Medya zaman geçtikçe evriliyor ve bu süreç devam etmekten de yorulacak gibi durmuyor. Geleneksel medya dediğimizde aklımıza radyo, gazete ve bunların türevleri geliyor. Fakat her şeyden önce bu işin amiral gemisi yazılı basın.
Medya zaman geçtikçe evriliyor ve bu süreç devam etmekten de yorulacak gibi durmuyor. Geleneksel medya dediğimizde aklımıza radyo, gazete ve bunların türevleri geliyor. Fakat her şeyden önce bu işin amiral gemisi yazılı basın.
Gazete sokaklarda çığırtkanlardan sonra gördüğümüz en büyük haber verme aracı. Gerek dergiler, fanzinler gazetenin süreç içerisinde yerini tutmaya çalışmış fakat bunu başaramamıştır. Çünkü gazete yıllar boyu kendi tahtına sahip çıkmış ve yerini kimseye kaptırmamıştır.
Fakat son 10-15 yıl içerisinde gazetelerin aslında etkisini yitirdiğini görüyoruz. Etkisini yitirmek dediysem sadece basılı olarak piyasadan azalması konusunda bu görüşüm. Yoksa gazeteler yine amiral gemisi fakat artık yancısı çok.
Yazılı basının en büyük sorunlarından bir tanesi de pahalılık…
Kağıt sandığımız kadar ucuz bir hammadde değil. Ülkemizin son dönemlerde yaşadığı döviz kurları ve dalgalanmaları sebebi ile hem ham madde hem de baskı teknolojilerinin dövize sabit olmasından dolayı baskı epey pahalı bir şey haline gelmeye başladı. Aynı zamanda gazetelerin tirajlarının düşmesi göz önüne alındığında artık baskı olayları biraz nostaljik hale geliyor.
Bir kuşak eline kağıdı almak istemezken; diğer bir kuşak gazete dediğin basılıdır gerisi teferruattır diye bakıyor.
Evet yeni bir sistem gelmeli. Hem gazetelerin, hem de gazetecilerin istikbali için. Fakat gazetenin insana verdiği o nostaljik histen uzak kaldıkça haber işte o zaman mı bayatlar bilemiyoruz.
Sağlıcakla…