Murat ÖZBÜLBÜL Recep Bey bayram öncesi katıldığı bir yayında, 2021 yılından bu yana ekonomistlerin eleştirdiği enflasyonun...

Recep Bey bayram öncesi katıldığı bir yayında, 2021 yılından bu yana ekonomistlerin eleştirdiği enflasyonun çok altında negatif faiz politikasına yönelik, “Faizi düşürdük. Ne oldu, battık mı?” ifadelerini kullanmıştı…

Batmak tabiri bir iş insanının, devletin ve yahut da kişinin borçlarını ödemekten acze düşerek varını yoğunu kaybetmesi anlamında kullanılan dilimize yerleşmiş kadim bir deyimdir.

Kişiler ve şirketler para basma imtiyazları olmadığı için borçlarını ödeyecek nakit bulamazlarsa temerrüde düşerler. Eğer nakit olmayan fakat belirli bir zaman diliminde nakde dönüşebilecek varlıkları da yeterli olmazsa borçlarını ödeyemezler batar, iflas eder yok olup giderler.

Devletler içinse bu borç ve iflas sorunu biraz daha farklıdır. Farklıdır çünkü devletlerin para basma ve vergi salma imtiyazları vardır.

Fakat malum devletler de zaman zaman borçlarını ödemekte temerrüde düşüp moratoryum ilan edebilirler.

Cumhuriyet döneminde 1958 yılında Adnan Menderes iktidarındayken böyle bir iflas yaşanmıştı.

Osmanlı döneminde Abdülhamit iktidarında 1881 yılında da benzer bir iflas yaşanmış, Abdülhamit imzaladığı Muharrem kararnamesi ile devletin borçlarını ödemede acze düştüğünü ve iflasını açıklamıştı.

Bir devletin iflası ya da batmasında sahip olduğu para sistemi ve borcun yapısı önemlidir.

Bir devlette herhangi bir döviz ya da kıymetli maden karşılığı olmadan basılıp dolaşıma sokulan kâğıt para sistemi uygulanıyorsa bu devlet kendi bastığı para birimi cinsinden borçlarını ödemekte asla zorlanmaz, dilediği kadar para basar dolaşıma sokar ve borçlarından kurtulur fakat ortaya enflasyon denilen olgu çıkar. Türkiye’de bu gün uygulanan para sisteminde para herhangi bir karşılığı olmadan basılmaktadır değeri ise sadece itibaridir.

Yani kısaca söylemek gerekirse: enflasyon ve özellikle de yüksek enflasyon borçlarını ödemede acze düşmüş, para basarak borç ödemeye çalışan batmış bir devletin en temel göstergesidir.

Bu manada Türkiye’de üç haneye ulaşmış enflasyona bakıp Recep Bey’e evet kardeşim battık ama sen bunun farkında bile değilsin demek hiç de yanlış olmayacaktır.

Bir devletin birde basma hakkına sahip olmadığı döviz ya da altın gibi kıymetli madenler cinsinden borçları olabilir. İşte bir devletin iflasında asıl tehlike konusu bu tür borçlardır çünkü dövizi dilediğin gibi basıp, altını dilediğin gibi bulup borçlarını ödeyemezsin. Üstelik döviz ya da altın cinsinden vergi salmanda mümkün değildir.

Bu yüzden devletler dış borçlanmada çok ama çok dikkatli olmak, gün gelip temerrüde ve acze düşmesine yol açacak borçlanmalardan kaçınmak zorundadır.

Peki, dış borçlar konusunda Recep Bey iktidarının durumu ne?

İlk olarak Merkez Bankası bile sermayeyi kediye yüklemiş tabiri caizse adeta batık durumdadır! Merkez bankasının kasasını sıfırlayabilmek için bile yaklaşık 50 milyar dolar civarında döviz bulunması gerekmektedir. Swap ve benzeri operasyonlar ile Merkez Bankası kasasına emanet döviz koymuş yabancılar ver paramı dediği anda Merkez Bankasının bu parayı bulup verebilmesi mümkün değildir, çünkü bu paralar içeride döviz kurlarını tutma ve enflasyon algısını ortadan kaldırma çabaları çerçevesinde satıldı, yandı bitti kül oldu.

Bu açıdan baktığımızda da Recep Bey’in “Faizi düşürdük. Ne oldu, battık mı?” sorusuna vereceğimiz cevap da ne yazık ki evet battık olacaktır.

Bu cevap CDS primlerine bakılınca da görülmektedir. Türkiye’nin CDS primlerinin seviyesi de bize Türkiye’ye borç verenlerin Türkiye’nin batmak üzere olduğunu, döviz cinsinden borçlarını ödeyemeyeceğini ve moratoryum ilan etmek zorunda kalacağını düşündüklerini göstermektedir.

Demedi demeyin Türkiye’nin tez zamanda ülkeyi batırdığının farkında bile olmayan bu yönetimden kurtulması gerekmektedir.