GONCAGÜL KONAŞ
Türkiye’de bir dönem güven kaybı ve yönetim sorunlarıyla gölgelenen kooperatifçilik, özellikle kadınların öncülüğünde yeniden yükselişe geçiyor. Ankara Kent Konseyi Kırsal Kalkınma Çalışma Grubu Sözcüsü ve Bozok Tarımsal Kalkınma Kooperatifi Başkanı Ayfer Ulusoy, kooperatiflerin hem ekonomik hem sosyal kalkınma açısından yeniden umut vadettiğini söyledi. Ulusoy’a göre kooperatifler sadece kırsalda değil, kent yaşamında da dayanışma ve sürdürülebilirlik adına yeni modellerin öncüsü olmaya aday.
KLASİK KOOPERATİFLERDEN YENİLİKÇİ YAPILARA
“Türkiye’de kooperatifçilik denince geçmişten bugüne daha çok tarım satış kooperatifleri, esnaf kredi kooperatifleri, konut yapı kooperatifleri gibi klasik modeller akla geliyor.” diyen Ulusoy, bu yapıların geçmişte üretici ve tüketici için önemli roller oynadığını ancak kötü yönetimler, siyasi etkiler ve güven kaybı nedeniyle ilginin azaldığını ifade etti. Ulusoy, “Bugünse özellikle kadın kooperatiflerinin artışıyla birlikte yeniden bir canlanma sürecindeyiz. Kooperatifler yeniden toplumsal güven kazanmaya ve üretimin örgütlü gücü olmaya aday.” dedi.
YEREL KALKINMANIN MOTORU: KOOPERATİFLER
Kooperatiflerin ekonomik ve sosyal kalkınmada önemli bir rol üstlendiğini vurgulayan Ulusoy, “Kooperatifler küçük üreticilerin, kadınların ve kırsal alanda yaşayanların ekonomik sisteme katılımını güçlendiriyor. Yerelde kalkınma, dayanışma ve istihdam yaratma açısından büyük rol üstleniyorlar.” diye konuştu.
KOOPERATİFLERE İLGİ NEDEN ARTIYOR?
Son yıllarda kooperatiflere olan ilginin arttığını belirten Ulusoy, bu durumu kadınların ekonomik olarak görünür olma çabası, yerel ürünlerin önem kazanması ve kamu desteğiyle açıklıyor. “Belediyeler, STK’lar ve bazı bakanlıklar eliyle verilen destekler de bu ilgiyi körüklüyor.” dedi.
“KOOPERATİFLER HALEN 1969 TARİHLİ BİR YASAYA GÖRE İŞLİYOR”
Ancak Türkiye’de kooperatifçiliğin gelişiminin önünde bazı engeller olduğunu söyleyen Ulusoy, bu sorunları şu şekilde sıraladı: “Birincisi mevzuat eksikliği. Kooperatifler halen 1969 tarihli bir yasaya göre işliyor. İkincisi güven sorunu. Üçüncüsü yönetim kapasitesi eksikliği. Dördüncüsü ise finansman ve pazara erişim sorunları. Ayrıca denetim mekanizmalarının zayıf olması da güveni zedeliyor.”
“DESTEK VAR AMA EŞİT DEĞİL”
Devletin ve yerel yönetimlerin desteklerinin yeterli olmadığını dile getiren Ulusoy, “Destekler var ama parçalı ve eşit dağılmıyor. Bazı belediyeler ciddi şekilde sahip çıkarken, bazı bölgelerde hiç destek görmeyen yapılar var. Kooperatifçilik kalkınmanın merkezine oturtulmalı.” ifadelerini kullandı.
“YASALAR GÜNCELLENMELİ, SOSYAL KOOPERATİFLER TANINMALI”
Kooperatif mevzuatının günümüz ihtiyaçlarını karşılamadığını belirten Ulusoy, “Sosyal girişimcilik ve sürdürülebilir kalkınma odağında yeni bir yasal çerçeveye ihtiyaç var. Avrupa’daki gibi sosyal kooperatifler yasalaşırsa, birçok kesim bu yapılardan fayda görebilir.” dedi.
“KADINLAR AKTİF, GENÇLER UZAK”
Kadınların kooperatifçiliğe ilgisinin arttığını ancak gençlerin ilgisinin düşük olduğunu söyleyen Ulusoy, “Kadınlar üretmek ve kendi ayakları üzerinde durmak istiyor. Ancak gençler için yeterince çekici değil. Eğitim sisteminde kooperatifçilik anlatılmıyor. Gençleri çekmek için dijital modeller ve sosyal medya araçlarına ihtiyaç var.” değerlendirmesinde bulundu.
“GELENEKSEL YAPI İLE GİRİŞİMCİLİK ARASINDA KÖPRÜ KURULMALI”
Geleneksel kooperatif yapısıyla yeni nesil girişimciliğin henüz tam olarak buluşmadığını ifade eden Ulusoy, “Ama bu yönde çabalar var. Sosyal fayda ile ekonomik sürdürülebilirliği birleştiren modeller doğuyor. Bu iki yapı iyi sentezlenirse, geleceğin dayanışma girişimleri olabilir.” diye konuştu.
YENİ ALANLAR: TARIMIN YANINDA SOSYAL HİZMETLER DE ÖNE ÇIKIYOR
Gelecekte kooperatifçiliğin tarım ve gıda sektörünün yanı sıra, geri dönüşüm, kırsal turizm, sosyal hizmetler ve yerel ürünlerin markalaşması gibi alanlarda da öne çıkacağını belirtti.
Ulusoy, kooperatifleşmede daha ileri gidilmesine yönelik çözüm önerileri sunarak, “Günümüzde baş gösteren barınma sorununa çare olarak sosyal konut kooperatifleri ile konuta erişilebilirlik ve yalnız yaşayan ve yaşlanan halkımız için de yaşlı bakım kooperatifleri, enerji ihtiyacını gidermek için bölgesel güneş enerji kooperatifleri, gençleri kooperatifleşmeye çekecek digital, teknolojik ve akıllı tarım vb. konularda kooperatifçilik faaliyetlerini destekleyen mevzuat, yasa güncellemeleri yapılmalıdır.” diyerek çağrıda bulundu.
“TARIM VE KADIN KOOPERATİFLERİ ÖNE ÇIKIYOR”
Ulusoy’a göre Ankara’da kooperatifçilik en çok tarım, gıda üretimi, kadın emeği ve konut alanlarında yoğunlaşıyor. “Kırsal ilçelerde tarımsal kalkınma kooperatifleri, merkezde ise kadın kooperatifleri ve üretici-tüketici odaklı yapılar öne çıkıyor.” dedi.
“ANKARA BÜYÜKŞEHİR BELEDİYESİ DESTEK VERİYOR”
Ankara Büyükşehir Belediyesi’nin kooperatifleri destekleyen projelere öncülük ettiğini belirten Ulusoy, “Tarım Bakanlığı, TKDK ve Ankara Kalkınma Ajansı destekleri mevcut. Ürün alımı, fuar katılımı, üretici pazarı kurulması gibi birçok destek veriliyor.” bilgisini paylaştı.
“BAŞKENT OLMANIN AVANTAJI VE DEZAVANTAJI”
Ankara’nın başkent olmasının bazı avantajlar sağladığını kaydeden Ulusoy, “Kamu kurumlarına erişim kolay, ama tarımsal üretim açısından diğer Anadolu şehirlerine kıyasla daha az yoğun. Buna rağmen örgütlenme ve kamu iş birlikleri açısından Ankara, Türkiye ortalamasının üzerinde.” ifadelerini kullandı.
“KIRSAL-ŞEHİR BAĞLANTISI KURULMALI”
Kooperatif kurmanın avantajları kadar zorlukları da olduğunu söyleyen Ulusoy, “Destek mekanizmalarına erişim kolay, akademik danışmanlığa ulaşmak mümkün. Ancak kırsal alanla şehir arasında kopukluk üretim-tüketim ilişkisini zorlaştırıyor.” dedi.
“KADIN KOOPERATİFLERİ GÖRÜNÜR AMA ZAYIF”
Kadın kooperatiflerinin sayısının arttığını ancak sürdürülebilirlik konusunda sorun yaşandığını belirten Ulusoy, “Kadınlar büyük motivasyonla üretime başlıyor ama pazarlama, markalaşma ve dijitalleşme alanlarında desteğe ihtiyaç duyuyorlar.” şeklinde konuştu.
“KENTLEŞME HEM ZORLUK HEM FIRSAT SUNUYOR”
Kentleşmenin tarımsal üretimi şehir dışına ittiğini söyleyen Ulusoy, “Tarım arazileri daralıyor, üretim şehir merkezinden uzaklaşıyor. Bu durum lojistik ve maliyetleri artırıyor. Ancak kent tarımı ve dikey tarım gibi yenilikçi modeller bu ortamda öne çıkabilir.” değerlendirmesinde bulundu.
“TÜKETİCİYLE DOĞRUDAN İLETİŞİM ARTIYOR”
Ankara’daki tüketici-üretici ilişkilerinin yeni yeni geliştiğini belirten Ulusoy, “Belediyelerin üretici pazarları ve doğrudan satış noktaları bu süreci destekliyor. Sağlıklı gıda talebindeki artış bu tür yapıları besliyor.” dedi.
“ÜNİVERSİTELERDEN DAHA FAZLA KATKI BEKLENİYOR”
Üniversitelerle kooperatifler arasında sistematik bir işbirliğinin olmadığını söyleyen Ulusoy, “Gençler kooperatifçiliği tanımıyor. Oysa staj, uygulamalı girişimcilik ve sosyal etki projeleriyle gençlerin katılımı sağlanabilir. Üniversiteler bu alanda aktif rol almalı.” çağrısında bulundu.
“KOOPERATİFLER ARASI İŞBİRLİĞİ ŞART”
Son olarak Ankara’da kooperatifçiliğin gelişmesi için önerilerini sıralayan Ulusoy, “Mevzuat ve destek mekanizmaları sadeleştirilmeli. Eğitim ve bilinçlendirme çalışmaları artmalı. Belediyeler ve üniversiteler koordineli çalışmalı. En önemlisi ise kooperatifler arası ağ ve işbirliği mekanizmaları kurulmalı.” diye konuştu.