GONCAGÜL KONAŞ
Gündemdeki sıcak gelişmeler ışığında kapsamlı bir analiz yapan Prof. Dr. Sayan, merkez ile yerel arasındaki çatışmanın giderek derinleştiğini vurguladı. İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu ve ekibine yönelik yolsuzluk ve terör suçlamalarıyla başlatılan yargı süreci, siyasi tansiyonu artırırken, Prof. Dr. Sayan, bu durumu şöyle değerlendirdi: “CHP’nin ve CHP Genel Başkanı Özgür Özel’in yaptığı muhalefetin şiddeti arttı. Ancak CHP ve AKP arasında yaşanan bu gerilim yeni başlamadı.”
“ÖZGÜR ÖZEL KULLANDIĞI DİLİ SERTLEŞTİRDİ”
2024 yerel seçimlerinin ardından CHP’nin birinci parti konumuna gelmesinin gerilimi yeni bir boyuta taşıdığını belirten Sayan, bu süreci, “CHP’li belediyelerin SGK borçlarını ödemediğine dair iddialar, konserlere yapılan harcamalar gündeme getirildi. Karşılık olarak CHP’li belediyeler, AKP’li belediyelerden büyük borçlarla devraldıkları belediyeleri savundu.” sözleriyle yorumladı.
CHP’li ve DEM’li bazı belediye başkanlarının görevden alınarak yerlerine kayyum atanması ise tansiyonu daha da yükseltti. Sayan’a göre bu durum, CHP açısından planlı bir siyasal stratejiye işaret ediyor. “CHP’ye göre tüm bu yaşananların özü, AKP’nin CHP’li belediyelere iş yaptırmak istememesi ve böylece vatandaşın CHP’ye verdiği oylardan pişman olarak genel seçimlerde yine AKP’ye yönelmesiydi.”
İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun tutuklanması ise süreci daha da sertleştirdi. Bu gelişmenin ardından CHP Genel Başkanı Özgür Özel'in söylem değişikliğine gittiğini belirten Prof. Dr. Sayan, “Özgür Özel, siyasette ve siyasetin dilinde ‘normalleşme’ söyleminden tamamen vazgeçerek hem yaptığı muhalefeti hem de kullandığı dili sertleştirdi,” dedi.
“Oysa Özel, seçimlerin hemen ardından AKP ile kavga etmeyeceğini ve siyasetin dilini yumuşatacağını ifade etmişti.” Ancak bu strateji de tutmadı diyen Sayan, “Ne siyasetin dilini ne de Türkiye’de siyaseti normalleştirebildi.” ifadelerini kullandı.
“SOKAĞA İNENLER YALNIZCA İMAMOĞLU İÇİN İNMEDİ”
İmamoğlu’nun gözaltına alınmasıyla birlikte CHP’deki siyasi hareketlilik hız kazandı. Prof. Dr. Sayan, bu sürecin perde arkasını anlatarak, “CHP, İmamoğlu’nu siyasetten men edilme ihtimaline karşı ‘koruma şemsiyesi’ altına alma düşüncesindeydi. Gözaltı süreci bu adımı hızlandırdı ve CHP, 23 Mart’ta İmamoğlu’nun cumhurbaşkanı adaylığını ilan etti.” şeklinde konuştu
İlk tepkilerin üniversite öğrencilerinden geldiğini hatırlatan Sayan, sürecin sokak gösterilerine dönüştüğünü ve Saraçhane mitingleriyle devam ettiğini belirtti. Ancak bu gösteriler sadece İmamoğlu’na destek için değildi diyen Sayan, “Sokağa inenler yalnızca İmamoğlu için değil, erken seçim isteyenler, ekonomik gidişattan rahatsız olanlar, hak, hukuk, adalet arayanlardı.” dedi.
Gösteriler sırasında istenmeyen olaylar da yaşandı ve ortamı provoke eden gruplarla emniyet güçleri arasında gerginlikler meydana geldi. Bu durum üzerine CHP lideri Özgür Özel, Saraçhane mitinglerini sonlandırma kararı aldı.
“BÜYÜKŞEHİRLERİN TRAFİK, İKLİM DEĞİŞİKLİĞİ, SU KRİZİ SORUNLARI DURUYOR”
CHP’nin organize ettiği “tüketim boykotu” da kamuoyunun gündemine oturdu. Bu adımın etkilerine ilişkin ise Prof. Dr. Sayan “Türkiye ekonomisini ve tüm esnafı boykot politikası CHP’ye ne kazandırdı, tartışmalı… AKP, bu eylemi aleyhine kullanarak esnaf sınıfıyla CHP’yi karşı karşıya getirecek bir siyasal iletişim dili kurdu.” şeklinde yorumladı.
Sayan, “Boykotun etkisi sınırlı kalsa da CHP, İmamoğlu etrafında ördüğü muhalefet çizgisini sürdürmekte kararlı görünüyor.” dedi. Prof. Dr. Sayan’a göre bu yaklaşım, erken seçim baskısı oluşturmayı da hedefliyor. Sayan, “Ancak Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın ‘Henüz heybedeki büyük turplar ortaya çıkmadı.’ sözleri, bu gerilimin süreceğini işaret ediyor.” şeklinde konuştu.
Tüm bu siyasi mücadelelerin gölgesinde kalan esas mesele ise hizmete yönelik sorunlar. Prof. Dr. Sayan, siyasi çatışmanın gölgesinde çözüm bekleyen hayati konuları sıralayarak, “Büyükşehirlerin trafik, iklim değişikliği, su krizi, kentleşme gibi sorunları yerli yerinde duruyor. Yakın zamanda yaşanacak bir deprem ise Türkiye’nin beka problemi olacak. Ne yazık ki hem depreme hazırlık hem de afet sonrası hazırlıklar yeterince önemsenmiyor.” dedi.
“VATANDAŞ ARADA KALIYOR, SORUNLARI ÇÖZÜMSÜZ”
Son olarak merkez ve yerel yönetim arasındaki çatışmaların halkın aleyhine sonuçlandığını vurgulayan Sayan, “Genel seçimleri AKP’nin, yerel seçimleri CHP’nin kazanması halka hizmet konusunda eşgüdüm içinde çalışmayı mümkün kılmadı. Merkezden yerele kaynak aktarımı sorunları, projelerin zamanında tamamlanamaması, belediyelerin ve halkın temel sorun alanı olarak büyüyor. Vatandaş arada kalıyor, sorunları çözümsüz.” diyerek sözlerini noktaladı.
Son olarak, siyaset kurumuna önemli bir soru yönelten Sayan, “Türkiye’de siyaset tüm bunlara bir çare bulur mu, yoksa bu gerilim seçime kadar sürer mi? Peki trafik, iklim değişikliği, su krizi gibi sorunlar ya da en önemlisi deprem seçimleri bekler mi?” diye sordu ve yanıtladı: “Beklemez…”