GONCAGÜL KONAŞ
Hayat, yalnızca anne rahminde başlayan bir yolculuk mu? Kuantum Bilinçaltı Uzmanı ve Yaşam Koçu Ali Alkaç’a göre bu sorunun yanıtı çok daha derinlerde saklı. Alkaç, yaşamın “iki doğum” üzerine kurulu olduğunu belirterek, bireylerin dünyaya gelirken anne babalarını, coğrafyalarını ve hatta yaşamlarında karşılaşacakları kişileri ruhsal bir seçimle belirlediğini savundu. Evrensel yasalar, kuantum bilinçaltı ve kuşaklar arası aktarımlar gibi pek çok başlıkta dikkat çeken açıklamalarda bulunan Alkaç, “kurtarıcı” değil, “hatırlatıcı” olduklarını vurguladı.
“İKİ KEZ DOĞARIZ: BİRİ BİYOLOJİK, DİĞERİ FARKINDALIKLA”
Kuantum Bilinçaltı Uzmanı ve Yaşam Koçu Ali Alkaç, hayat yolculuğunun ruhsal bir seçimle başladığını belirterek, “Tekamül yolculuğum, 1977 yılında dünyaya gelmemle; yani bir anne babayı, bir yaşam alanını, coğrafyayı seçmemle başladı.” şeklinde konuştu.
Alkaç, yaşam koçluğu ve kuantum bilinçaltı danışmanlığı kapsamında bireylerin hayata gelişlerini “iki doğum” üzerinden açıkladı. Bu durumu, “Yaşamımız iki tane. Biri, farkındalıkla doğduğun tekamüle doğduğun an; bir diğeri annenden, anne rahminden biyolojik doğumun olduğu an.” ifadeleriyle aktardı.
Kişilerin yalnızca doğduğu aileyi değil, kader döngüsündeki pek çok unsuru da önceden seçtiğini vurgulayan Alkaç, “Proje amaç döngüsü dediğimiz otuz aylık dönemde; yani bir ruhun bedenleneceği, dünyaya geleceği, annesini, babasını, adını, coğrafyayı ve hatta ilk eşini seçtiği bir seçim evreni var.” dedi.
“DOĞACAĞIN COĞRAFYAYI SEÇEREK GELİYORSUN”
Bu seçimlerin sadece inanç düzeyinde kalmadığını, kuantum fizik ve bilinçaltı öğretileriyle de desteklendiğini ifade eden Alkaç, “Bilim adamları şu noktada mutabık kaldı: Ruhlar bir süreç yaşıyor. Bedenler bu süreçlerde belli jenerasyonlarda ve formlarda dünyaya geliyor. Ruh biliyor, beden hatırlıyor.” diye konuştu.
Bireyin yaşamındaki olayların bir kısmının "külli irade" ile sabit olduğunu, bir kısmının ise "cüz’i irade" ile değiştirilebildiğini dile getiren Alkaç, “Doğacağın coğrafyayı, ismini, anne babanı, ilk eşini seçerek geliyorsun. Sonraki değişecek olaylar cüz’i iradeye bağlı. Külli irade dediğin şey, kesin olarak değişmez şeyler.” ifadelerini kullandı.
“BENZER ENERJİ, BENZER ENERJİYİ ÇEKER”
Yaşanan olayların tesadüf olmadığını, evrensel yasaların bir sonucu olduğunu vurgulayan Alkaç, “Gül bahçesinde olan gül kokar, çöplükte olan çöp kokar. Evrensel yasalar diyor ki; benzer enerji, benzer enerjiyi çeker. Frekansların eş güdümü, rezonans kanunu, alma-verme dengesi, aşama kuralı, seçim ve tekamül yasası gibi pek çok yasa var.” dedi.
Kur’an-ı Kerim’i okumanın da bu farkındalıkla ilişkili olduğunu ifade eden Alkaç, “Okuduğun zaman zaten insanı okuyorsun. İnsan ve Kur’an dediğin anda, akışta kalmak dediğin bir süreç başlıyor.” şeklinde konuştu.
“KURTARICI DEĞİLİZ, HAK EDENE BİLGİ VERİLİR”
Yaşam koçluğunun temelinde “hak ediş” ilkesinin yattığını belirten Alkaç, şifa kavramını açıklayarak, “Şifalanmak ve şifacılık farklı şeylerdir. Talep etmek ve istemek farklı şeylerdir. Talep edilmediği sürece, arzını sunmaman gerektiğini öğreniyorsun.” dedi.
Kurtarıcı rolüne girmemenin önemine dikkat çeken Alkaç, “Kurtarıcı olmadığını öğrendiğin zaman, kurban ve kurtarıcı olmadığını da öğreniyorsun. Hak edişi olmayan bir insana hak etmediği bir bilgiyi verdiğinde, hem o bocalıyor hem sen bocalıyorsun. Ve o zaman karmaya giriyorsun.” ifadelerini kullandı.
“SÖZLEŞMELER UNUTULMAZ, HATIRLATICILAR HAYATIMIZA GİRER”
Ruhsal yolculukta bireyin önceden yaptığı sözleşmeleri farkındalıkla hatırlayabildiğini söyleyen Alkaç, “O sözleşmeyi unutan insana hatırlatıcılar gelir.” şeklinde konuşarak yaşamımıza giren kişilerin ruhsal kontratlarla ilişkili olduğunu belirtti.
Danışanlarına aile dizimi ve regresyon gibi çalışmalarla rehberlik ettiğini aktaran Alkaç, kuşaklar arası aktarılan inanç kalıplarına da değindi: “Annem fakirdi, ben de fakir olacağım inancı varsa, bu insan zengin olamaz. Annem kurban bilincindeydi, kıtlık bilincindeydi. Bu durumda kişi annesinin kaderini tekrar eder.” ifadelerini kullandı.
Bu döngülerin farkına varıldığında bireyin kendi hayatını yeniden şekillendirme gücüne sahip olabileceğini ifade eden Alkaç, sözlerini şöyle tamamladı: “Annemin zamanı anneme, benim zamanım bana. Onun yerini görüyorum, onaylıyorum. Fakat ben onun değilim. Onun tek hamilik hakkı ona ait, benimki bana.”
Konuşmasının sonunda mesaj da veren Alkaç, “Kendin ol, dünyayı değiştir. Sadece sen ol, başkası olma.” ifadelerini kullandı.