Cumhuriyet Halk Partisi’nin (CHP) lise örgütü HAK-LİS, Milli Eğitim Bakanlığı (MEB) önünde bir basın açıklaması düzenledi. HAK-LİS, liselilerin ve öğretmenlerin yaşadığı sorunlara dikkat çekmek ve hak taleplerini duyurmak amacıyla açıklamada bulundu.
Basın açıklamasına HAK-LİS Genel Başkanı Sude Ulusan, HAK-LİS Ankara İl Başkanı Güney Genco, CHP Ankara İl Başkanı Ümit Erkol, CHP Ankara Gençlik Kolları Başkanı Okan Türkmen, Parti Meclisi Üyesi Berna Özgül ile çok sayıda HAK-LİS üyesi katıldı.
HAK-LİS açıklamasında, liselilerin yaşadığı baskı ortamına, nitelikli eğitime erişim sorununa ve öğretmenlerin özlük haklarındaki yetersizliklere dikkat çekerek, şu ifadeleri kullandı; “Bugün burada yalnızca bir eğitim meselesini değil, bir rejim krizini konuşuyoruz. Çünkü artık mesele sadece öğretmenlerin sürgünü, öğrencilerin disipline verilmesi değil. Mesele; iktidarın eğitim üzerinden kurmaya çalıştığı karanlık bir düzen! Görüşünü ifade eden öğretmenleri cezalandırıyorsunuz. Soru sormaktan, itiraz etmekten vazgeçmeyen eğitimcileri ya kadro dışı bırakıyor, ya da proje okullarından sürgüne yolluyorsunuz. Çünkü biliyorsunuz: susmayan öğretmen, sizin yalanlarınıza tehdit demektir. Ama unuttuğunuz bir şey var: O öğretmenler bizim yolumuzu aydınlatanlardır. Ve biz o yoldan asla dönmeyeceğiz. Üstelik sadece öğretmeni değil, artık öğrenciyi de hedef alıyorsunuz. Üniversitelerde susturamadığınız gençlik yetmedi, şimdi liselilerin karşısına polis dikiyorsunuz. Okulları karakola çeviren bu anlayış, otoriterliğin değil; çaresizliğin göstergesidir.Öğrencilerin ses çıkardığı her okulda, önce idare tehdit eder, sonra polis gelir! Düşünene ceza, susana ödül, biat edene kadro!
Ama biz susmuyoruz!
Çünkü biz Özgür Özel’in meclisten haykırdığı o sözü unutmuyoruz: “Siz susturamazsınız! Biz haykırırız!” Evet, Genel Başkanımız meclisten haykırıyor; biz gençler, liselerden, sokaklardan, meydanlardan yankılıyoruz! Siz öğretmeni düşüncesi için cezalandırıyorsunuz, ama aynı zamanda eğitimdeki tarafsızlık ilkesini kendiniz ayaklar altına alıyorsunuz. Ülkü Ocakları’yla protokol imzalayıp, eğitim kurumlarını partizanlaştırıyor; ÇEDES gibi gerici uygulamalarla, çocukları tarikatların gölgesine teslim ediyorsunuz! Laiklik yerle bir ediliyor, bilim dışlanıyor, eğitim gerici bir tahakküm altına alınıyor! Ama biz Atatürk’ün gençliğiyiz. Bu ülkenin öğretmeni bizim öğretmenimizdir! Bu ülkenin okulu, bizim yuvamızdır! Ve bu ülkenin geleceği, sizin karanlığınıza teslim edilmeyecek kadar değerlidir! 68 bin öğretmen atama beklerken, siz eğitimi yandaşa ihale ediyorsunuz.
Üniversitelerdeki gençlik bitti, liselere saldırıyorsunuz. Ama biz buradayız! Siz bu halka korkuyu dayatıyorsunuz. Biz bu halka umudu örgütlüyoruz! Cumhurbaşkanı adayımız Ekrem İmamoğlu zindanda değil, halkının vicdanındadır meydanda ki direnişindedir. Ona kelepçe vuran eller, bu milletin iradesini zincire vuramaz! Biz zincirleri kırmaya geliyoruz! Kurtuluş yok tek başına, ya hep beraber ya hiçbirimiz! Sürgün edilen öğretmenler görevlerine dönecek. Liselerdeki polis değil, öğretmen hâkim olacak! Bu karanlık düzen bitecek! Ve biz, bu ülkeyi yeniden hak, hukuk ve laiklik ile buluşturacağız! Çünkü biz susmuyoruz!Çünkü biz örgütlüyüz! Ve biz kazanacağız!”