EBRU APALAK

 Araştırmacı İlaç Firmaları Derneği’nin hazırladığı Sağlık Sözlüğü’nde glokom “göz basıncının artması ve körlüğe sebep olabilen göz hastalığı” olarak tanımlanıyor. Ancak glokom, göz tansiyonu ile karıştırılabiliyor. Glokom, erken teşhis edilmediğinde kalıcı görme kaybına neden olabiliyor. 2025 yılı itibarıyla dünya genelindeki glokom hastası sayısına dair kesin bir veri bulunmamakla birlikte glokom tüm dünyada önemli bir sağlık sorunu. Glokoma yakalanmamak için düzenli göz muayenesi yaptırmak bu nedenle yaşamsal bir önem taşıyor.

Görme kaybına neden olan ve "sessiz hırsız" olarak bilinen glokom hastalığı, erken evrelerde belirti vermeden ilerliyor. 7-13 Mart Dünya Glokom Haftası, glokom cerrahisi alanında 25 yıldan fazla deneyime sahip Prof. Dr. Kadriye Ufuk Elgin, Sonsöz’e konuştu. Hastalığın erken tanısının önemine dikkat çeken Prof. Elgin,şu ifadeleri kullandı: “Glokom, diğer hastalıkların birçoğunun tersine ilk evrelerde hiçbir bulgu vermiyor ve sinsice ilerliyor. Zaten lakabı da sessiz hırsız. Sinsice ilerlediği için hastalığın geç evrelerinde bulgu vermeye başlıyor. Bundan dolayı erken teşhis çok önemli.”

Tabip Odası'ndan COVID-19 anması Tabip Odası'ndan COVID-19 anması

GLOKOM VE GÖZ TANSİYONU AYNI ŞEY DEĞİL

Glokomun halk arasında "göz tansiyonu" olarak bilindiğini ancak ikisinin farklı hastalıklar olduğunu belirten Prof. Elgin, "Glokom, görme sinirinin harabiyetiyle ortaya çıkan kronik bir hastalıktır. Yüksek göz tansiyonu her zaman glokoma neden olmaz, ancak en önemli risk faktörlerinden biridir." dedi.

KİMLER GLOKOM RİSKİ ALTINDA?

Glokom her yaşta görülebilse de bazı yaş gruplarında özellikle 40 yaş ve üzerindeki insanlarda risk daha fazla. Kırk yaş ve üzerindeki kişilerin yılda bir göz muayenesi olması gerekiyor. Aile öyküsü olanlar, diyabet, yüksek tansiyon ve kronik damar hastaları, göz ameliyatı olanlar, üveit (göz iltihabı) geçirenlerle kortizon içeren damla ve ilaçları bilinçsizce kullananlar risk altında. Bu durumdaki insanların her altı ayda bir muayene olmaları gerekiyor.

Hastalığa en çok 40 yaş ve üzerindeki kişilerde rastlansa da yeni doğan bebekler, çocuklar ve gençler de glokom riski taşıyabiliyor. Kişi riskli yaş grubunda yer almıyorsa ve görme bozukluğu yoksa iki-üç yılda bir, herhangi bir görme bozukluğu varsa yılda bir kez göz hekimine görünmesi hem glokomun için hem de diğer göz rahatsızlıklarının erken teşhisi için çok önemli.

“TAHRİP OLAN GÖRME SİNİRİNİN HASARINI GERİ GETİREMİYORUZ”

Elgin, glokom tedavisindeki asıl amacın göz içi basıncını düşürmek olduğunu belirterek, “Tahrip olan görme sinirinin hasarını geri getiremiyoruz. En azından onu o şekilde koruyabilir miyiz diye birtakım önemli ilaçlar ortaya çıkmakta.” dedi. Gün geçtikçe yeni tedavi yöntemlerinin ortaya çıktığından söz etti. Glokomun normal vücut sağlığıyla doğrudan ilgili olduğunu belirten Elgin, hastalığın tedavisi için sağlıklı yaşamanın, sigara ve diğer kötü alışkanlıklardan uzak durmanın, sağlıklı beslenmenin (Akdeniz diyeti gibi), kiloya ve diğer hastalıklara dikkat etmenin çok önemli olduğunu ifade etti.

DOKTORUN ÖNERDİĞİ İLAÇLARI ÖNERDİĞİ DOZDA VE SAATLERDE KULLANMAK ŞART

Elgin, görme kaybını yavaşlatmak için glokomun uygun bir şekilde tedavi edilmesinin önemine dikkat çekti. “Hâlen tüm dünyada esas amaç göz içi basıncını düşürmek” diyerek, bu basıncı yeteri kadar düşürdüklerinde görme kayıplarını büyük ölçüde önlediklerini söyledi. Hastalığın iyileşmesi için tedavinin doktorun önerdiği şekilde uygulanmasının “çok önemli” olduğunu vurguladı ve sözlerini şöyle tamamladı: “Bundan dolayı doktorun önerdiği ilaçları doktorun önerdiği dozda ve saatlerde kullanmak hayati önem taşıyor. Bunlar aksatıldığında ya da yanlış uygulandığında tedavi yarım kalıyor ve yetersiz oluyor. En önemli uyarım; tedavinin doktorun önerdiği dozda ve saatlerde uygulanması. Tıbbi tedavi yetersiz olduğunda çeşitli lazer ya da cerrahi yöntemleri uyguluyoruz.”

Muhabir: Haber Merkezi