HABER : SEVGİ GÜLDOĞAN

Abdülhak Hamid Tarhan'nın ölümünün 88.yılı!
Abdülhak Hamid Tarhan'nın ölümünün 88.yılı!
İçeriği Görüntüle

Kitapları ve yazarlık süreciyle ilgili olarak Kibatek Edebiyat Akademisi'nde bir söyleşi gerçekleştiren Zeynep Eşin, edebiyatseverlerle buluştu. Etkinlikte, öykü yazmanın inceliklerini aktaran Eşin, katılımcılara yazarlık serüvenini de içtenlikle paylaştı.
Söyleşide, Zeynep Eşin, “Son Üç Dakika” adlı kitabını da edebiyatseverlere tanıtarak, okurlarının sorularını yanıtladı ve kitaplarının arkasındaki ilham kaynaklarını anlattı.

Etkinlik, katılımcılara unutulmaz bir edebiyat deneyimi sundu.
Zeynep Eşin, söyleşisinde yazarlık serüveninin nasıl başladığını ve edebiyat dünyasında nasıl bir yolculuğa çıktığını anlatırken, "Yazmak, benim için bir içsel gereklilikti. Birçok gözlemim, toplumla ve kişisel yaşantılarımla ilgili birikimlerim yazıya dökülme isteği doğurdu," diyerek yazarlığa olan ilgisini dile getirdi. Eşin, yazma sürecinin yalnızca kendini ifade etmekle kalmadığını, toplumla yüzleşmeyi de gerektirdiğini vurguladı.
Medya geçmişinin, yazarlık kariyerine büyük etkileri olduğunun altını çizen Eşin, "Medya sektöründe geçirdiğim yıllar, bana bakmayı değil, görmeyi öğretti. Hikâyelerle ilgili bakış açımın değişmesine, gündelik hayatta olağan olana daha derinlemesine bakmama olanak tanıdı," şeklinde konuştu. Eşin, medya dilinin, edebi dile nasıl ilham verdiğini ve iki dil arasında nasıl bir geçiş yaptığını da anlattı.
Etkinlikte ayrıca Zeynep Eşin, “Son Üç Dakika” adlı kitabını edebiyatseverlere tanıtarak, hem eserinin içeriğinden hem de yazma sürecinden bahsetti. "Yazarken en çok keyif aldığım şey, bir hikâye üzerinde düşünmek ve onun üzerinden insanlara dokunabilmek," diyerek okurlarına olan bağlılığını belirtti.
Söyleşi sonrası, Eşin, okurlarıyla bir araya gelerek imza etkinliği düzenledi. Etkinlik, katılımcılar için keyifli bir deneyim sunarken, Eşin’in yeni kitaplarına olan ilgiyi daha da pekiştirdi.
Edebiyat dünyasında hızla tanınan yazar ve yönetmen Zeynep Eşin, son dönemde yayımlanan eserleriyle dikkatleri üzerine çekiyor. Yazar, Kibatek Edebiyat Akademisi'nde gerçekleştirdiği söyleşide yazarlık serüvenini ve edebiyat dünyasındaki yolculuğunu katılımcılarla paylaştı. Etkinlikte, öykü yazmanın inceliklerini anlatan Eşin, yazarlık yolculuğuna dair çok değerli bilgiler sundu.
EDEBİYATIN DERİNLİKLERİNE İNEN BİR SOHBET
Söyleşide, Eşin'in yazarlık sürecine dair önemli açıklamalar yapıldı. Katılımcılarla, özellikle “Son Üç Dakika” adlı eserini tanıtan Eşin, yazma sürecinin nasıl başladığını ve bu süreçteki ilham kaynaklarını samimi bir şekilde paylaştı. Eşin, kitabın ortaya çıkış sürecini şu şekilde anlatı:
"Bu kitap, aslında yıllardır içimde biriken kelimelerin bir çağrısına cevap oldu. Hem kişisel gözlemlerim hem de mesleki deneyimlerim zamanla bir metin ihtiyacına dönüştü. Yazmaya karar verdiğimde zaten her şey zihnimde hazır gibiydi; sadece onları kâğıda dökmek kaldı."
Eşin, yazarken onu en çok etkileyen duygunun “anlatma mecburiyeti” olduğunu belirterek, "Bazen bazı şeyleri susarak taşıyamazsınız, kelimelere yüklemeniz gerekir. Yazdığım her sayfada hem kendimle hem de toplumla yüzleştim," diyerek yazma sürecinde hissettiği derin duyguyu katılımcılara aktardı.
MEDYA GEÇMİŞİ VE YAZARLIK İLİŞKİSİ
Medya alanındaki geçmişiyle de edebiyat dünyasına katkı sağladığını ifade eden Eşin, "Medya bana bakmayı değil, görmeyi öğretti. Gündelik olanın içindeki olağanüstülüğü fark etmeyi... Haber yazarken öğrendiğim netlik, yazarken de beni disipline etti. Ama edebiyatın sunduğu o özgürlük alanını keşfetmek ayrı bir heyecan oldu," diyerek medya geçmişinin yazarlık sürecindeki etkisini anlattı.
YAZARLIK VE MEDYA ARASINDAKİ DENGE
Hem medya çalışanı hem de yazar kimliğini bir arada yürütmenin avantajları ve zorlukları hakkında da konuşan Eşin, "Avantajı; sürekli bir anlatı içinde olmak. Gözlem yeteneğiniz keskinleşiyor, insan hikâyelerine daha duyarlı hale geliyorsunuz. Zorluğu ise zaman. Medya hızlı bir alan ve çoğu zaman yazarlık için gerekli içsel sessizliği bulmak kolay olmuyor. Ama bu iki alan birbirini besliyor; bu dengeyi kurabildiğinizde çok üretken bir alana dönüşüyor," dedi.
EDEBİYAT DİLİNİN MEDYA DİLİNDEN ETKİLENMESİ
Medyanın yazarlık üzerindeki etkisine dair de açıklamalar yapan Eşin, "Medya dili çoğu zaman kısa, vurucu ve sade olmak zorunda. Bu da edebi anlatımda kimi zaman sadeleşmeye, kimi zaman da yüzeyselleşmeye yol açabiliyor. Ancak bu etkileşim tamamen olumsuz değil. Eğer bir yazar olarak bu iki dil arasında geçiş yapmayı başarabilirseniz, okuyucuya çok daha erişilebilir ama derinlikli bir metin sunabilirsiniz," dedi.
YEREL BASININ KÜLTÜREL ÜRETİM ÜZERİNDEKİ ROLÜ
Yerel basının kültürel üretim üzerindeki etkisine de değinen Eşin, "Yerel basın, bir kentin belleğidir. Büyük medyanın görmediği ya da görmezden geldiği hikâyeleri taşır gün yüzüne. Özellikle kültürel üretim anlamında çok kıymetli bir rolü var. Yerel gazetelerin yaşatılması kültürel bir sorumluluktur," şeklinde konuştu.
GENÇ YAZARLARA TAVSİYELER VE YAZMA RUTİNİ
Genç yazarlara tavsiyelerde bulunan Eşin, sabır ve ısrarın önemine dikkat çekti: "Yazmak bir maraton. Ayrıca bol bol okumak, hem farklı türlerde hem de farklı dönemlere ait eserler... Medyada ise en kritik şey, merak duygusunu yitirmemek. Hikâyenin peşinden gitmekten korkmamaları gerek," diyerek yazarlık yolunda cesaret verici sözler sundu.
Yazım rutini hakkında da konuşan Eşin, "Belirli saatlerde yazmaya çalışıyorum, özellikle sabah saatleri benim için daha verimli. Ama en büyük rutinim, her gün en azından birkaç satır yazmak. İlham ise çoğu zaman sokakta, bir yüz ifadesinde, bir cümlede saklı. Gözlem yapmayı hiç bırakmamak lazım," dedi.
ANKARA’DAKİ SÖYLEŞİ VE SONRASINDAKİ PROJELER
Zeynep Eşin, Nisan ayında Ankara'da gerçekleştirilen bir söyleşisinde de aynı konulara değindi. Ankara’daki etkinlikte kitabının ortaya çıkış sürecine dair şunları söyledi: "Bu kitap, aslında yıllardır içimde biriken kelimelerin bir çağrısına cevap oldu. Hem kişisel gözlemlerim hem de mesleki deneyimlerim zamanla bir metin ihtiyacına dönüştü. Yazmaya karar verdiğimde zaten her şey zihnimde hazır gibiydi; sadece onları kâğıda dökmek kaldı." Eşin, kitabını yazarken en çok “anlatma mecburiyeti” duygusunun etkili olduğunu belirtti.
Eşin, medya geçmişinin yazarlık serüvenine olan etkisinden de söz etti: "Medya bana bakmayı değil, görmeyi öğretti. Gündelik olanın içindeki olağanüstülüğü fark etmeyi… Haber yazarken öğrendiğim netlik, yazarken de beni disipline etti. Ancak edebiyatın sunduğu özgürlük alanını keşfetmek ayrı bir heyecan oldu," dedi. Etkinlik sonrası Eşin, katılımcılarla imza etkinliği düzenleyerek kitaplarını tanıttı.
YENİ PROJELER VE GELECEĞE DAİR UMUT VEREN BİR MESAJ
Zeynep Eşin, yeni projeleriyle ilgili heyecanla şu bilgiyi verdi: "Yeni öykü kitabım çıkıyor. Hiç çalışmıyorum yeni bir şey hazırlamıyorum dediğim zamanlarda bile bir proje üzerinde çalışıyor oluyorum. Çıkacak olan kitabım sonrası iki deneme kitabı gelecek gibi gözüküyor."
Son olarak, Sonsöz Gazetesi okurlarına bir mesaj gönderen Eşin, "Okuyarak, sorgulayarak ve kendi sesimizi bulma cesaretini göstererek hem bireysel hem toplumsal dönüşüm mümkün. Sonsöz okuyucularına gösterdikleri ilgi ve edebiyata verdikleri değer için çok teşekkür ederim," diyerek sözlerini sonlandırdı.

Editör: Haber Merkezi