Ağustos ayı enflasyonu önemli, belki de bir kırılma noktası olacak ve enflasyon trendinin ne yönde hareket edeceğine dair bir işaret verecek.
Ağustos ayı enflasyonu önemli, belki de bir kırılma noktası olacak ve enflasyon trendinin ne yönde hareket edeceğine dair bir işaret verecek.
Bu senenin geçen seneden farkı okullar açılıyor ve okul harcamalarında çok ciddi fiyat artışları olduğunu gözlemliyoruz. Ayrıca birçok kısıtlama kalktı, konaklama ve yeme içme sektörü hareketlendi, yaşanan ciddi talep patlaması fiyat artışlarının yapılabilmesine olanak tanıdı, geçen sene buralar kapalı olduğu için ortada reel bir fiyat da yoktu enflasyon üzerinde etki yapmadı.
Ağustos enflasyonuna dair ilk veri İstanbul Ticaret Odasından geldi İstanbul’da perakende fiyatlarında artış ivmesi Ağustos’ta da devam etti ve İstanbul’da enflasyon 27 ayın zirvesine çıktı.
İstanbul Ticaret Odası’nın (İTO) yayımladığı endekse göre perakende fiyatlar Ağustos’ta bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 18,89 arttı. Böylelikle İstanbul’da yıllık enflasyon 2019 Mayıs ayından bu yana en yüksek seviyeye çıkmış oldu. Aylık olarak bakıldığında ise perakende fiyat artışının yüzde 1,88 olduğu görüldü.
Üretici fiyat göstergesi olarak kabul edilen toptan fiyatlarda da artış ivmesi devam etti. Buna göre Ağustos’ta toptan eşya fiyatları bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 28,36 arttı. Aylık olarak ise toptan fiyatlar yüzde 1,42 arttı.
Şimdi 3 Ağustos Cuma günü ENAG ve TÜİK tarafından yayınlanacak verileri bekliyoruz.
İsteyen ile bahse bile girerim ENAG tarafından hesaplanacak veri TÜİK verisinden yüksek olacak.
Burada asıl sorun Merkez Bankası ne yapacak ta düğümleniyor!
Erdoğan ve Kavcıoğlunun savunduğu teoriye göre; yüksek faiz yüksek enflasyona sebep oluyor. Bu ikili bu teoriyi her yerde ve her ortamda savunuyor yazıp, çiziyor ama nedense kaç aydır icraata geçmiyor, faizleri düşürmüyorlar.
Buradan bir kez daha bu ikiliye bir çağrı yapayım ve “madem teorinize güveniyor inanıyorsunuz kardeşim, düşürün şu faizleri ki enflasyon da düşsün, millet rahat bir nefes alsın” diyeyim.
Ha teoriniz yanlışsa artık bu teorinin yanlış olduğunu fark ettiyseniz çıkın kamuoyu önünde özür dileyin meğer biz yanlış biliyormuşuz bu yüzden de size yanlış şeyler söyledik, yanlış iddialarda bulunduk kusura bakmayın deyin.
Enflasyona yönelik benim beklentilerim hem küresel ve hem de yerel ölçekte ciddi bir enflasyon dalgasının gelmekte olduğu yönündedir. Pandemi ile mücadele kapsamında adeta helikopter ile saçılan paraların pandeminin etkisi hafifleyince bir enflasyon dalgası yaratması kaçınılmazdır.
Ayrıca küresel ölçekte La Nina iklim olayı yüzünden yaşanan kuraklığın gıda fiyatlarını yükseltmesi bu dalganın şiddetini ve özellikle yoksul kesimler üzerindeki etkisini arttıracaktır. Tarımda başı çeken ABD, Brezilya, Arjantin ve Rusya gibi ülkeleri kuraklık vurdu, son 1 yıl içinde buğday fiyatları yüzde 35, mısır yüzde 60, soya yüzde 43, kahve yüzde 47 ve şeker yüzde 60 artmış bulunuyor.
Kısacası küresel ölçekte bir enflasyon dalgası yaşanması kaçınılmaz. Bu enflasyonu önlemek için alınacak önlemler, uygulanacak sıkı para ve maliye politikaları ise borçluluğun bu kadar yüksek olduğu bir ortamda zincirleme iflaslara yol açar; birçok devlet, şirket ve kişi iflas eder dünya ekonomisi çöker.
Ben hükümetlerin bu zincirleme iflasları ve küresel bir ekonomik çöküşü göze alamayarak yüksek enflasyona razı olacaklarını tahmin ediyorum. Bu tercih kırılgan ekonomileri hızla hiperenflasyona savuracaktır. Türkiye için de bir hiperenflasyon dönemi beklentileri yüksektir. Ağustos ayı verileri bu trendin ipuçlarını verecektir.