Batı Anadolu’nun en büyük nehri olan Büyük Menderes Afyon Dinar’dan doğar 584 Km aktıktan sonra Aydın/Söke/Dipburnu’ndan Ege deniziyle buluşur.
Batı Anadolu’nun en büyük nehri olan Büyük Menderes Afyon Dinar’dan doğar 584 Km aktıktan sonra Aydın/Söke/Dipburnu’ndan Ege deniziyle buluşur.
Menderes havzası bir zamanlar Türkiye’nin en önemli ihraç ürünleri olan incir, üzüm, pamuk, tütün ile zeytinin vatanı olmuş ve Menderes yaklaşık 3 milyon insan ile milyonlarca besi hayvanını barındıran yediren, içiren bu havzaya can veren nehir olmuştur.
Fakat artık Menderes nehri pes demiş vaziyette “akmam” diyor…
Bir zamanlar insanların suyunu bir bezden süzerek içtiği, tarlalarını bağını bahçesini suladığı ve Türkiye’nin hayvan sayısının neredeyse %10’unu besleyen Menderes açık bir kanalizasyona dönüştürülmesi sonucunda artık pes demiş durumda; akamamaktadır.
2008-2009 yıllarında AB’nin Su Direktifi’ne uyum kapsamında gerçekleştirilen “Türkiye’de Su Sektörü İçin Kapasite Geliştirilmesi” adlı proje kapsamında yürütülen pilot proje olan Büyük Menderes Karaktarizasyon Raporu ve Önlemler Programı büyük bir tanıtım töreniyle yayınlandı ve sonra raftaki yerine kaldırıldı, hala orada huzurla dinlenmektedir.
Projeye tek STK katılımı AB tarafından davet edilen Büyük Menderes Platformu tarafından gerçekleştirilmişti. Herhalde bu platformun sesi çok farklı çıkmıştı ki bir daha iktidar tarafından hiçbir yere davet edilmedi…
Zaten Raporun sonuçları da bir daha hiç bir yerde geçmedi. Konu hakkında farklı kurumlar ve bakanlıklar raporlar hazırlamasına rağmen herhangi bir adım atılmadı.
Bu 2009 Raporuna göre Menderes nehrinde kirliliğine neden olan “baskılar” şöyle sıralanmıştı:
Noktasal kaynaklı baskıların havzada genel olarak endüstriyel, JES (Sadece Aydın’da 21 adet JES var) ve evsel atık kaynaklı olduğu belirtilmişti. Şu anda nehirde akan suyun çok büyük kısmı atık su ve kanalizasyondur.
Yaygın baskı, tarımsal sızmalardır. Tarımda kullanılan ilaç ve gübreler su kütlelerinin kimyasal kalitesini bozmaktadır.
Bölgede uygulanan vahşi sulama ile içme ve kullanma suyu temini amacıyla yapılan 17 adet baraj, çok sayıda HES ve yine çok sayıda gölet bulunmaktadır, hepsi Menderes’in suyunu tutmaktadır. Nehirden su çekimi, havzada açılan artezyen kuyuları ve akış düzenleme baskılarının Menderes havzasında su kalitesini ve kantitesini bozması bir diğer baskı unsurudur.
Raporda morfoloji değişikliklerinin su kütlelerinin ekolojik yapısını ciddi şekilde değiştirmiş olduğu gerçeğinin altının çizilmiş olması önemlidir. Havzadaki selden korunmak için var olan derelerin dağın başında bile kanala alınması ciddi bir sorundur.
Bunların etkisinin katlanmasına yol açan aşırı nüfus artışı ve küresel ısınma Menderes nehri ve havzasındaki sorunları büyütmektedir.
Raporlardan çıkan önemli bir sonuç suyun kalitesinin alt kısımlara gittikçe (Aydın’a doğru ve ardından Söke’ye doğru) daha da bozulmakta olduğunun gözlemlenmesidir. Bu nehrin yukarı kısımlarındaki yerleşimlerin, endüstriyel bölgelerin, tarımın (gübre, ilaç vb.) atıkları alt bölgeleri yaşanmaz hale getirmektedir.
Sorunun çözümüne yönelik olarak 2009 Raporunda 68 öneri yapılmıştır, öne çıkan bazı öneriler şunlardır:
- Mayıs 2009 itibariyle tüm sanayi kollarının Atık Su Arıtma Tesislerini kurup işletmeye alınması.
- Jeotermal suların arıtılmasını veya reenjeksiyonu.
- Nüfusu 2000’den fazla olan yerleşimler için Kentsel Atık Su Arıtma Tesislerinin inşa edilmesi.
- Endüstriyel ve kentsel Atık Su Arıtma Tesislerinde denetimler yoluyla yasaların uygulanmasını geliştirme.
- Deri sanayiinden gelen atıksular için ileri arıtma tesislerinin kurulması ve kurulan arıtma tesislerinin çalıştırılması.
- Tekstil sanayiinde kullanılan hammaddelerin değiştirilmesi.
- Eskiden vahşi depolama için kullanılan alanların rehabilitasyonu, yeni düzenli katı atık depolama alanların inşası, Arıtılmış atık suların tarımda yeniden kullanımı, taşocakları ve madencilikten doğan kirliliğin azaltılması.
- Zeytinyağı sanayiinde üç fazlı sistemden iki fazlı sisteme geçiş ve zeytin karasuyunun gübre olarak tarımda kullanılması
- Çiftçilerin su, suni ve hayvansal gübre, pestisitler kullanımı ve iyi tarım uygulamaları konusunda eğitilmesi. Denetçiler yoluyla kanunların uygulanması, hayvansal gübre yönetiminin geliştirilmesi, hassas bölgelerde suni gübre kullanımının kısıtlanması, yer altı suyu koruma alanları ve içme suyuna yönelik yüzey suları etrafında koruma alanlarının oluşturulması, tüm içme suyu kuyuları etrafında koruma alanlarının oluşturulması ve su yolları boyunca tampon şeritler oluşturulması
- Açık kanal sulama sisteminden kapalı basınçlı sulama sistemine geçiş, drenaj sularının yeniden kullanılması, tarımda hacme dayalı su fiyatlandırmasının başlatılması.
- Büyük Menderes için iklim değişikliği senaryolarının çalışılması
Daha sonra 3 çalışma daha yapılmış, bu raporlar da hazırlanmış, 2009 Raporuna benzer akıbete uğramış bulunmaktadırlar.
Rapordaki önerilerden de görüldüğü gibi alınması gereken önlemler hiç de zor yada imkansız değil, Menderes nehrinin gene pırıl pırıl akması, insanlara ve tabiata can vermesi harcanacak her paradan daha önemli değil midir?