GONCAGÜL KONAŞ
Türkiye genelinde konut sorunu büyürken, başkent Ankara’da yaşanan kriz çığ gibi büyüyor. Emlak Federasyonu Genel Başkanı Nejla Aykaç, kentte konut arzının talebi karşılayamadığını ve özellikle deprem sonrası yaşanan göçle birlikte fiyatların kontrolden çıktığını söyledi. Ulaşım hatları çevresinde fiyatların katlandığını, kiraların Avrupa seviyesini aştığını belirten Aykaç, “Konut üretimi durdu, fırsatçılık zirve yaptı. Ankara’da barınmak her geçen gün daha da zorlaşıyor.” dedi.
“YENİ YAPILAR AZALIYOR, ARSA YATIRIMI ÖN PLANA ÇIKIYOR”
Pandemi sonrasında konut üretiminde ciddi bir yavaşlama olduğunu belirten Aykaç, müteahhitlerin yeterli kâr marjı sağlayacak uygun arsa bulmakta zorlandığını vurgulayarak, “Şu an mevcut yapılarda geçmiş yıllara göre ciddi bir artış yok. Pandemiyle birlikte insanlar daha çok arsa yatırımı yapmaya yöneldi. Çünkü arsa, şu anda konuttan daha gerçek ve kazançlı bir yatırım aracı haline geldi.” ifadelerini kullandı.
Aykaç, “Müteahhitler kentsel dönüşüm alanları dışındaki bölgelerde maliyetleri karşılayacak ölçekte kârlı projeler üretemiyor.” diyerek, bu durumun piyasada konut arzının yeterince artamamasına yol açtığına işaret etti.
ANKARA NÜFUSU HIZLA ARTIYOR: “GÖÇ DALGASI VE TAYİN DÖNEMİ ETKİLİ”
Kentte konut talebinin artmasının en önemli nedenlerinden biri göç. Aykaç, özellikle 6 Şubat depremlerinin ardından Ankara’ya yoğun bir göç yaşandığını hatırlatarak, “Deprem sonrası pek çok aile Ankara’ya yerleşti. İstanbul’da artan sarsıntılar nedeniyle de insanlar güvenli şehir arayışında başkente yöneldi. Ayrıca tayin dönemi ve üniversite öğrencileri de Ankara’daki konut ihtiyacını artırıyor.” şeklinde konuştu.
Aykaç, Ankara’nın merkezi bir şehir olması, devlet kurumlarının burada yer alması ve yaşam kalitesinin İstanbul’a göre daha sürdürülebilir olması da göçü tetikleyen unsurlar arasında olduğuna dikkat çekti.
"KİRA FİYATLARI AVRUPA’YI GERİDE BIRAKTI"
Artan talep karşısında yeterli konut üretimi olmaması, Ankara’da kiraların fahiş şekilde artmasına neden olduğunu vurgulayan Aykaç, “Bence şu anda Ankara, Türkiye’nin en pahalı kiralık konut piyasasına sahip. İstanbul’da bile Ankara’ya kıyasla daha uygun kira bulunabiliyor.” diyerek, mevcut fiyatların Avrupa metropollerinden bile yüksek olduğunu savundu.
Yüksek kira fiyatları yalnızca kiracıları değil, ev sahibi olmak isteyenleri de zorluyor. Aykaç, “Vatandaşlar yatırım yapmak veya ev almak istiyor ama fiyatlar nedeniyle bu mümkün olmuyor. İnsanlar alımı erteliyor ya da krediye erişemiyor.” dedi.
FIRSATÇILIK VE YANILTICI İLANLAR KRİZİ BÜYÜTÜYOR
Yaşanan fiyat artışlarında yalnızca arz-talep dengesizliğinin değil, fırsatçılığın da etkili olduğunu belirten Aykaç, “Küçük bir sarsıntı olsa dahi bazı ev sahipleri dairenin kirasını bir anda 10 bin TL artırarak fırsatçılık yapabiliyor. ‘Ya tekrar deprem olursa?’ diye insanların korkularını kullanıyorlar. Bu kabul edilemez.” diye konuştu.
Ayrıca sosyal medyada veya bazı emlak platformlarında yayımlanan yanıltıcı ilanların da piyasayı manipüle ettiğine dikkat çeken Aykaç, kira üst sınırlarının bölge bazlı olarak belirlenmesi gerektiğini söyleyerek, “Bölgelere göre kira tavanları belirlenmeli. Vatandaş da, yatırımcı da bir standardı bilmeli.” diye çağrıda bulundu.
ULAŞIMA YAKINLIK FİYATLARI KATLIYOR
Ankara’da konut fiyatlarını etkileyen bir diğer önemli faktör de ulaşım hatları, özellikle de metro güzergâhları. Aykaç, ulaşımın konut fiyatları üzerindeki etkisine dair, “Metroya yakın eski yapılar bile neredeyse lüks konutlarla aynı fiyata kiraya veriliyor. Ulaşım erişimi olan yerlerde fiyatlar astronomik seviyelere çıkmış durumda.” şeklinde konuştu.
Aykaç, özellikle Altındağ, Mamak, Keçiören ve Pursaklar gibi ilçelerdeki fiyatların bazı merkez ilçelerle yarıştığını belirterek bu dengesizliğin de piyasa sağlığını tehdit ettiğini ifade etti.
"YENİ YERLEŞİM ALANLARI ŞART, HAZİNE ARAZİLERİ DEĞERLENDİRİLMELİ"
Konut üretimi için kullanılabilecek çok sayıda hazine arazisi bulunduğunu söyleyen Aykaç, bu alanların kamu eliyle üretime açılabileceğini dile getirerek, “Kurak, çorak hazine arazileri devlet eliyle teşvik sistemiyle projelendirilebilir. TOKİ benzeri sosyal konut projeleri özellikle şehir merkezlerine yakın bölgelerde yapılmalı ki hem kiralar dengelensin hem de dar gelirli kesim kent dışına itilmesin.” dedi.
Planlamanın ve bölgesel analizlerin önemine değinen Aykaç, her bölgenin sosyo-ekonomik yapısına göre konut stratejileri geliştirilmesi gerektiğini söyledi.
“LİYAKATLİ VE NİYETLİ YÖNETİM OLURSA ÇÖZÜM ZOR DEĞİL”
Çözümün mümkün olduğunu ancak bunun için liyakatli kadrolara ve samimi yönetime ihtiyaç duyulduğunu belirten Aykaç, “Sorunun olduğu yerde çözüm de vardır. Yeter ki bu işe kafa yoracak, tarafsız, ehliyetli yöneticiler iş başında olsun. Doğru niyetle ve halkın çıkarı gözetilerek atılacak adımlar çok şeyi değiştirir.” ifadelerini kullandı.
Ankara’nın Türkiye’nin başkenti ve idari merkezi olduğunu hatırlatan Aykaç, "Eğer bu kentte yaşam sürdürülemez hale gelirse, başkent olmasının bir anlamı kalmaz," diyerek sözlerini noktaladı.