Kardiyoloji Uzmanı Dr. Öğr. Üyesi Ahmad Huraıbat, kalp krizinin dünya genelinde en yaygın ölüm nedenlerinden biri olduğunu belirterek, sağlıklı beslenme ve haftada en az 150 dakika tempolu yürüyüş gibi düzenli egzersizlerle riskin yüzde 50’ye kadar azaltılabileceğini vurguladı.
İAÜ VM Medical Park Florya Hastanesi Kardiyoloji Uzmanı Dr. Öğr. Üyesi Ahmad Huraıbat, kalp krizi hakkında açıklamalarda bulundu.
Kalp krizinin ne olduğundan bahseden Dr. Öğr. Üyesi Huraıbat, “Kalp krizi, tıbbi adıyla miyokard enfarktüsü, kalp kasının bir bölümünün kan akışıyla yeterince oksijen alamaması sonucu hasar görmesi ya da ölmesiyle sonuçlanan ciddi bir tıbbi acil durumdur. Kalp kası, çalışmak için sürekli oksijenle zenginleştirilmiş kana ihtiyaç duyar. Kalbe bu kanı taşıyan koroner arterlerde oluşan ani bir tıkanıklık, kalp krizinin temel nedenidir. Bu tıkanıklık genellikle ‘ateroskleroz’ adı verilen damar sertliği süreci sonucunda oluşur. Ateroskleroz, damar duvarlarında kolesterol, yağ, kalsiyum ve diğer maddelerin birikmesiyle oluşan plakların birikmesiyle gelişir. Bu plaklardan biri yırtıldığında, bölgede oluşan kan pıhtısı damarları tamamen tıkayarak kalp krizine yol açabilir” diye konuştu.
‘KALP KRİZİ TEK BİR NEDENE BAĞLI ORTAYA ÇIKMAZ’
Kalp krizlerinin dünyada önde gelen ölüm nedenlerinden biri olduğunu dile getiren Dr. Öğr. Üyesi Huraıbat, “Dünya Sağlık Örgütü'ne (WHO) göre, her yıl yaklaşık 18 milyon insan kardiyovasküler hastalıklar nedeniyle hayatını kaybetmektedir ve bu ölümlerin önemli bir kısmı kalp krizinden kaynaklanmaktadır. Kalp krizi, tek bir nedene bağlı olarak ortaya çıkmaz. Risk faktörlerinin bir araya gelmesi, kişinin kalp krizi geçirme olasılığını artırır” dedi.
RİSK FAKTÖRLERİ
Dr. Öğr. Üyesi Huraıbat, değiştirilebilir ve değiştirilemez olmak üzere iki grupta incelenen kalp krizi risk faktörlerini şöyle sıraladı:
“Değiştirilebilir gruptaki faktörler bireysel yaşam tarzı değişiklikleriyle kontrol altına alınabilir:
Sigara ve tütün ürünleri kullanımı: Sigara içmek, damarları daraltır, oksijen taşıma kapasitesini azaltır ve pıhtılaşmayı artırır.
Hipertansiyon (yüksek tansiyon): Damar çeperlerinde hasar oluşturur, kalbin iş yükünü artırır.
Yüksek kolesterol: LDL (kötü kolesterol) yüksekliği, damar tıkanıklığının en büyük nedenidir.
Diyabet: Kan damarlarının iç yüzeyine zarar vererek kalp krizi riskini artırır.
Obezite: Özellikle karın çevresinde toplanan yağlar, metabolik sendromu ve kalp hastalıklarını tetikler.
Fiziksel hareket azlığı: Egzersiz yapmamak, kalp-damar sisteminin zayıflamasına yol açar.
Kötü beslenme alışkanlıkları: Yüksek oranda doymuş yağ, şeker ve tuz içeren gıdalar kalp sağlığını olumsuz etkiler.
Aşırı alkol tüketimi: Kalp ritim bozukluklarına ve yüksek tansiyona neden olabilir.
Kronik stres ve psikolojik faktörler: Kortizol gibi stres hormonlarının uzun süre yüksek kalması, kalp üzerinde olumsuz etkilere sahiptir.”
Değiştirilemez risk faktörleri ise şunlardır;
"Yaş: 45 yaş üzeri erkeklerde, 55 yaş üzeri kadınlarda risk artar.
Cinsiyet: Erkeklerde daha erken yaşta görülme olasılığı fazladır. Ancak menopoz sonrası kadınlar da benzer risk altındadır.
Ailede kalp hastalığı öyküsü: Genetik yatkınlık kalp krizi riskini artırır.
Etnik köken: Bazı etnik gruplarda (örneğin Güney Asya kökenlilerde) kalp hastalıkları daha sık görülür.”
‘BU BELİRTİLERE DİKKAT EDİN’
Kalp krizi belirtilerinin kişiden kişiye farklılık gösterebileceğini söyleyen Dr. Öğr. Üyesi Huraıbat, klasik belirtileri şöyle sıraladı:
“Göğsün ortasında baskı hissi, sıkışma, ağrı veya yanma (genellikle 20 dakikadan uzun sürer),
Ağrı; sol kola, sırta, boyuna, çeneye veya mideye yayılabilir,
Nefes darlığı
Soğuk terleme,
Mide bulantısı veya kusma,
· Baş dönmesi veya bayılma hissi.”
Kalp krizinin bazı kişilerde belirti göstermeyebileceğine de dikkat çeken Dr. Öğr. Üyesi Huraıbat, “Kadınlarda, yaşlılarda ve diyabet hastalarında kalp krizi daha ‘sessiz’ seyredebilir. Bu gruplarda sadece yorgunluk, nefes darlığı veya mide şikâyetleri görülebilir” dedi.
‘KALP KRİZİ ANINDA YAPILMASI GEREKENLER’
Bir kişinin kalp krizi geçirdiğinde zamanla yarışın başladığını kaydeden Dr. Öğr. Üyesi Huraıbat, “İlk 1 saat içinde müdahale hayat kurtarıcıdır. Hemen 112 acil servisi arayın. Hastayı hastaneye kendiniz götürmek yerine ambulans çağırmak daha güvenlidir. Kişi bilinci yerindeyse bir adet aspirin (300 mg) çiğnetilebilir. Bu, kan pıhtısının büyümesini yavaşlatabilir. Kişi yatırılmalı ve sakinleştirilmelidir. Hareket ettirilmemeli, yorulmamalıdır. Suni teneffüs ya da kalp masajı gerekiyorsa temel yaşam desteği bilgisi olan bir kişi müdahale etmelidir” ifadelerini kullandı.
‘KALP KRİZİNDEN KORUNMA YOLLARI’
Kalp krizinden korunma yollarına değinen Dr. Öğr. Üyesi Huraıbat, “Kalp krizini önlemek, yaşam kalitesini artırmakla doğrudan ilişkilidir. Sağlıklı beslenme önemlidir. Taze sebze ve meyveler, lifli gıdalar, balık, baklagiller ve zeytinyağı gibi sağlıklı yağlar tercih edilmelidir. Haftada en az 150 dakika orta tempolu egzersiz önerilir. Sigara tüketilmemelidir. Kalp krizi riskini yüzde 50'ye kadar azaltabilir. Kilo kontrolü sağlanmalıdır. Bel çevresi erkeklerde 94 cm, kadınlarda 80 cm'nin altında olmalıdır. Tansiyon, şeker ve kolesterolün düzenli kontrolü önemlidir. Stres yönetimine dikkat edilmelidir. Meditasyon, nefes egzersizleri ve psikolojik destek önemlidir” diye konuştu.
Dr. Öğr. Üyesi Huraıbat, kalp dostu besinleri şöyle sıraladı:
“Omega-3 zengini balıklar (somon, sardalya, uskumru),
"Zeytinyağı,
"Kuruyemişler (ceviz, badem, fındık),
"Tam tahıllar ve yulaf,
"Baklagiller (mercimek, nohut, fasulye),
"Renkli sebzeler ve meyveler (antioksidan bakımından zengin).”