Saatçiliğe 17-18 yaşlarında ağabeylerinin yanında başlayan Hikmet Aytaş, yaklaşık 40 yıldır aynı iş hanında çalışıyor. Zamanla ailesinden dayısı ve yeğenleri de mesleğe başlasa da, bugün hayatta kalan ve mesleği sürdüren tek kişi kendisi. Aytaş, Zonguldak’ta saat tamirciliği yapan nadir ustalardan biri olarak dikkat çekiyor.
“Bozuk Saati Tamir Etmek Ölüyü Canlandırmak Gibi”
İlerlemiş yaşına rağmen her gün dükkânına gelerek tezgâhının başına oturduğunu anlatan Aytaş, saat tamirinin sabır isteyen bir sanat olduğunu söylüyor:
“Öğrendikten sonra zevkli ama stresli bir meslek. Bozuk saati tamir etmek, ölüyü canlandırmak gibi. İnsan başardıkça mutlu oluyor. Gelen müşterilerin işini mümkün olduğunca halletmeye çalışıyorum.”
Mesleğiyle Çocuklarını Okuttu
Aytaş, saatçilikten elde ettiği kazançla üç çocuğunu büyüttüğünü ve üniversite eğitimlerini karşıladığını belirtti. Bugün çocuklarının iyi yerlerde olduğunu söyleyen usta saatçi, mesleğin hâlâ geçim sağlanabilecek bir iş kolu olduğuna dikkat çekti.
“Usta Olmadan Bu İş Olmaz”
Saatçilik mesleğinin yok olmaya yüz tuttuğunu ifade eden Aytaş, tamirciliğin her zaman ihtiyaç olacağını vurguladı:
“Tamirci olmazsa insanlar bozuk saatlerini atsın mı? Değerli saati olan ne yapacak? Arz-talep meselesi, bu işi mutlaka biri öğrenecek.”
Gençlere Meslek Öğrenme Çağrısı
Gençlere önemli tavsiyelerde bulunan Hikmet Aytaş, meslek öğrenmenin önemine dikkat çekerek şunları söyledi:
“Gençler bir meslek öğrensin. Saatçilik olur, oto tamirciliği olur, kuaförlük olur. Ustanın yanında yetişen bu işten ekmek yer. Herkes yapamaz ama yapan da iyi kazanır.”
Zamana Direnen Bir Usta
5 metrekarelik küçük dükkânında yıllara meydan okuyan Hikmet Aytaş, hem el emeği hem de meslek kültürünün yaşatılması açısından Zonguldak’ın yaşayan değerleri arasında yer alıyor.