Bağlar ilçesine bağlı Tavşantepe Mahallesi'nde kaybolan Narin Güran'ın cansız bedeni, 8 Eylül 2024’te çuval içerisinde, üzerine ağır taşlar konulmuş ve çalılıklarla gizlenmiş şekilde bulundu. Olayla ilgili yürütülen soruşturma kapsamında Narin’in amcası Salim Güran, annesi Yüksel Güran, ağabeyi Enes Güran ve komşuları Nevzat Bahtiyar gözaltına alındı.
Sanıklardan Salim Güran’ın aracında Narin’e ait DNA ve saç örnekleri tespit edilirken, komşu Nevzat Bahtiyar cesedi taşıdığını itiraf etti. Diyarbakır 8. Ağır Ceza Mahkemesi, üç aile bireyine ağırlaştırılmış müebbet, Bahtiyar’a ise 4 yıl 6 ay hapis cezası verdi.
İstinaf Mahkemesi Kararı Onadı, Baro’nun Katılma Talebi Reddedildi
20 Mayıs 2025’te Bölge Adliye Mahkemesi 1. Ceza Dairesi, dört sanık hakkında verilen cezaları oy birliğiyle onadı. Aynı kararda, Diyarbakır Barosu'nun davaya katılma hakkı bulunmadığı belirtilerek Baro'nun istinaf başvurusu da reddedildi.
Diyarbakır Barosu Karara İtiraz Etti: “Hukuka ve Vicdana Aykırı”
Baro, 1. Ceza Dairesi'nin kararına itiraz ederek dilekçesini 2. Ceza Dairesi’ne iletilmek üzere sundu. İtirazda şu ifadelere yer verildi:
“Karar hukuki değildir. Baro, en temel hakkı olan yaşama hakkı ihlal edilen bir çocuğun davasında yer almalıdır. Narin’in çocuk olması, suçun insan onuru ve beden dokunulmazlığına yönelmiş olması, Baro’nun katılma talebini zorunlu kılar. Bu nedenle önceki mahkemenin katılma talebini kabul kararı yerindedir.”
Baro, Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 237 ve 238. maddelerine atıfta bulunarak, katılma talebinin yargılamanın her aşamasında yapılabileceğini ve buna ilişkin açık bir karar verilmesinin zorunlu olduğunu vurguladı.
Yaşama Hakkı İhlali ve Toplumsal Duyarlılık
Narin Güran’ın cinayeti, toplumda büyük yankı uyandırırken, özellikle failin yakın akrabaları olması vicdanları derinden yaraladı. Diyarbakır Barosu, cinayetin yalnızca bireysel bir suç değil, toplumun temel değerlerine ve çocuk haklarına karşı bir saldırı olduğunu belirterek, tüzel kişilik olarak davada yer alma hakkını savunuyor.