Tarımda yaşanan sıkıntıları her nedense bir türlü görmek istemiyoruz. Biliyorsunuz birkaç ay önce büyük bir don olayı ile karşı karşıya geldi tarımımız. Bir de bunun yanında tarımsal girdilerin fiyatları da önlenemez yükseliş devam ediyor. Şimdi sizlere, Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TÜİK) Tarımsal Girdi Fiyat Endeksinin verilerini paylaşacağız. Hemen ardından da tarımsal üretim rakamlarına bakacağız.
TÜİK’in verilerine göre, Tarım-GFE yıllık yüzde 29,73, aylık bazda da yüzde 1,80 oranında artış göstermiş. Yine, bir önceki yılın Aralık ayına göre yüzde 10,32 ve on iki aylık ortalamalara göre yüzde 36,16 artış yaşanmış.


Ana gruplarda bir önceki aya göre, tarımda kullanılan mal ve hizmetler endeksinde yüzde 2,08 artış, tarımsal yatırıma katkı sağlayan mal ve hizmetler endeksinde yüzde 0,15 artış gerçekleşti.
TÜİK’in açıklamasına göre, Tarım GFE alt kalemlerinin yıllık değişim oranları ise şu şekilde olmuş:
Enerji ve yağlayıcılar yüzde 16,46, tarımsal ilaçlar yüzde 19,52, binalar yüzde 22,65, makine bakım masrafları yüzde 25,07, bina bakım masrafları yüzde 27,92, gübre ve toprak geliştiriciler yüzde 28,53, hayvan yemi yüzde 29,05, malzemeler yüzde 35,23, tohum ve dikim materyali yüzde 41,55, diğer mal ve hizmetler yüzde 43,54 ve veteriner harcamaları yüzde 55,87 oranında artış göstermiş.
Bu rakamlar tamamen resmi verilerden derlenmiş. Nasıl ki enflasyonda farklı farklı değerlendirmeler yaşanıyorsa, Tarımsal Girdi Fiyatları Endeksinde de çok farklı rakamlar söz konusu. Tarla ekip- biçen, ahırlarında hayvan besleyen tüm üreticiler gerçekten çok ağır faturalar ödemek zorunda kalıyorlar.


Şimdi gelelim, bu yılki Tarım ve Orman Bakanlığı tarafından hazırlanan ve Türkiye İstatistik Kurumu tarafından yayınlanan 2025 yılı bitkisel üretim tahminlerine. Tarım ve Orman Bakanlığı’nın tespitlerine göre , 2025 yılında bitkisel üretimi, bir önceki yıla göre azalacak.
Yapılan açıklamada, üretim miktarlarının, 2025 yılı ilk tahmininde bir önceki yıla göre tarla ürünleri olan tahıllar ve diğer bitkisel ürünlerde (yem bitkileri hariç) yüzde 5,3, sebzelerde yüzde 1,7, meyveler, içecek ve baharat bitkilerinde yüzde 24,4 oranında azalma yaşanacak.
Buna göre, yaklaşık üretim miktarlarının tahıllar ve diğer bitkisel ürünlerde 71,4 milyon ton, sebzelerde 33 milyon ton, meyveler, içecek ve baharat bitkilerinde ise 21,4 milyon ton olarak gerçekleşeceği hesaplanıyor.


Tahıl ürünleri üretim miktarlarının 2025 yılında bir önceki yıla göre yüzde 4,1 oranında azalarak yaklaşık 37,4 milyon ton olacağı tahmin ediliyor. Bir önceki yıla göre, buğday üretiminin yüzde 5,8 oranında azalarak 19,6 milyon ton, arpa üretiminin yüzde 8,0 oranında azalarak yaklaşık olarak 7,5 milyon ton, çavdar üretiminin yüzde 5,5 oranında azalarak 243 bin ton, yulaf üretiminin yüzde 23,1 oranında azalarak 300 bin ton, mısır üretiminin ise yüzde 4,9 artarak 8,5 milyon ton olacağı öngörülüyor.


Kuru baklagiller grubunda nohut, kuru fasulye ve kırmızı mercimek üretiminin sırasıyla 605 bin ton, 283 bin ton ve 340 bin ton olacağı tahmin ediliyor. Yumru bitkilerden patatesin ise bir önceki yıla göre, yüzde 13,0 oranında azalarak 6 milyon ton civarında üretileceği hesaplanıyor.
Sebze ürünleri üretiminde de bir önceki yıla göre yüzde 1,7 oranında bir azalma yaşanılacağına dikkat çekilerek yaklaşık 33 milyon ton olacağı tahmin ediliyor. Sebze grubuna giren ürünlerde yüzde 3 ila yüzde 6 oranında bir azalma olacağı belirtiliyor.
Meyveler, içecek ve baharat bitkileri üretim miktarının 2025 yılında bir önceki yıla göre yüzde 24,4 oranında azalarak yaklaşık 21,4 milyon ton olacağı, elmada yüzde 38,7, çilekte yüzde 4,0, şeftalide yüzde 32,1 nektarinde yüzde 35,5, kirazda yüzde 55,7, üzümde yüzde 18,6 üretim azalışı öngörülüyor. Zeytin üretiminde ise yüzde 40oranında bir azalma bekleniyor.


Özetle;
Tarımsal ürünlerin üretiminde kullanılan ve büyük bir kısmı ithalatla karşılanan girdilerin fiyatları artmaya devam ederken, bir yandan da tüm ürünlerin üretiminde önemli oranda düşüş yaşanacağı resmi kaynaklarca açıklanıyor.
Bu ne demektir?
Bu bizim ülke olarak, gıda enflasyonu karşısında kendimizi savunacak elimizde hiçbir argümanın kalmadığını gösteriyor. Yani; bugün beşe aldığımız bir ürünü, yılın ikinci yarısından itibaren, kat be kat daha da pahalıya alacağımıza işaret ediyor.