Türkiye Gazeteciler Sendikası (TGS), bazı gazetecilerin adli kontrol şartlarıyla serbest bırakılmalarının ardından, bu koşullarda çalışmalarının engellenmesini "gazetecilerin çalışma haklarını gasp etmek" olarak tanımladı.
Birçok gazeteci, çeşitli davalarda adli kontrol tedbirleriyle serbest bırakıldıktan sonra, bu şartların çalışma hayatlarını nasıl zorlaştırdığına dikkat çekiyor. Özellikle adli kontrol tedbirlerinin, gazetecilerin mesleki faaliyetlerini yapmalarını imkânsız hale getirdiği ve basın özgürlüğünü ciddi şekilde kısıtladığı vurgulanıyor.
TGS, gazetecilerin yalnızca yargılamaların sürdüğü bir süreçte dahi mesleklerini serbestçe icra edebilmesi gerektiğine, adli kontrolün bu sürece müdahale etmemesi gerektiğine dikkat çekti. Sendika, “Gazetecilik bir suç değildir; bu tür uygulamalar, basın özgürlüğünü ve ifade hürriyetini doğrudan tehdit eder” dedi.
TGS Genel Sekreteri Banu Tuna, şöyle devam etti: "Eylül 2024 – Eylül 2025 tarihleri arasında en az 109 gazeteci gözaltına alındı. 36 gazeteci sürdürülen soruşturma dosyaları kapsamında tutuklandı. 4'ü hakkında ev hapsi kararı verildi. Yine bu bir yıllık süre içerisinde tutuklanan gazetecilerin 32'si tahliye edilirken, ev hapsi verilenlerin 4'ünün ev hapsi kaldırıldı. Bugün son bir yıl içerisinde gözaltına alınmış ve hala tutuklu bulunan 4 gazeteci var. Tutuklanıp tahliye edilen gazetecilerin 21'i adli kontrol tedbirleri ile tahliye edildi, 3'ü hakkında beraat kararı verilerek tahliye edildi; 2'si, hakkında ilk duruşmada HAGB kararı verilerek tahliye edildi, 6'sı ise herhangi bir tedbir uygulanmasına karar verilmeksizin itiraz sonucu tahliye edildi. İfade işlemi için yolu karakola ya da doğrudan savcılığa düşen en az 109 gazeteciden yalnızca 27'si ifade işleminden sonra herhangi bir adli kontrol tedbiri olmaksızın serbest bırakıldı.
Kalan 82 gazeteciden 36'sı hakkında tutuklama kararı verildi. Bu isimlerden 21'i daha sonra adli kontrol şartıyla tahliye edildi. Tutuklanmayan diğer 46 kişi hakkında ise ev hapsi de dahil olmak üzere, haftada bir veya birden fazla gün imza atma ve yurtdışı çıkış yasağı şeklinde adli kontrol kararı verildi."
Bu açıklamalar, adli kontrol altındaki gazetecilerin yaşadığı zorlukları gündeme getirerek, ülkede basın özgürlüğü ve ifade hürriyetinin korunmasının önemini yeniden hatırlatıyor.