M. UMUT KARAKÜLAH
Ülkemizdeki sivil toplum kuruluşlarının kutup yıldızı haline gelen Türk Sanayici ve İşadamları Vakfı’nın (TÜSİAV) Yönetim Kurulu Başkanı Veli Sarıtoprak, her hafta önemli konu ve konuklarını ağırlamayı sürdürüyor.
Veli Başkan’ın bu haftaki misafiri; Epik Hayat Akademisi sahibi Hülya Hokkaömeroğlu oldu. Hokkaömeroğlu ile özellikle sigarayı bırakma ve Biorezonans programı ile adından sıkça söz ettiren projeler hakkında konuştuk.
- Veli Sarıtoprak: Merhaba Hülya Hanım, öncelikle kısaca kendinizi tanıtarak başlayalım.
- Hülya Hokkaömeroğlu: Merhaba, ben Hülya Hokkaömeroğlu. 1970 doğumluyum, iki çocuk annesiyim. Gazi Üniversitesi Maliye, Anadolu Üniversitesi İktisat ve Anadolu Üniversitesi Sosyoloji bölümlerinde eğitim aldım. 1993 yılında başladığım memuriyet hayatıma 2024 yılında noktayı koyduktan sonra kişisel koçluk ve aile danışmanlığı üzerine çalışmalar yapmaya başladım. Bu süreçte, “Epik Hayat Akademisi” adını verdiğim kendi iş yerimi açtım. Ayrıca “2 Adım” sigarayı bırakma ve sağlıklı yaşam programları ile biorezonans terapileri üzerine çalışmalar yürütüyorum.
EMEKLİLİK VE YENİ BAŞLANGIÇLAR ÜZERİNE
- Veli Sarıtoprak: Memuriyet hayatınızın sonuna geldiğiniz o dönemde, emeklilik size nasıl hissettirdi? Yeni bir sayfa açarken neler yaşadınız?
- Hülya Hokkaömeroğlu: Memuriyetten ayrılmak, pek çok kişi için zorlu bir veda ve belki biraz da hüzünlü bir süreçtir. Benim için 2024 yılı, sadece bir gelir idaresi başkanlığındaki meslek hayatının sonu değil, aynı zamanda kendi içimde uzun süredir beklediğim değişime de kapı araladı. Yıllarca düzenli, belli kurallar çerçevesinde yaşadıktan sonra, artık hayatıma kendi ritmimi belirleyerek devam etme cesaretini buldum. Bu, yeni tutkuların peşine düşme, öğrenmeye ve paylaşmaya dayalı yepyeni bir yaşam evresinin başlangıcıydı.
- Veli Sarıtoprak: Bu süreçte emekliliği nasıl yorumluyorsunuz?
- Hülya Hokkaömeroğlu: Emekliliği, hayata dair uzun bir maratonun sonu değil, aksine yeni bir maratonun başlangıcı olarak görüyorum. Geride kalan yıllar, bana biriktirdiğim tecrübelerimi, bilgeliğimi ve kalbimde taşıdığım umutları daha özgürce paylaşma imkânı sundu. Kendi yaşamımı yeniden kurgulamak, belki de daha önce deneyimlemediğim duygusal ve ruhsal zenginliklere ulaşmak için eşsiz bir fırsat oldu. Her yeni gün, geçmişin birikimiyle geleceğe umutla bakmak demek.
BAĞIMLILIKLA MÜCADELE VE SİGARAYI BIRAKMA DENEYİMİ
- Veli Sarıtoprak: “2 Adım” sigarayı bırakma programınız ve sağlıklı yaşam üzerine çalışmalarınız dikkat çekiyordu. 2 ay kadar önce 30 yıldır kullandığım sigarayı sizin uygulamanızla bıraktım. Okurlarımıza bağımlılıkla mücadelede ne gibi yöntemler uyguluyorsunuz? Biraz açar mısınız?
- Hülya Hokkaömeroğlu: Bağımlılık, yalnızca fiziksel değil, aynı zamanda psikolojik bir zincirdir. Sigara gibi alışkanlıklar, bireyin bedeninde ve ruhunda izler bırakır. Bu nedenle, sigarayı bırakma sürecinde sadece “vücudu arındırmak” değil, aynı zamanda bilinçaltında yer etmiş alışkanlık kalıplarını da değiştirmek gerekiyor.
Benim uyguladığım yöntemlerde biorezonans terapileri önemli bir yer tutuyor. Biorezonans, vücudun doğal frekanslarını dengeleyerek bağımlılık yapan maddelerin bıraktığı olumsuz titreşimleri nötralize ediyor. Bu sayede, nikotinin yarattığı dengesizliklerin giderilmesinde destek sağlanıyor. Ancak elbette, bu terapinin yanında bireyin motivasyonunu artıracak, yaşam kalitesini yükseltecek kişisel koçluk seansları da büyük rol oynuyor. Bağımlılıkla mücadele, kişinin kendine olan inancını yeniden kazanmasıyla mümkün hale geliyor.
- Veli Sarıtoprak: Bağımlılığın tedavisinde biorezonans terapilerinin tarihi gelişimi ve kullanım alanları hakkında neler söyleyebilirsiniz?
- Hülya Kokkaömeroğlu: Biorezonans terapileri, esasen vücudun elektromanyetik alanıyla çalışan ve sağlıklı titreşimleri yeniden yakalamayı hedefleyen yöntemlerdir. Tarihsel olarak alternatif tıbbın bir parçası olan bu terapi, günümüzde bilimsel temellerle desteklenmeye çalışılıyor. Sağlık sektöründe, kronik hastalıkların, alerjilerin ve stres kaynaklı bozuklukların tedavisinde kullanılan biorezonans, bağımlılık terapilerinde de etkili bir araç olarak öne çıkıyor. Özellikle sigara, alkol veya diğer bağımlılıklarda, vücudun dengesini yeniden sağlamak ve kişinin zihinsel, duygusal olarak da desteklenmesi bu yöntemle mümkün hale geliyor.
KİŞİSEL GELİŞİM, KOÇLUK VE DANIŞMANLIK ALANLARI ÜZERİNE
- Veli Sarıtoprak: Emeklilik sonrası hayatınıza yön verirken kişisel koçluk ve aile danışmanlığı alanlarına yönelmişsiniz. Bu alandaki deneyimlerinizden bahseder misiniz?
- Hülya Hokkaömeroğlu: Memuriyetin disiplinli ortamından ayrılıp, kendime ait bir yol çizme kararı aldığımda, aslında hepimizin iç dünyasında var olan potansiyeli ortaya çıkarmanın ne kadar önemli olduğunu fark ettim. Kişisel koçluk; bireylerin kendilerini yeniden keşfetmeleri, yaşamlarında neyin gerçekten önemli olduğunu anlamaları ve hedeflerine odaklanmaları sürecidir. Aile danışmanlığında ise, aile bireyleri arasındaki iletişimi güçlendirerek, birlikte daha sağlıklı bir yaşam kurmayı amaçlıyorum.
Bu süreçlerde en büyük motivasyonum, insanların kendi hayatlarına dokunarak, onların içindeki ışığı ortaya çıkarabilmek. Her bireyin içinde keşfedilmeyi bekleyen bir potansiyel olduğunu düşünüyorum. Bu potansiyeli açığa çıkarmak hem kişisel gelişim hem de toplum sağlığı açısından büyük önem taşıyor.
- Veli Sarıtoprak: Öğrenci koçluğu da oldukça dikkat çekici bir alan. Gençlerin hayatlarına dokunmanın önemi nedir sizce?
- Hülya Hokkaömeroğlu: Öğrenci koçluğu, geleceğin teminatı olan gençlerin potansiyellerini en iyi şekilde değerlendirmelerine yardımcı olur. Günümüz gençleri, bilgi çağının içinde büyürken, aynı zamanda çok sayıda baskı ve belirsizlikle karşı karşıya kalıyor. Akademik başarı kadar, psikolojik ve sosyal gelişimlerinin de desteklenmesi gerekiyor.
Öğrenci koçluğu sayesinde, gençlere sadece ders çalışma stratejileri kazandırmakla kalmıyor; aynı zamanda onların özgüvenlerini tazelemek, hedeflerini netleştirmek ve içlerindeki yaratıcı gücü ortaya çıkarmak için çalışıyoruz. Bu, onların geleceğe daha umutla bakmalarını ve yaşamın getirdiği zorluklarla daha dirençli mücadele etmelerini sağlıyor.
- Veli Sarıtoprak: Ergenlerin bağımlılıktan uzak durmaları için yaptığın çalışmalar hakkında bilgi verir misin sorusuna güzel bir cevap verebilir
- Hülya Hokkaömeroğlu: Ergenlerin bağımlılıktan uzak durmaları için yürüttüğüm çalışmalar, onların yaşamlarına bütüncül bir yaklaşım getirmeyi amaçlıyor. Öncelikle gençlerin farkındalık düzeylerini artırmak için bireysel ve grup koçluğu seansları düzenliyoruz. Bu seanslarda, ergenlerin özgüvenlerini pekiştirip, stresle başa çıkma stratejileri geliştirmelerine yardımcı oluyorum. Aynı zamanda aile danışmanlığı seanslarıyla, aile içinde sağlıklı iletişimin kurulmasını destekleyerek, gençlerin güvenli ve destekleyici bir ortamda yetişmelerine katkı sağlıyorum.
Programlarımızda, sağlıklı yaşam bilinci ve alternatif terapiler de önemli yer tutuyor. Biorezonans terapileri gibi yöntemlerle, gençlerin bedenlerindeki olumsuz titreşimleri azaltarak, bağımlılığa zemin hazırlayacak fiziksel dengesizliklerin önüne geçmeyi hedefliyoruz. Böylece hem zihin hem beden bütünlüğünü koruyarak, ergenlerin bağımlılık risklerini minimize ediyoruz. Bu çalışmalar, gençlerimizin yaşam kalitelerini artırırken, onları daha bilinçli ve dirençli bireyler haline getirmeyi amaçlıyor.
- Veli Sarıtoprak: Sağlıklı beslenmenin yaşam kalitemiz ve psikolojik durumumuz üzerindeki etkisi nedir? Sizce beslenme alışkanlıkları, hayata bakış açımızı nasıl değiştirebilir?
- Hülya Hokkaömeroğlu: Sağlıklı beslenme, bedeninize verdiğiniz en değerli hediyedir. Doğru ve dengeli beslenme, sadece fiziksel sağlığımızı desteklemekle kalmaz, aynı zamanda zihinsel durumumuzu da olumlu yönde etkiler. Düzenli, doğal ve organik gıdalar tüketmek, enerji seviyemizi artırır, ruh halimizi dengeler ve stresle baş etmemize yardımcı olur. Böylece hayata daha pozitif, umut dolu ve bilinçli bir bakış açısıyla yaklaşabiliyoruz. Kendinize iyi baktığınızda, hayatın her alanında kendinizi daha güçlü ve hazır hissedersiniz.
- Veli Sarıtoprak: Hayata umutla bakmanın önemi nedir? Umut, kişisel dönüşüm sürecinizde ve danışanlarınıza sağladığınız koçluk çalışmalarında nasıl bir rol oynuyor?
- Hülya Hokkaömeroğlu: Umut, her yeni başlangıcın temel taşıdır. Umut olmadan, geçmişte yaşanan zorluklar ve hayal kırıklıkları bizi yıpratır; ancak umut, geleceğe dair pozitif beklentilerle dolmamıza yardımcı olur. Kendi hayatımda ve koçluk çalışmalarımda, umudu bir katalizör olarak görüyorum. Umut, insanların içindeki potansiyeli ortaya çıkarmak, hayata yeniden tutunmak ve her gün yeni bir adım atabilmek için gereken enerjiyi sağlar. Danışanlarıma, her durumdan ders çıkarabileceklerini ve her yeni günün, yeniden başlama şansı sunduğunu hatırlatıyorum. Çünkü inanıyorum ki, umudu kaybetmeyenler her zaman kendi hikayelerini yeniden yazma gücüne sahiptir.
- Veli Sarıtoprak: Son olarak, çok yeni bir TÜSİAV üyesi olarak TÜSİAV Sağlıklı Yaşam Platformu Başkan Yardımcılığı görevini aldınız. Bununla ilgili ne düşünüyorsunuz?
- Hülya Hokkaömeroğlu: Öncelikle TÜSİAV üyesi olmaktan mutluluk ve onur duyduğumu belirtmek isterim. STK’ların toplum ve yaşamsal alanlarındaki önemi konusunda sizi örnek alarak, sizin çizginizi takip edeceğim.
Sizin gibi duayen bir kişi tarafından bu göreve layık görülmek, benim için büyük bir onur ve sorumluluk. Süregelen hayatın İçinde sağlık yaşamak alanında yürüttüğüm çalışmaların, toplumun refahına katkıda bulunacak daha geniş platformlarda yer bulduğunu görmek beni derinden etkiliyor. TÜSİAV Sağlıklı Yaşam Platformu Başkan Yardımcılığı, alanımızda yenilikçi yaklaşımların, disiplinler arası iş birliklerinin ve bütüncül sağlık anlayışının desteklenmesi için önemli bir adım. Bu görevi üstlenirken, bilgi ve tecrübemi, toplum sağlığını ileriye taşıyacak projelere ve stratejilere aktarmayı, aynı zamanda genç sağlık profesyonellerine ilham vermeyi amaçlıyorum. Herkes için daha sağlıklı, bilinçli ve umut dolu bir gelecek inşa etmek, en büyük hedefim.
"Biliyoruz ki gerçek sağlıklı yaşam, yalnızca hasta olunduğunda hastanelerin kapılarını aralamakla değil, hayatın her anında özenle inşa edilen, tedavi sürecine ihtiyaç duyulmadan sürdürülebilir bir ömrün teminatıdır."
- Veli Sarıtoprak: Tüm bu alanlarda yürüttüğünüz çalışmalar ve yaşam felsefeniz gerçekten ilham verici. Son olarak, okuyucularınıza ve hayatında yeni başlangıçlara imza atmak isteyen herkese ne gibi tavsiyeler vermek istersiniz?
- Hülya Hokkaömeroğlu: Hayat, her evresinde yeni başlangıçlar sunar. Emeklilik, bir son değil; bir dönüşüm, yeniden doğuş demektir. Bağımlılıkla mücadele edenler içinse, doğru destek ve kendine inanç her şeyin başlangıcıdır. Kişisel gelişim, öğrenci koçluğu ve aile danışmanlığı gibi alanlarda yaptığım çalışmalar, bana insanların içindeki potansiyelin ne kadar güçlü olduğunu her gün hatırlatıyor.
Okuyucularıma şunu söylemek isterim: Geçmişte ne yaşandıysa, bugün yeni bir sayfa açmak için en doğru zamandır. İster mesleki anlamda, ister kişisel hayatınızda, ister bağımlılıkla mücadelede; önemli olan kendinize inanmak, adım atmak ve destek aramaktır. Her birey, kendi hikayesini yazma gücüne sahiptir.
Unutmayın, değişim ancak cesaretle başlar. Ben de kendi yaşam yolculuğumda, deneyimlerimi ve öğrendiklerimi paylaşarak sizlere ilham vermek istiyorum. Her yeni gün, yeni umutlara ve keşfedilmeyi bekleyen fırsatlara açıktır.
- Veli Sarıtoprak: Çok teşekkür ederim Hülya Hanım, paylaştığınız samimi ve derin görüşleriniz için. Sizin gibi değerli birinin deneyimleri, pek çok insana ilham verecektir.
- Hülya Hokkaömeroğlu: Ben teşekkür ederim, Veli Bey. Umarım her okur kendi yaşam yolculuğunda, tutkularının peşinden giderek en güzel versiyonlarına ulaşabilir. Sağlıkla, umutla ve kararlılıkla kalın!