Son kur artışlarından sonra elektronik piyasasında büyük bir problem içerisindeyiz. Alınabilecek en düşük seviye bilgisayarlar bile ateş pahası haline geldi. İşlerini sadece bilgisayar üzerinden yapan insanlar için seçenekler ise kaliteyle doğru orantılı olarak çok büyük meblağlarla ölçülüyor.

Son kur artışlarından sonra elektronik piyasasında büyük bir problem içerisindeyiz. Alınabilecek en düşük seviye bilgisayarlar bile ateş pahası haline geldi. İşlerini sadece bilgisayar üzerinden yapan insanlar için seçenekler ise kaliteyle doğru orantılı olarak çok büyük meblağlarla ölçülüyor.

Tüm işlerini kaliteli ve hızlı bir şekilde halletmek adına bütün programları sorunsuz çalıştıracak bir bilgisayara sahip olmak 100 binlerce lirayı bulabiliyor. Peki ya dolar kurundan etkilenmeyecek bir yerli bilgisayar üretmek bu kadar mı zor?

Hayır zor değil hatta ürettiğimiz yerli bilgisayarlar var. Hatta bir tanesi var ki diğer tüm bilgisayarlardan üstün “CANAVAR” gibi bir bilgisayar. Tüm tasarım, oyun ve iş istasyonu mantığında şu an neredeyse amiral gemisi olma yolunda da ilerliyor. Fakat bu markanın da fiyatlarının diğerlerinin altında kalır bir yanı yok…

Normalde “yerli” olan bir malzemenin çok daha ucuz olması gerekmez mi diye düşünüyor insan fakat; o işler öyle kolay olmuyor…

Olmamasının sebebi bence aslında üretim bakımından yoğunluk olmamasının sebebi. Yerli bir bilgisayarın yarıştığı firmalar tamamen yabancı ve fiyatları oldukça yüksek. Ülke içerisinde rekabet edecek çok bir firma yok o yüzden yarış onların parasıyla devam ediyor. Aynı zamanda yine bu bilgisayarın üretiminde harcanan paralar da o kadar ucuz olamıyor. İşte burada insanın aklına direk devlet desteği geliyor. Çünkü böyle bir destek sonrası hayatımızı yazılımlar üzerinden yürüten bizler sadece yerli malını kullanıp ucuzca keyfimize bakabiliriz. Sanırım bunu çok rahat yapabilecek gücümüz var. Aynı zamanda bu üretilenler kullanılan devlet dairelerini düşünürsek eğer kimsenin azarar görmeyeceği de apaçık ortada. Kısacası anlamını yine bilmediğimiz bir dert gibi bu teknoloji yoksulluğu. Umarım bir gün gerçekten herkesin ulaştığı bir sabaha uyanabiliriz. İyi günler…