Bu çalışma, öncelikle partinin başarısına katkı koymak ve iktidar mücadelesi çabasında ortaya çıkan sorunların algılanması ve...

Bu çalışma, öncelikle partinin başarısına katkı koymak ve iktidar mücadelesi çabasında ortaya çıkan sorunların algılanması ve çözüm bulunması doğrultusunda ele alınmış bir makaledir. Bu çalışmanın yeni dönem için Partimizin siyaset yapma ve bu çalışmaları potansiyel seçmenlere ulaştırılmasında ortaya çıkan eksikliklerin ve yetersizliklerin giderilmesinde katıklar sunmasını dilerim.

Seçmene ulaşma ve iktidar olmak konusunda sonuç almanın planlanmasını “iktidar Hedefleme-parti çalışması ” kavramı altında incelenmiştir ( ortaya konulan sloganlar ayrıca incelenebilir- bunlar son seçimde, sana söz baharlar gelecek-milliyetçi söylemler-emeklilere ikramiye- köylülere verilen maliyet azaltıcı vaatler, genler için gelecek umudu vb. ). Mevcut durumun belirlenmesi, sorunların açığa çıkarılması, zaman ve kaynak kullanımı ile sonuç almak üzere ortaya konulan, CHP’ye karşı daha duyarlı olan kesimler belirlenerek sonuç alıcı yöntemlerin kullanılması, kısaca ifade edilecek bir yöntem olarak ele alınabilmelidir.

1-HEDEFLEME YA DA PARTİ ÇALIŞMASI

Hedef; nişan alınacak yer, amaç, gaye, maksat olarak Türkçe dil sözlüğünde tanımlanmaktadır.1 Dar anlamada bir partinin bir dönem yoğunlaşarak belirli bir noktaya yönelmesini karşılamaktadır. Eğer bu dönem sadece belirli bir zaman dilimi içerisinde “seçim” aracılığıyla ulaşılacak başarı ise anlamlı olabilir. Siyasi partiler, aynı diğer canlılar gibi yaşayan organizmalardır. Toplumsal talep ve değişimlerde kendini yeniler ve toplumun bütün istek ve taleplerine cevap verecek bir esnekliği elde eder.

Seçilen “iktidar Hedefleme-parti çalışması” kavramı bir zaman diliminde ortaya konulacak etkin, verimli ve sonuç alıcı bir çalışmayı planlamak üzere ortaya konulur ise bu anlaşılabilir. Ancak örgütsel, siyasal çalışma sadece bir “dar” zaman dilimine sıkıştırılabilecek çalışma olmadığını düşünüyorum. Temel olarak öncelikle, kapsamlı olarak örgütsel bütünlüğün, toplumda yarattığı algının, neyi temsil ettiğinin belirgin olarak ortaya konulmasında anlaşılır, değiştirici ve yapıcı olanı inşa etmesi gerekliliğidir. Bu seçimler sürecinde karmaşık, diğer siyasal partilerle kurulan ittifakın parti tabanında ve toplumda açık olmamasını yaratmıştır.

Partimizin, çok partili dönemlere geçilmesinden bu tarafa, ortaya koyduğu “ Ortanın Solu ”, “ Anadolu Solu ” , “ Yeni CHP ” gibi kavramsal bütünlük içerisinde neyi, nasıl, ne zaman ve kimin için yapacağını ifade eden çalışmalar toplumun hafızasında yer etmiştir. 1959 yılında ilk hedefler beyannamesi ile parti, toplumun yararına ne istiyor, bunu toplumun hangi ihtiyaçları üzerinden istediğini ortaya koymuştur. Bunun sonucunda toplumda o güne kadar bilinen CHP’sinin, hem kendini nasıl değiştirdiğini ve topluma yenileşme vasıtasıyla ne sunduğunu ifade eden uzun bir parti içi teorik tartışma, örgütsel yenilenme, parti kadrosu yaratma, değiştirme ve tahayyül ettiği yeni toplumsal yapının topluma ne, nasıl, ne zaman ve hayatındaki değişikliğin neleri kapsayacağının belirlenmesine çalışılmıştır. Somut, açık politik mesajlarla iletişim kurmuş ve o zamanın ruhunu yakalayıcı, değiştirici ve dönüştürücü olabileceğini göstermiştir.

“Anadolu Solu” ise dünyadaki değişikliğin etkisinde kalarak zamanın ruhuna uymaya çalışan yeni kavramsal bir yaklaşım ortaya koysa da yeterli bilinirliği, neyi, niçin, nasıl değiştireceğini çok fazla topluma anlatamadığı gibi parti içerisinde örgütsel ihtiyaçları karşılayacak yapısal sorunlara cevap verecek değiştirici ve dönüştürücü etkiyi yeterince yaratamamıştır. Somut, açık politik mesajlar yeterince yaratamamıştır.

Bu iki örnekte kendi yerel deneyimimizin gösterdiği gibi, parti çalışması bir bütünlük içerisinde toplumun ve onu değiştirecek olan parti kadrolarının, yapısal olarak, birlikte ele alınarak zamanın ruhuna göre, yeniden yapılandırılması gereklidir. Noktasal, dönemsel çalışma ile uzun vadeli çalışmanın birleştirici ve seçim sürecinde ortaya konulmalıdır. Nişan alınacak “yerin”, toplumu oluşturan çeşitli kitlelerin ihtiyacı üzerinden, eldeki kısıtlı kaynakların, zamanın, iyi kullanılmasında büyük fayda sağlayacağı, daha etkin ve verimli sonuçların alınmasında kolaylıklar sunacağı ve sonuç alıcı olacağı gözden kaçırılmamalıdır.

2- YAPISAL SORUNLAR

Bir toplumsal tahayyülün ortaya konulması tasarlandıktan sonra, bunu gerçekleştirmek üzere hangi araçları kullanacağının da belli olması gerekir. Bu varsayımın en temel gerekçesi “ zaman” kısıtlamasıdır. Planlama da denilebilecek bu çabanın, kıt kaynaklarla en verimli sonuçların elde edilmesi amaçlanmasından kaynaklanmaktadır.

Parti çalışmasında ise bu en temel ve vaz geçilmez olan kadro ihtiyacından kaynaklanmaktadır. Partinin ortaya koyduğu uzun vadeli program çalışması toplumu oluşturan kesimler nezdinde bir algı yaratmaktadır. Bu algının, kısıt zaman diliminde “seçim” dönemi ile ifade edersek bunu, “hedeflenen” kesimde yaratacağı etkinin yüksek olmasını sağlayacak temel varsayımlar üzerinde yeterince ön çalışma yapmak gerekecektir.

Siyasetin, geleceği inşa etme işi olduğu bir an düşünülürse, Partinin toplumsal olarak ortaya koyduğu gelecek tahayyülünün öncelikle parti kadroları üzerinde içselleşmesi ve bu kadroların toplumda kabul edilebilirliğinin (bilinirliğinin vb.) sağlanması önemli bir sorun olarak karşımızda durmaktadır. Parti kadrolarının nasıl seçildiği, yeterliliği, liyakati ve partili olma bilinci önemli bir ayraç olmaktadır. Kadroların kısıtlı zaman içerisinde seçmenle buluşarak sadece şeklen “ziyaret, el sıkma, ilgili yerlerde bulunma” gibi çalışmaların parti çalışmasının uzun süreçlerinden koparılarak, elde edilmeye çalışılan başarıyı, etkili ve verimli, kısıt kaynaklarla yaratmayacağı açıktır.

Kısa vadede başarının olması için trendin (zamanın ruhunun), pragmatik (değerler dizisinin) değiştirilebilir (toplumda değişim isteğinin yüksek olması, ekonomik ve sosyal kargaşa vb.)olmasının koşullarının var olması veya bu isteğin yöneticilere rağmen, halkta değiştirici çatışmayı açığa çıkarıcı olabilmesinin koşullarının oluşması gereklidir.

Örgütlü ve eşgüdümlü ikna etme sürecini kullanan çalışmalar, kitle iletişim araçlarıyla yürütülen birbiriyle uyumlu ve tanımlanmış bir amaçlar kümesini gerçekleştirmek, kamusal kanı ve davranışı değiştirmek üzere bir bütün olarak yönelmeyi gerekli kılmaktadır. ” İktidar Hedeflemesi-parti çalışması” özgül bir mesaj türünü kullanarak halka ulaşmak ve halkı güdülemek ve önceden planlanan bir etkileşim ve etkinlikler dizinidir.

Yine, CHP parti tarihinden bir örnekle bu bölümü bitirelim. Bülent Ecevit, ortanın solunda bulunanların, insan tiplerini ortaya koyarken, parti kadrolarının özelliklerini de ortaya koymuştur. Ortanın solunu inşa eden insan kaynaklarını ,”insancıdırlar, halkçıdırlar, sosyal adaletçi ve sosyal güvenlikçidirler, ilerici devrimci ve reformcudurlar, devletçidirler, plancıdırlar, özgürlüğe bağlıdırlar, sosyal demokrasiden yanadırlar”2 başlıklar altında belirleyerek yeni bir politikanın uygulayıcılarının toplumda nasıl bilinmesi gerektiğini ortaya koyan ayırıcı özelliklerini belirlemiştir. Bu durum, toplumda siyaset inşa eden kadrolarının bilinirliğini ve güvenirliğini ortaya koyarak, söylediği yeni siyaset manifestosunun kabulünü kolaylaştırmıştır. Seçim sürecinde toplumda etki yaratabilmek için uygulayıcıların, siyaset mimarlarının yaratılan toplumsal tahayyül ile uygun olmasının “kısıtlılıkları” kolaylaştırıcı etki yaratacağını bize göstermektedir.

3- POLİTİKA YARATMADA MERKEZ/

YEREL UYUMU(SUZLUĞU)

Yaşadığımız zaman diliminde her şeyin çok çabuk değiştiği ve değerler bütünü oluşturma ve onu başkalarına geçirme çok etkili ve kalıcı olamamaktadır. Onun için değer yaratmak çok daha meşakkatli bir hal almıştır. Toplumsal kesimler arasındaki ilişkiler görünürde kaybolmuş gibi gözükse de, derin çıkar çatışmaları ve toplumsal faydadan yararlanmada eşitsiz bir paylaşım ortaya yerde durmaktadır.

Parti merkezi tarafından, soyuttan somuta, yönelik genel politik hatlar oluşturulmaktadır. Merkezin oluşturduğu politik hat, yerel örgütler tarafından içselleştirilememekte, yerel sorunların ortaya çıkarılması ve çözüm yolların bulunmasında etkili olarak kullanılamamaktadır.

Toplumu oluşturan kesimlerin sorunları ve ihtiyaçları (toplumun çeşitli katmanlardan oluşması, mesleki iş bölümü ve uzmanlıkların varlığı vb.) bir biriyle çıkar çatışması durumdadır. Kite partilerinin temel çalışma planlaması, toplumu oluşturan kesimlerin bu farklılıklarını göz önüne alarak, olabildiği kadar sorunlarını ortaklaştırmaya çalışmalı ve bunların çözümünü kendi eliyle yapacağının kabulünü en geniş kesime kabullendirilmesinin sağlaması hedeflenmelidir.

Yine bunu seçim süreciyle kısıtlarsak, toplumun çeşitli kesimlerini oluşturan ve seçilen potansiyel kesimlerin sorunları üzerinden çeşitli toplumsal duyarlılıkları dikkate alarak, merkezin ürettiği politikaların, yerel kadrolar aracılığıyla, hem kadroların kendi nezdinde içselleştirdiği bilinen durum,“güvenirlik ve sürdürebilirlik”, hem de seçilecek toplumsal kesimler üzerinde yaratacağı etki maddi gerçekliğin ortaya çıkarılması ile mümkündür.

Toplumdaki özgürlük ortamı, iktidar edenlerin tutumu, yaratılan kültürel hegemonik ortamın durumu, ortaya koyacağımız politik araçların seçimini yapmamıza yardımcı olacaktır. Genel politik durumla birlikte, yerel sorunların ortaya çıkarılması, yerel çözüm olanaklarının bulunması birçok çalışmanın boşa gitmesini de önleyecektir. Seçim süreçlerinde genel merkez tarafından sorunların ele alınışı, üretilen materyaller, çalışmanın sürekliliği olmadığı için kalıcı etkiyi yaratmamaktadır. Uzunca bir dönemdir yapılmayan partiler arasındaki tartışma ortamının olmaması, toplumun çeşitli kesimleri arasında kimin(hangi partinin) ne dediğinin bulanıklaşmasına neden olmaktadır.

Parti içi birlik olalım derken, yerel parti organları ( il ve ilçeler) donuklaşan, genel merkezin sorunlara bakışı ve çözüm önerileri, yerel sorunlar ve çözüm önerileri hiç konuşulmayan ( yerel danışma meclisleri ve partili üyeleriyle vb.), adeta yerel kamusal faaliyet için seçilen Belediye Başkanlarına havale eden, örgütleri zayıf ve yeterli liyakata uygun olmayan, kavrayışı düşük, yaratıcı yönü zayıf, iş yapma kapasitesi belirsiz, kişilerden seçilen, belediye başkanlarına ve genel merkeze bağlı bir organizasyon anlayışı görünümüne bürünebilmiştir. Belediye Başkanlığı kazanılan yerlerde, siyaset yapmayı parti örgütlerine değil, belediye başkanlarına bırakan, belediye başkanlarının olmadığı yerlerde sadece genel merkeze bağlı örgütler, hantallığı ve siyasal öngörüsüzlüğü, ilişkilerinde çürümüşlüğü ile beceriksizlikten öteye geçemeyecek organizasyonlar olarak görünmektedir.

Başarı hikâyesinin düşük olduğu organizasyonlarda, kadroların çaresizliği ve bir şeyi yapmada isteksizliği ön plana çıkmaktadır. Kadroların motivasyonu, açık, anlaşılır, basit ve aktarılabilir politik araçlarının sunulmasını gerekli kılmaktadır.

Toplumda, Partinin yaratmış olduğu algının, görünürlüğü, bilinen ile bilinmeyen arasındaki farkın kadrolar tarafından üstesinden gelinebilecek toplumsal hedefler olması gereklidir. Partinin toplumdaki bilinirliği, toplumda nasıl göründüğü yaptığı işlerin ve uygulayan kadrolardan bağımsız olarak, olumlu ve/veya olumsuz bir imaja sahiptir. Çeşitli kesimlerde oluşan önyargıların, geleneksel dar yapılarda partiye karşı gelişen tutumların değiştirilmesi, sadece merkezden oluşturulan politikalar ile aşılamamakta, yerel parti organları önem kazanmaktadır.

Uygulanan politikalar açısından yeni seçmenin hedeflenmesi bu açıdan önem taşımaktadır. Seçim yaşının 18’e düşürülmesi çok genç bir kuşağın seçmen olmasını sağlamıştır. Yetişkinler gibi birçok deneyime sahip olmayan, taşıdığı değerlerde katılaşmaya neden olamamış tutumlar mevcuttur. Kullanılan politik araçlar ve hedeflenen seçmen kitlesi bu açıdan da önem arz etmektedir.

Demografik farklılıklar ve geçmişten getirilen değer yargıları, esnek davranmayı ve partiler arasında geçişenliği etkileyen en önemli unsurlardan biridir. Yerel çalışmanın önemi bu açıdan da önemlidir. Genç nüfusun yaşadığı alan ile yaşlı nüfusun yaşadığı alan arasında politik söylem ve kullanılan araçlar farklılık taşıyacaktır.

Maddi benzerlikler ile yaratılan kültürel özelliklerin farklılıkları “hedef seçmenin” tutum geliştirilmesinde belirleyici olacaktır. Bu hedeflenen kitlenin de yek pare bir parçadan oluşmadığını ortaya çıkarmaktadır. CHP’nin vermiş olduğu emekliler üzerinden yaptığı çağrılarda bunu göstermektedir. Emekliler bir toplumsal sınıfsal ve/veya iş bölümü veya uzmanlık alanını ifade etmemektedir. Bu daha çok kategorik bir tanımlamadır. Yine çalışma yaşamından kaynaklanan sorunların(eşitsizliklerin), emekli olduktan sonrada sürmesiyle ilgilidir. Başka bir bakış açısından, belki de tüketim zinciri ilişkisi üzerinden emekliler arasındaki farklılığa parti politikaları için çözüm üretmek gerekebilmelidir.

Genel politik tutum ile kullanılan her türlü araçların belirlenmesinde, merkez ile yerel arasında belirgin bir farklılık bulunmaktadır. Bu ülkemizde yaşayan çeşitli kesimler açısından da bu önemli bir belirleyici ayıraçtır. Son yapılan memnuiyet anketlerinin gösterdiği gibi, bölgeler arasında hatta şehirlerarasında farklılıklar bulunmaktadır. Bu durum sadece bölgeler arasında yaşayan kesimler arasında değil, aynı uzmanlık ve kategorik olarak oluşan gruplar arasında da maddi ve kültürel değer farklılıkları ortaya çıkmaktadır. Partinin politikalarına, bu kesimlerin uzaklık ve/veya yakınlığı da oluşturan bu çıkar ilişkisinin, en üst noktada temsil edilebilirlik düzeyinde, yakınlaşama ve uzaklaşmasına sebep olmaktadır.

Halkın yönetimsel deneyimi de partiler arasında, seçim yapmasında önemli bir belirleyicidir. Temsili demokrasinin sorunları, idari ve yönetsel sorunlar, katılımın niteliğinde ve politikaların seçiminde etkileyici sonuçlar ortaya çıkarmaktadır.

DEVAMI YARIN