Ankara’nın Aşağı Ayrancı semtinin Güvenlik caddesinde,her gün Ulus’ta bulunan işi yerime giderken,yolumun üzerinde karşılaştığım üç sokak köpeği,aynı mekanlarında yolun kenarında havanında güneşli olmasından dolayı sere serpe yatıyorlardı.Zaman zaman yiyecekler vererek onları ödüllendiriyorum.
O gün ne oldu bilemedim,içlerinden birisi ani bir hareketle sağ bacağıma saldırıp iki dişini geçirdi,havlayarak benden uzaklaştı,diğer iki köpek yattıkları yerden kayıtsızca yatmaya devam etti.Canım çok yanmıştı,etrafımda kimse de yoktu,yolun kenarına geçtim pantolonumu sıyırıp baktığımda köpek,sağ bacağımı V şeklinde iki dişi ile parçalamıştı. Hemen yakında eczane aradım ,ama merkeze uzak bir yerdeydim.Acilen işyerimin doktorunu aradım,sabunlu su ile yıkamamı söyledi.Bu arada bacağımdaki acı çoğalarak arttı.Eşimi aradım,beni hemen şehir hastanesine ulaştırdı.İlk müdahaleyi kendim yaptım,sabunlu su ile ısırılan bacağımı birkaç kez yıkadım.
Doktor muayenesinden sonra tetanoz ve kuduz aşısı yapıldı.Canımın ağrısı biraz azalmıştı.10 gün içinde 4 kez kuduz aşısı oldum. Sokak hayvanları ile ilgili maalesef bir çözüm henüz yapılmadı, yapılmak istenmiyor. Benimde 13 yıl baktığım sokaktan eve getirip beslediğim bir kedim vardı.Ne hayvan düşmanıyım nede besleyenlere karşı bir önyargım var.
Bu ısırılmayı olayını anlattığımda,”kesin hayvana bir şey yapmışsındır,ya da az önce bir hayvan sevmişin,köpekte o kokuyu tehdit alıp sana saldırmıştır.”vs vs . Bir anda linçe uğramanız kaçınılmaz oluyor. En kolay çözüm, tüm sokak hayvanlarının kısırlaştırılması ve tekrar sokağa salınması. Bu başarabilirse bir nesil sonra (10 yıl), sokak hayvanı sayısı kontrol altına alınabilir ve bu iş için ayrılan bütçe minimuma iner.
Ülkelerin gelişmişliği,sokak hayvanlarının ıslahı ile ilgilidir.Dünyanın birçok ülkesinde hayvanlar tamamen evde beslenen can dostlar olmuştur.Ama bizim ülkede her yer sahipsiz binlerce kedi ve köpekle her geçen gün sayıları artarak bazı bölgelerde,ciddi anlamda tehdit oluşturmaya başlamıştır.
Köpek sahiplenme ile ilgili ciddi anlamda yasal prosedürlerin gerektiği doğrudur. Evde beslenen hayvanlar, tıpkı insanlar gibi kayıt altına alınmalı. Sokak köpekleri ve sokak kedileri şehir yaşantısına adapte olmuş hayvanlardır. Yemesi içmesi insanların sorumluluğundadır.Önlem almakta yine bize düşmektedir. Hem hayvanseverleri hem de sevmeyenleri memnun ederek çözülmesi mümkündür. Sadece köpekler değil kediler için de uygulanabilir. Tek mesele yetkili kurumların düzgün bir organizasyon yapabilmesidir ki bu maalesef çok sık görülmez.
En temiz çözüm kısırlaştırma yapılması ve işin zamana bırakılmasıdır. Kısırlaştırmayı hayvanseverlerin kendisi de yaptığı için sorun olmayacaktır. Hayvanlar düzenli bir organizasyonla yerlerinden toplanıp kısırlaştırılırsa tekrar yaşadıkları yerlere bırakılabilir.Barınaklara bırakılıp yaşadıkları ortamdan uzaklaştırılmamalıdırlar. Böylece kendilerini seven insanlarla da ilişkileri kesilmemiş olur. Ama üremedikleri için sayıları da kontrolsüzce artmayacaktır. Bizdeki hayvan sevgisi “evime almayayım evimi batırır, sokakta önüne mama atayım” şeklinde olduğu için ve ne devlet ne belediyeler konuya el atmadığı için iş buraya kadar geldi.
Çözüm çok basittir aslında. Kendilerine hayvansever diyenler mama kampanyaları yerine barınak kampanyaları düzenlesinler, devlet millet işbirliği ile barınaklar yapılsın, sonra da nöbetleşe gönüllü barınaklarda beslesin büyütsünler. En büyük sorun hepimizin başı boş olması.Kural, denetim, ceza diye bir şey yok! Bugün 15 milyondan fazla başıboş köpek olduğu söyleniyorsa, zamanında denetleyemediği, önlem alınmadığı içindir.Şimdi ise hem insanlar hem de hayvanlar mağdur.
Ortada canından olan ya da canı yanan insanlar var ancak belediyelerin yasa kapsamında elleri kolları bağlı olduğundan hareket edememesinden ötürü çözüme gitmeyen bir sorun var.Bu sorunu yaşayanlar, okuyanlar, görenler olarak bıktık ancak çözüme dair yıllardır en ufak bir adım atılmıyor olmasını anlamak mümkün değil! Tehlikenin bilincindeyim ve onlarla konuşurken bile korkuyorum artık. 1-2 tane köpek olduğunda sorun yoktu ama şuan bulunduğum semtlerde 5-6 taneden aşağı köpek yok. Grup halinde tamamen tehlike yaratıyorlar. Tek çözüm yasanın değişmesi.
Son olarak, Öncelikle sokak köpeği diye bir tür yok, başıboş köpek denir ona.Köpek ve kedi evcil birer hayvandır, korunaklı ve sıcak bir ortama, insan tarafından sürekli olarak bakıma muhtaçtır, başıboş olması hem çevredeki insanlar hem kendi için çok büyük problemler yaratır.Bu yüzden medeni yani aklı başında hiç bir ülkede tek bir başıboş köpeğe asla izin verilmez, köpeğini seven bilinçli hiç bir insan köpeğini bir an bile serbest bırakmaz, köpek sahibi olmak bilinç ve sorumluluk ister.
Gelişmiş ülkelerle gelişmemiş ülkeleri birbirinden ayıran en önemli özellik sokak hayvanlarının olmayışıdır.
Ülkemizde kaç tane hayvan derneği var?
İnsanımızın ne düzeyde hayvansever olduğunu gösteren istatistiktir. Evet tamı tamına 2800 tane çevre doğal hayat hayvanları koruma derneği varmış!!!!. Tembel , işe yaramayan belediyeler olduğu sürece çözümü yok.