Sakarya Meydan Muharebesi'nin 104. yılı anısına Polatlı Belediyesi, Kızılcagün TV ve POTA işbirliğiyle hazırlanan “Sakarya Savaşı'nda Neler Oldu” programı, YouTube üzerinden gün gün yayınlandı. Tarihin en uzun meydan savaşını detaylarıyla aktaran videolar, Sakarya Meydan Muharebesi’nin kritik anlarını ve stratejik gelişmelerini izleyicilerle buluşturuyor.

Dr. Mehmet Çanlı ve A. Cüneyt Küsmez'in anlatımıyla Sakarya Meydan Savaşı'nın bilinmeyenleri de gün yüzüne çıkıyor.

Sakarya Meydan Muharebesi'nin dördüncü Gününde Neler oldu?

26 Ağustos 1071 tarihinde Büyük Selçuklu Hükümdarı Sultan Alparslan, Malazgirt Meydan Muharebesi'nde Bizans ordusunu büyük bir bozguna uğratarak Anadolu'nun kapılarını Türklere açtı. 26 Ağustos 1922'de ise Başkomutan Gazi Mustafa Kemal Paşa, Kocatepe’den bizzat yönettiği Büyük Taarruz’u başlatarak, Türk ordusunun işgal altındaki yurdu düşmandan temizlemesi için tarihi bir hamle yaptı.

Büyük Taarruz’un başlamasından önceki günlerde cephe hattında önemli gelişmeler yaşandı. Özellikle 25 Ağustos’u 26 Ağustos’a bağlayan gece, 12. Grup Komutanı Albay Halit Bey’e gelen emir doğrultusunda birlikler Haymana istikametine yürüyüşe geçti. Geride kalan 48. Alay ise Sakarya (eski adıyla Tırnaksız) köyü civarında Yunan taarruzuna karşı tek başına direniş gösterdi.

Bu bölgede yaşanan çetin muharebelerde birçok Türk askeri ve subayı şehit oldu. Cephenin doğusunda 23. Tümen’in erken çekilmesi, savunma hattında tehlike yarattı. Gelişen bu kriz karşısında Mustafa Kemal Paşa, Türk askeri tarihine geçen şu tarihi emrini verdi: “Hattı müdafaa yoktur, sathı müdafaa vardır. O satıh bütün vatandır. Vatanın her karış toprağı vatandaşın kanıyla ıslanmadıkça terk olunamaz.”

Bu emir, Türk savunma doktrininde bir devrim niteliği taşırken, oynak savunma anlayışının da ilk örneği olarak tarihe geçti. Türbe Tepe ve çevresinde 3. Grup Komutanlığı’nın yaptığı stratejik değerlendirmeler sonucunda, bölgeye gönderilen takviyeler sayesinde savunma hattı korunmuş ve Yunan taarruzu püskürtülmüştür.

Türk milleti, 26 Ağustos’ta başlayan bu büyük mücadeleyle sadece bir cepheyi değil, bir milletin istikbalini ve Anadolu’daki bin yıllık varlığını savunmuştur.

Muhabir: Melisa Sapaz