Önceki yazıda da andığım gibi Almanya’da Türk öğretmen dernekleri var. Birbirinden değerli öğretmenlerimizin başkan ve üye olduğu bu derneklerin bir de çatı federasyonu ‘ATÖF’ var. 

Yücel Tuna (Almanya Türk Öğretmen Dernekleri Federasyonu ‘ATÖF’ Eş Başkanı) ve Celal Aydemir (Ruhr Öğretmenler Derneği Başkanı) önderliğinde… 

ATÖF-Almanya Türk Öğretmen Dernekleri Federasyonu

TÖDER-Hessen Türk Öğretmenler Derneği

Frankfurt Konsolosluğu Kadınlar Kolu

Türk-Alman Eğitim Platformu

Hessen Atatürkçü DD

Sigarasız Yaşam Derneği 

TEB Türk Veliler Birliği

Avrupa Balkan ve Rumeli Türkleri Derneği 

ve

Ruhr Öğretmenler Derneği 

Gelsenkirchen Türk Öğretmenler Derneği

Duisburg/Essen Üniversitesi Türk Öğrenci Derneği 

Türk-Alman Yardımlaşma Derneği ortak organizasyonu ve davetiyle Almanya’daydık.

40 yıllık dostlarla buluşma havası yaşattılar ya, kendilerine tekrar teşekkürlerimi iletiyorum. 

Yazı dizisinin ikincisinde, ikinci etkinlik gününü paylaşalım…

19 Mayıs

19 Mayıs söyleşisinde gençlerimizden Süleyman Ünal Nutuk’un ilk cümlelerini okudu. Heyecanlıydı, bizi de heyecanlandırdı. Samsun’dan Ankara’ya uzandık. 

Mustafa Kemal Paşa’nın yolculuğu destansı, dinleyiciler de heyecanlı. Hal böyle olunca, genelde olduğu gibi, tüm hazırlığımı sunmam mümkün olmadı. Bu hazırlıkların her zaman bitmesi gerekmediğini düşünenlerden olduğum için söyleşinin akışına uygun hareketi her zaman desteklemişimdir. Yine öyle oldu. Keyifli olduğunu düşünüyorum.

Keyifli dedim ya!

Gelsenkirchen’de iki söyleşi öncesi, arası ve sonrasında iki öğretmenimiz, Sevda Gümüş ve Haydar Yakıt’ın, gitar ve sazla çalıp söylediler. Harikaydılar. Coşturdular, duygulandırdılar.

Celal Aydemir Öğretmenim, açılış konuşmalarında kürsüye çağrıldı ama sözü tek kelime etmeden ‘Sözü gençlere bırakıyorum’ dedi. 

Gururumuz, umuduz gençlerimiz Süleyman Ünal, Kübra Asena Çile, Gizem Uyanık ve Ozan Aslan ile. Hediye ettikleri bez çantalası elimde…

Gençlerimiz Ozan Aslan, Gizem Uyanık ve Ahsen Örenbaş

Ozan Aslan, Türk Öğrenci (VtS) Derneği Eş Başkanı… Öylesine coşkulu bir konuşma yaptı ki salondakiler olarak hepimiz, kendisiyle müthiş gurur duyduk. Anca öpüp sıkıca sarılabildim.

Gizem Uyanık, diğer eş başkan… Ankara gezisinde tanışmıştık ve söyleşinin sonuna dek ilgiyle katılım sağlayan diğer gençler gibi, konuşsaydı, eminim benzer duygular yaşatacaktı. 

Ahsen Örenbaş, üniversiteliler arasında en eski tanıdığım. 5-6 yıl öncesi Sevgili Halil Yalçın’ın düzenlediği Ankara seyahatinde tanışmıştık. Baştan sona birlikteydik. Konuşma yapmadı ama internet üzerindeki toplantılara katılımlarından da biliyorum ki, öğrencilerini çok iyi yetiştirecek keyifli öğretmenlerden olacak.

Süleyman Ünal... Nutuk’tan kısa bir okuma yaptı. Almanya’dan Ulu Önder’in emanetine sahip çıkıldığını hissettirdi…

Türk Öğrenci Derneği’nden gençler de vardı. Onlarla olmak ayrı bir heyecandı.

Gelsenkirchen

Gençlerin yanında Ferhan Tan, ATÖF Başkan Yardımcısı, Ruhr Öğretmenler Derneği Onursal Başkanı Kadir Akyazı, yönetim kurulu üyeleri Ünsal Gür, Ramazan Özsayar ve Milazım Koçtürk…

Temel Çapkın gerek Gelsenkirchen Türk Öğretmen Derneği, gerekse Türk Alman Yardımseverler Derneği çatısı altında yer alan diğer bir emektar öğretmenimiz.

Türk Alman Yardımseverler Derneği 

Aygül Yıldız… Türk Alman Yardımseverler Derneği İkinci Başkanı, etkinlikte ev sahibimizdi. Tamamı kadınlardan oluşan yönetim kurulu üyeleriyle birlikte kendisine, geleneksel Türk misafirperverliğini memleketten onca uzaklıkta hissettirdikleri için teşekkürlerimi iletiyorum. 

Dernekle ilgili bir başka ayrıntı da tüm üyeleri anne olması. Kermes veya kahvaltı düzenliyorlar, bedel belirlemiyor, isteğe bağlı elde ettikleri gelirle  öğrencinin tüm masraflarını karşılıyorlar. Etkinliklerden elde edilen gelirler Türkiye’ye de erişiyor. Örneğin depremde zarar gören bir okulu onarmışlar.

Etkinliklerde bir arada olduğumuz güzel insanların yürekleri bizimle atıyor. Celal Öğretmenim ile konuşmuştuk. Ruhr Öğretmenler Derneği öncülüğünde başlatılan kampanya sonucunda Hatay’da bir okul yapıldığını notlarımıza ekleyelim…

Açılış konuşmaları

Açılış konuşmalarında TC Münster Konsolosu Hakan Ertem 19 Mayıs’ın öneminden söz etti. Kendisiyle ilk kez karşılaştık. Candan ve samimiydi. Sohbetimiz kısa oldu belki ama Almanya’daki Türklere değerli katkı sağlayacağını hissetmeme yetti.

Ali Ayvazoğlu, Ankara İl Kültür ve Turizm Müdürü, açılış ve sonrasında yaptığı konuşmalarda,

Ankara’dan kısaca söz etti ve her zamanki samimiyetiyle herkesi Ankara’ya davet etti. Büyük emek harcadığı Ankara Rehberini de yanında getirmişti, hediye etti.

Ferhan Tan

Ferhan Öğretmenim etkinliklerin gözde sunucularından. Bizim etkinlikte de öyle oldu. 

Bir de anısını paylaştı.

Çocuklara boğazlardan söz etmiş Türkiye’nin izni olmadan kimsenin geçemeyeceğini söylemiş. Örnek çocukların da bizim de çok hoşumuza gitti. 

Sınıfta aktarmak istediğiniz konularda bulacağınız ilgi çekici cümleler çok değerlidir. İşte keyifli öğretmenlik de budur! Teşekkürler Ferhan Öğretmenim!

Turgut Şimşek ve Celalettin Ağırbaş

Salon dolusu keyifli öğretmenle bir arada olmanın mutluğunu yaşadım sanırım. İşte bir örnek daha…

Turgut Şimşek… 

Gelsenkirchen Türk Öğretmen Derneği Başkanı ve Yönetim Kurulu üyeleri de katılımlarıyla etkinliği zenginleştirdiler. 

Şimşek’in, 19 Mayıs etkinliklerinin etkin kişilerinden olduğunu belirtmeliyim. Özel sohbetlerimizde anlattığı neşeli anılarının yanında bir de sürpriz yaptı. 

Almanya’ya ilk gelen öğretmenlerden olan Celalettin Ağırbaş’ı kürsüye davet etti. Ağırbaş, bizim etkinlikte söz alarak yapılacak bir konuşmaya sığmayacak zenginlikteki Türkiye ve Almanya’daki öğretmenlik yıllarını özetlemeye çalıştı ve ‘Sıladan Gurbete Gönül Köprüsü’ isimli değerli anı kitabını hediye etti.

Bir kahramanın başarılı oğlu, Uğur Berk Kalelioğlu 

Bir sürpriz yazar ve kitabı daha vardı buluşmamızda. Uğur Berk Kalelioğlu. Başarılı geçen öğrencilik yıllarının ardından bugünlerde Almanya’da doktora çalışmalarını sürdürüyor. Başarı haberlerini alacağımızdan eminim. 

Bir kahraman olan babasını Kıbrıs Harekâtı sırasında, Türk birlikleri ulaşana dek Mağusa halkıyla birlikte kenti savunan, kenti savunanlarla birlikte kentin adına ‘gazi’ ekleyen ve teslim olma çağrısını canı pahasına reddeden üsteğmen olarak tanıyoruz. Oğluyla Almanya’da karşılaşacağım hiç aklıma gelmezdi. 

Oğul Kalelioğlu, Mustafa Kemal Atatürk’ün Almanya Seyahati isimli çok önemli araştırmalara dayanan kitabını hediye ederken çok kısa da olsa içeriğine değindi.

 İki kitabı da döner dönmez okudum. Atatürk’ün Almanya seyahati hakkındaki kitabı edinene dek bu konuyu okumak isterseniz, bu köşede seri halinde yazdığımı belirteyim ve ilkyazının bağlantısını vereyim.

https://sonsoz.com.tr/makale/18438612/necati-yalcin/mustafa-kemal-pasanin-veliaht-vahdettin-ile-almanya-seyahati-i cati-yalcin/mustafa-kemal-pasanin-veliaht-vahdettin-ile-almanya-seyahati-i

Keyifli Öğretmenlik

Mademki Almanya’ya gelmiştik, zamana sığdırabildiklerimizi yapmalıydık! 

Etkinliğin bir sonraki oturumunda bu kez konumuz Keyifli Öğretmenlik oldu. 

İki kitapta da bölümler güzel sözlerle başlıyor, seçmece bir sayfa hazırladım, katılımcılara dağıtıldı, sizinle de paylaşalım.

Goethe

İlk kitaptaki, ilk güzel söz Goethe’den.

“Tembellik neyse keyifsizlik de odur, tembelliğin bir türüdür.” 

Goethe malum Alman. Doğduğu ev ilk etkinliğimizin yapıldığı yerde, Frankfurt’ta. Bu etkinliğin yapıldığı yer olan Gelsenkirchen’de de bir Goethe evi var. Hoş bir tesadüf oldu…

Gökkuşağı olmak!

İkinci sözü de paylaşalım. 

“Birinin bulutuna gökkuşağı olmaya çalışın!” Maya Angelou.

Yağmur, fırtına, olur, hep olacak! 

Ardından gökkuşağı gelecek!

Eğitimde sorunlar, olur, hep olacak!

Ardından gökkuşağı kendiliğinden gelmeyecek!

Eğitimde, sınıfta sorunlar olduğunda gökkuşağını yaratacak kişi Keyifli Öğretmen olacak…

Üçüncü kitapta Almanya’daki Türk öğretmenler 

Ankara kitaplarının sayısını erişir mi bilmiyorum ama bu konuda üçüncü kitap gelecek gibi görünüyor! Özellikle Almanya’daki öğretmenlerimiz için ne gibi öneriler getirilebilir konusu üzerinde çalışıyorum. Her biri deneyimli öğretmenlerimizle de bir araya gelince ciddi bir fikir alış verişi söz konusu oldu.

Almanya’daki Türk öğretmen derneklerinin aralarında dayanışmanın yanı sıra bir de Türkçe derslerinin müfredata koyulması gibi önemli bir çabaları da var. Bu konuda çoğunlukla başarılılar. Bu başarının ardından onları bir başka başarmaları gereken konu bekliyor; Türkçe derslerini cazip hale getirmek…

Turgut Çifti, İki keyifli öğretmen

Yıldız Turgut ve Dr. Ahmet Turgut… 

Zoom söyleşilerimizden tanığım dostlardan… 

Etkinlikte ön sıradaydılar. Ön sıradakilerin konuşma yapması kuralı(!) var dedim, söz verdim, harfiyen uydular ve deneyimlerini paylaştılar. Bir anlamda iki keyifli öğretmen örneği verip, söyleşiye değerli katkı sağladılar.  

Halil Yalçın ve Avrupa Ankaralılar Derneği

Halil Yalçın, Avrupa Ankaralılar Derneği Kurucu ve Onursal Başkanı ile Eski Başkanı Mustafa Eydemir de konuklar arasındaydı. Ön sıradakilerin konuşma yapması kuralına uyarak, onlar da duygu ve düşüncelerini bizimle paylaştılar.

Eydemir ile ailesiyle geldiği Anıtkabir’de tanışmıştık. Yaptığı çeşitli yardın faaliyetlerinin yanında, yazıda geçen Kalelioğlu’nun değerli kitabının da (Atatürk’ün Almanya Seyahati) sponsoru olduğunu belirteyim…

Yalçın’ın 06.06.2006’da kurduğu Avrupa Ankaralılar Derneği, kurslar veya çeşitli etkinliklerin yanında, Almanya’da Ankara’yı yaşatmak gibi kıymetli bir çaba içinde. Dernek bugünlerde durağan olsa da önümüzdeki günlerde yeniden canlanacağına eminim.

Almanya’daki gençler ve öğretmenlerle ilk tanışmamız da Yalçın’ın düzenlediği bir Türkiye gezisinde olmuştu. Milazım Koçtürk Öğretmenim de o gezideydi ve bizi Ruhr Öğretmenler Derneği ile buluşturdu. Pandemi hayatımıza Zoom’u getirdi, Zoom uzak-yakın buluşmalarımızı kolaylaştırdı. Ekran başında da olsa, önemli günleri yoğun katılımlarla kutlamaya başladık. Almanya-Türkiye köprüsü, otoyolu derken bugüne geldik:)

Yalçın, Celal ve Milazım Öğretmenlerimizle birlikte, hep yanımızdaydı, minnettarız.

Hasret giderme

19 Mayıs ve Keyifli Öğretmenlik söyleşileriydi. Başlıklar çok değerli ve anlamlıydı, öğrenci-öğretmen buluşmaları da yaşandı, farklı kentlerden de gelenler vardı. Hepsinin ayaklarına sağlık.

Bir anlamda yüz yüze, hasret giderme buluşması oldu. 

Yürekleri uzaklarda ama bir atanların, bir salonda atmasıydı yani, güm, güm! 

Gümbürdedik ama anlatacaklarımı veya anlatacaklarını bitirebildik mi? 

Ne mümkün! 

Sözün özü Güzel Dostlarla her buluşmanın ardından olduğu gibi, bir anlamda hasret giderdik sanırım, bu buluşmalar da ‘tadımlık’ oldu.

Devamı, ‘Almanya'da 19 Mayıs, Essen’ başlığıyla üçüncü bölümde…