İstanbul Aile Vakfı Yönetim Kurulu Başkanı Üner Karabıyık, katıldığı bir konferansta yaptığı konuşmada, ailenin toplumdaki yerini ve önemini vurgulayan değerlendirmelerde bulundu.
Konuşmasında son yıllarda artış gösteren boşanma oranlarına dikkat çeken Karabıyık, evliliklere dair güncel istatistik bilgileri paylaştı. Boşanma nedenlerini sıralayan Karabıyık, evliliklerin sürdürülebilirliği için aile kurumunu hedef alan yayınların son bulması gerektiğini ifade etti.
Karabıyık, sahada yapılan çalışmaların, ailenin bir sorun değil aksine çözümün kaynağı olduğunu gösterdiğini belirterek, aile yapısının güven ve huzur ortamı sunduğuna dikkat çekti. Geciktirilen annelik nedeniyle kadın sağlığı ve doğurganlıkla ilgili olumsuzlukların yaşandığını dile getiren Karabıyık, ileri yaş gebeliklerde otizm riskinin arttığının da gözlemlendiğini söyledi.
"25 ilde 4 binin üzerinde kişiyle anket yapıldı"
İstanbul’da düzenlenen "Büyükşehirde Aile Olmak Çalıştayı"nın sonuç bildirgesini kamuoyuyla paylaşan Karabıyık, çalıştay kapsamında 25 ilde gerçekleştirilen ve 4 bin 202 kişinin katıldığı anketin sonuçlarını da açıkladı.
Araştırma sonuçlarına göre, bireylerin aileyi bir huzur ve güven kaynağı olarak gördüğü ancak bu algının komşuluk ilişkilerinden ülke düzeyine geçtikçe azaldığı belirtildi. Karabıyık, büyükşehir hayatının aile yapısı üzerinde farklı etkiler yarattığını, ekonomik sıkıntıların ise aile içindeki en büyük sorunlardan biri olduğunu vurguladı.
Ayrıca saha gözlemleri doğrultusunda, anne ve babaların ekran karşısında geçirdiği zaman arttıkça çocuklarda kaygı düzeyinin yükseldiğini ifade eden Karabıyık, medya içerikleri ve dijital bağımlılığın da toplum üzerindeki olumsuz etkilerinin ankette öne çıkan başlıklar arasında yer aldığını söyledi.
Araştırmaya göre gençlerin evlilik ve çocuk sahibi olma konusundaki tereddütlerinin, daha çok ekonomik zorluklar ve sosyal koşullardan kaynaklandığı tespit edildi. Katılımcılar, dijital medyanın toplumsal değerleri aşındırdığına yönelik endişelerini dile getirdi.
Karabıyık, elde edilen veriler ışığında toplumda iki temel grup oluştuğunu belirtti: Kendini güvende hissedenler ve kaygı düzeyi yüksek bireyler. Güvende hissedenlerin oranının yüzde 57,4 olduğunu ifade eden Karabıyık, kaygı duyanların oranının ise yüzde 42,8 olduğunu açıkladı.
18-24 yaş aralığında evli olan erkeklerin yüzde 73’ü, kadınların ise yüzde 64’ü kendini güvende hisseden grup içinde yer alıyor. Karabıyık, genç yaşta evlenenlerin daha fazla güven duygusuna sahip olduğunu, evli olmayan bireylerin ise kaygı düzeylerinin daha yüksek olduğunu sözlerine ekledi.
