EBRU APALAK

Ankara Kent Konseyi (AKK) Dijital Dönüşüm Meclisi, Ankara Büyükşehir Belediyesi Bilgi İşlem Dairesi Başkanlığı ve Bilgi Güvenliği Derneği’nin iş birliğiyle Akıllı Kentler için Yapay Zekâ Ulusal Konferansı 2025, 29 Ocak 2025 Çarşamba günü AKK’de düzenlendi.

Konferansta yapay zekâ (YZ), şehircilik, güvenlik teknolojileri ve sürdürülebilirlik konuları ele alındı. İki oturumdan oluşan konferansa Beykent Üniversitesi’nden Mehmet Naci Efe, TED Üniversitesi’nden Murat Karakaya, Bilgi Güvenliği Derneği’nden Süleyman Özarslan, Roket Akademi’den Tansel Akgül, Ankara Üniversitesi’nden Saadin Oyucu, Orman Yangınlarıyla Mücadelede Yüksek Teknoloji Kullanım Uzmanı İlhami Aydın ve Sivas Cumhuriyet Üniversitesi’nden Ahmet Aksöz konuşmacı olarak katıldı. 24 Ekim 2024 tarihinde yapılması planlanan konferans, TUSAŞ’taki patlama nedeniyle ertelenmişti.

“YZ SAVAŞLARININ FARKINDAYIZ”

Konferansın açılış konuşmasını AKK YZ Çalışma Grubu Koordinatörü Prof. Dr. Şeref Sağıroğlu yaptı. Prof. Sağıroğlu, konferansın Türkiye’de üretken YZ ve akıllı şehirler konusunda düzenlenen ilk konferans olduğunu kayda geçirdi. Konferansı düzenlemeyi sürdüreceklerini açıkladı. YZ’nin ekonomik büyüklüğünün ve toplumlara etkisinin farkında olduklarını belirterek, “YZ çağında YZ savaşlarının olduğunun hepimiz farkındayız” dedi.

“TÜM BÜTÇEYİ MÜMKÜN OLDUĞU KADAR YZ’YE AYIRIN”

TED Üniversitesi Yazılım Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Murat Karakaya ise “Akıllı Şehirler için Üretken YZ Uygulamaları” başlıklı sunumunda, özellikle ulaşım, enerji yönetimi, altyapı ve su kaynakları yönetimi gibi alanlarda YZ’ye büyük bir ilgi olduğunu ifade etti. YZ’nin özellikle şehir planlaması ve sürdürülebilir altyapı oluşturulmasında kritik bir rol oynadığını söyledi.

Trafik yönetimi, enerji verimliliği ve su kaynaklarının etkin kullanımı gibi alanlarda YZ’nin potansiyelini vurguladı. Akıllı şehirlerin gelişimi için büyük veri ve sensör kullanımının önemli olduğunu belirtti. Türkiye'de altyapıya yeterince yatırım yapılmadığına ve bu durumun planlama aşamasında birçok risk taşıdığına dikkat çekti. YZ'nin ve akıllı şehirlerin gelecekte daha fazla entegre olacağını, bu süreçte veri toplama, planlama ve teknolojinin doğru kullanımı gibi konuların önemini belirtti. Türkiye'de yerel yönetimlerin bu alana yaptıkları yatırımları arttırmaları gerektiğini “Tüm bütçeyi mümkün olduğu kadar YZ’ye ayırın” diyerek vurguladı.

ANKARA'DA SİBER GÜVENLİK İÇİN HANGİ ADIMLAR ATILMALI?

Bilgi Güvenliği Derneği Disiplin Kurulu Başkanı Dr. Süleyman Özarslan da, “Akıllı Şehirlerin Siber Güvenliği” başlıklı sunumunda YZ’nin risklerini ele aldı. Ankara merkezli siber güvenlik şirketi PICUS’un kurucu ortaklarından Dr. Özarslan, akıllı şehir projelerinin siber güvenlik risklerine dikkat çekti. Şehirlerin dijitalleşmesiyle birlikte siber saldırganlar için yeni hedeflerin oluştuğunu söyledi.

Meteoroloji’den Kuvvetli Yağış ve Rüzgar Uyarısı Meteoroloji’den Kuvvetli Yağış ve Rüzgar Uyarısı

Siber saldırıların tehlikelerinden söz eden Özarslan, Ukrayna'da 2015'te meydana gelen siber saldırının 230 bin kişiyi elektriksiz bıraktığını, ABD'de bir şehirde su arıtma tesisine yapılan saldırının suyun kimyasal oranlarını değiştirerek halk sağlığını tehlikeye soktuğunu aktardı.

Özarslan, Ankara'nın mevcut siber güvenlik durumunun değerlendirilmesi, risk analizinin yapılması ve akıllı şehir projelerinde siber güvenlik standartlarının zorunlu hâle getirilmesi gerektiğini vurguladı. Özarslan “Belediyeler ve kurumlar, IoT cihazlarının güvenliğini sağlamalı, ağ segmentasyonu ile sistemleri birbirinden izole etmeli ve siber sızma testleri yapmalıdır” diyerek, etkin savunma stratejilerinin önemli olduğunu belirtti.

Günümüzde akıllı şehir projelerinin siber güvenlik boyutunun göz ardı edilmemesi gerektiğine işaret eden Özarslan, Ankara'nın bu konuda öncü olabilecek bir kapasiteye sahip olduğuna işaret etti.

ORMAN YANGINLARINA KARŞI YAPAY ZEKÂ VE İHA’LARLA MÜCADELE

Konferansın ikinci oturumunda Orman Genel Müdürlüğü'nden kısa bir süre önce emekli olan İlhami Aydın ise, “Yangınlarda YZ Kullanımı” başlıklı bir sunum yaptı. Aydın, orman yangınlarına karşı alınan önlemleri yangınların çıkmasını önleyici tedbirler, yangın söndürme faaliyetleri ve yanan alanların yeniden ağaçlandırılması olmak üzere üç başlıkta topladı.

Anayasa gereği, yangın sonucu zarar gören orman alanlarında yapılaşmaya izin verilmediğini hatırlattı. Türkiye'nin yangınla mücadelede araç-gereç konusunda herhangi bir eksikliği olmadığını söyledi. Yangın sezonunda 1600 aracın yangına hassas bölgelerde konuşlandırıldığını ve yangınların anlık olarak izlendiğini anlattı.

Türkiye'de yangınla mücadelede hava araçlarının sayısının tek başına belirleyici olmadığını söyleyen Aydın, “asıl başarının kara unsurlarının doğru konumlandırılmasıyla sağlandığını” vurguladı. On tane hava aracıyla yangına hassas bölgelerin 7/24 izlendiğini, insansız hava araçlarının (İHA) yangınları çıkmadan birkaç metrekare büyüklüğündeyken belirleyebildiğini aktardı.

Orman yangınlarıyla mücadelede YZ ve veri analitiğinin önemine değinen Aydın, Türkiye'de yangın çıkma ihtimali en yüksek bölgelerin önceden tespit edilerek önlem alındığını, uydu verileri ve meteorolojik haritaların kullanıldığını aktardı. Yangınların çıkış saatlerine dair istatistikler doğrultusunda İHA’ların genellikle yaz aylarında 10:00-19:00 saatleri arasında devriye gezdiğini söyledi.

Türkiye’de 776 noktada yüksek çözünürlüklü termal kameralarla donatılmış yangın gözetleme kulelerinin bulunduğunu, taşınabilir görüntü işleme sistemleriyle anlık hava, rüzgâr ve coğrafi analizlerin yapıldığını anlattı. YZ destekli modellemeler sayesinde yangınların olası yayılımı ve etkilerinin önceden hesaplanarak hızlı müdahale edildiğini kaydetti.

Yangınlarla mücadelede geliştirilen teknolojilerin deprem ve diğer afetlerde de kullanıldığını söyleyen Aydın, 6 Şubat depreminde GSM hatlarının çökmesi üzerine İHA’ların baz istasyonu olarak devreye alındığını ve 1750 kilometrekarelik alanda iletişim kurulduğunu ifade etti.

Muhabir: Haber Merkezi