizim için içen, bizim için yanar da elbet.”
Mehmetalioğlu, paylaşımına gelen tepkiler üzerine de şu yanıtı veriyor:
“Din, devlet, diyanet ve kutsallarımıza düşman herkese vermiş olduğum rahatsızlıktan dolayı Rabbime şükrediyorum.”
Yani, ölmüş bir insanın arkasından bu hakaretleri ve nefret dilini kullanmasına imkan veren Allah’a teşekkür ediyor. (Doksandokuz ismi bulunduğu bilinen Yaratıcımızın Arapça’daki Allah, Türkçe’deki Tanrı adları yerine Musevi dinindeki Rab adını kullanmayı tercih etmiş.)
Hoşgörü, barış, sevgi, saygı ve kardeşlik dini olan İslam hakkında bu Müftünün ne kadar bilgisi olduğunu merak ediyorum. Paygamberimiz Hz. Muhammed (sav) din nedir diye soranlara, “Din güzel ahlaktır” demişti.
Son zamanlarda din adına yapılan ürkütücü açıklamalar ve yaşananlar, aklı başında insanları dehşete düşürüyor. Bu dille, bu düşmanca söylemlerle dinimize hizmet mi ediyorlar yoksa zarar mı veriyorlar?..
Yakın bir geçmişte bir din görevlisi de sosyal medyada yaptığı bir paylaşımda kendisi gibi din adamlarına çağrıda bulunmuş, “Önünüze içki içen birisinin cenazesi geldiğinde şeyine pamuk yerine alkol şişesi sokun” demişti.
Din adına örgütlenen Fetullah Gülen FETÖ çetesinin, 15 Temmuz 2016 tarihinde başlattığı kahbe darbe girişiminin, ne büyük sıkıntılara yol açtığını da unutmadık.
1997 yılında Refah-Yol koalisyonu döneminde Devlet Bakanı Nevzat Ercan’ın basın müşaviri idim, o yıl Başbakan Necmettin Erbakan’ın düzenlediği Hac ibadetine Diyanet İşleri Başkanlığı’ndan sorumlu olan Bakanım Nevzat Ercan ve bir çok bakan, milletvekili ve bürokrat ordusu ile birlikte ben de katılmıştım. Sonraki hükümetlerde de Diyanet İşleri Başkanlığından sorumlu tutulan Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Hüsamettin Özkan’ın 2002 yılına kadar basın müşavirliği görevinde bulundum; bu süreçte sürekli Din ve Diyanetle temas halindeydim, imkanlarım ölçüsünde dini konularda araştırmalar da yaptım.
Dinimiz İslam, öğrendiğimiz kadarıyla, “Hangi dinden, hangi mezhepten veya hangi inançtan olursa olsun bir insanın iyi veya kötü olduğuna Allah’tan başka kimse hüküm veremez, aksini yapan şirk koşmuş olur” diyor.
Din adına hizmet yapanların, toplum içerisinde hal ve hareketlerine, ağızlarından çıkacak her kelimeye dikkat etmeleri, süzgeçten geçirmeleri gerekir. Tavır ve davranışları ile Dinimizi ya yüceltirler, yada bir çok kesimleri dinden ürkütürler, soğuturlar.
Benim naçizane fikir ve düşüncelerim bunlar, yanlışım varsa affola.
Dine Hizmet mi Ediyorlar, Zarar mı Veriyorlar?
Cengiz Özer
Yorumlar
Trend Haberler

Diyarbakır'da kaza: 1 ölü, 4 yaralı
FOMGET Başkentli taraftarlara çağrı yaptı!

Manisa FK, Ankaragücü'nü konuk ediyor

Tarkan'ın acı gününde sadece çelenk gönderdiler!

Merkezefendi Belediyesi Basket, Anadolu Efes’e konuk oluyor

Mamak Belediyesi Hakkında "Köpek Toplama" İddiası