Türkiye Barolar Birliği, bakanlığın söz konusu videosunun yeniden gündeme gelmesinin ardından Türkiye Barolar Birliği Kadın Hukuku Komisyonu (TÜBAKKOM) tarafından konuyla ilgili gerçekleştirilen yazılı açıklamayı yayınladı.
Sağlık Bakanlığı'nın "Normal Doğum" videosu ve kadın hakları üzerindeki tartışmalar devam ediyor.
Bu pankart, kadınların bedensel özerkliği üzerine tartışmaları alevlendirirken, Türkiye Barolar Birliği de konuya ilişkin bir açıklama yaptı. Türkiye Barolar Birliği Kadın Hukuku Komisyonu (TÜBAKKOM), Sağlık Bakanlığı'nın videosunun ardından yaptıkları yazılı açıklamada, kadınların bedenleri üzerindeki kararlar üzerinde tahakküm kurma çabalarına karşı olduklarını belirtti.
"Bu tür dayatmacı yaklaşımların son bulmasını savunuyoruz"
Türkiye Barolar Birliği Kadın Hukuku Komisyonu (TÜBAKKOM), tarafından yapılan açıklamada, kadınların kendi bedenleri hakkında karar verme özgürlüğünün elinden alınma çabası olarak değerlendirilen olaylar eleştirilerek şu ifadelere yer verildi: "Kadın ve kadın bedeni üzerinde tahakküm kuran, cinsiyetçi dil içeren, kadınların toplumsal rolünü sınırlama amacına yönelik her türlü düşünce ve eylemin karşısındayız.
Kadının bedensel özerkliği, kendi bedeni üzerinde tam ve özgür karar alma hakkını ifade eder. Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın 17. maddesi, kişinin maddi ve manevi varlığını koruma hakkını güvence altına alırken; uluslararası sözleşmeler, özellikle CEDAW, kadınların sağlık, üreme ve bedenleriyle ilgili kararlarında özgür olmalarını temel bir insan hakkı olarak tanır. Kadınların doğum yöntemi, tıbbi müdahale ya da diğer kişisel tercihler gibi konularda herhangi bir toplumsal, kültürel veya dışsal baskıya maruz kalmadan kendi iradeleriyle karar verme hakkı, bu özerkliğin ayrılmaz bir parçasıdır. Bu bağlamda, Sivasspor maçında sergilenen pankartta “Doğal olan normal doğum” şeklindeki ifadeler, kadınların bedensel özerkliğini zedeleyici nitelikte olup, bireysel haklara saygı gösterilmesi gerekliliğini bir kez daha ortaya koymaktadır.
TÜBAKKOM olarak , kadınların bedenleri üzerindeki karar alma süreçlerinde özgür bırakılmasını ve bu tür dayatmacı yaklaşımların son bulmasını savunuyoruz."