Pandemi döneminde başlayan bir gönüllülük yolculuğu, bugün Ankara’nın en aktif sivil toplum yapılarından birine dönüştü.
Sonsöz Gazetesi’nden Goncagül Konaş’ın haberine göre; Gökyüzü Vakfı Başkan Yardımcısı Didem Coral İncili, biyolog kimliğinden kamu görevine, oradan da tamamen gönüllülük temelli bir vakıf çalışmalarına uzanan kişisel hikâyesini ve Gökyüzü Vakfı’nın kuruluş felsefesini anlattı. İncili’ye göre vakıf, yalnızca yardım dağıtan bir yapı değil; kültür, sanat, eğitim ve afet dayanışmasını herkes için erişilebilir kılan, sevgi ve güven üzerine kurulu bir iyilik modeli sunuyor.
“TÜM MAL VARLIĞINI VAKFA ADADI”
Vakfın kuruluş hikâyesinin büyük zorluklardan doğduğunu ifade eden İncili, Başkan Emrah İncili’nin geçmişine dair şu bilgileri paylaştı: “Çok zor zamanlar geçirmişler. İflaslar, para kayıpları, uzun yıllar muhtaç şekilde yaşadıkları dönemler olmuş. Üniversitenin ilk yılında bunları yaşamış. Okulu bırakmadan tüm aile çalışmaya başlamışlar.” Ailenin kurduğu şirketin zamanla uluslararası bir yapıya dönüştüğünü belirten İncili, “22 yıl boyunca annesi ve kardeşiyle birlikte sıfırdan bir fabrikayı kurup, 250 kişinin çalıştığı büyük bir yapı haline getiriyorlar.” dedi.
Bu sürecin ardından Emrah İncili’nin önemli bir karar aldığını vurgulayan İncili, şu ifadeleri kullandı: “Ticaret ömür boyu yapılabilir ama ticaret bir amaç değil, bir şeye hizmet etmeli diyerek bir söz vermiş. Sadece ailesine değil, tüm halka hizmet etmeli demiş.” İncili, vakfın bu anlayışla kurulduğunu belirterek, “40 yaşında vakfı kuruyor, 42 yaşında ise tüm mal varlığını, fabrikayı satarak ticareti tamamen bırakıyor. Burayı tek işi haline getiriyor.” dedi.
“HER ŞEY ÜCRETSİZ, HERKES GÖNÜLLÜ”
Vakfın ilk adının Gökyüzü Sanatsal İyilik Vakfı olduğunu hatırlatan İncili, zamanla faaliyet alanlarının genişlemesiyle Gökyüzü Vakfı ismine geçtiklerini söyledi. “Burada her şey ücretsiz. Sadece iyilik ve sanat vardı. Zamanla o kadar büyüdü ki sanat ve iyilik tanımı da genişledi” diyen İncili, vakfın bağışlarla büyüdüğünü belirtti. Vakfın üyelik ya da aidat sistemi olmadığını vurgulayan İncili, “Kapıdan geçen herkes gönüllü olabilir. Dağıtımlara katılabilir, okullara gidebilir, bahçeyle uğraşabilir, yemek yapıp getirebilir.” ifadelerini kullandı.
Gökyüzü Vakfı’nın Ankara’da en aktif sivil toplum yapılarından biri haline geldiğini belirten İncili, “Instagram’da 190 bine yakın organik takipçimiz var. Yaklaşık 5 bin gönüllümüz bulunuyor. Bu sayı sürekli değişiyor ama biz yıllardır buradayız.” dedi.
“DEZAVANTAJLI GRUPLARA POZİTİF AYRIMCILIK YAPIYORUZ”
Vakfın dezavantajlı gruplara yönelik çalışmalar yürüttüğünü belirten İncili, “Engelli çocuklar, kadın sığınma evleri, yetiştirme yurtları, ücra bölgelerdeki okullar bizim önceliğimiz. Ya onları buraya getiriyoruz ya biz onların yanına gidiyoruz.” dedi. Ekonomik destek projelerine de değinen İncili, kış aylarında yürütülen bot-mont kampanyasını anlattı. “Bir bot-mont bedeli belirli. İnsanlar bağış yapıyor. Hedefimiz bu yıl 1000 çocuğa ulaşmak.” ifadelerini kullandı.
“KİMSEYİ RENCİDE ETMEDEN, SEVGİYLE ULAŞIYORUZ”
Yardımların önceden titizlikle hazırlandığını vurgulayan İncili, “Okul müdürleriyle önceden konuşuyoruz. Hangi çocuğa verilecek, ayakkabı numarası nedir, mont bedeni nedir, hepsini tek tek alıyoruz. Burada 8-10 kişilik tam zamanlı bir ekibimiz var, hazırlıkları onlar yapıyor. Çocuklara ‘size hediyelerimiz var’ diyerek yaklaşıyoruz. Kimseyi rencide etmeden, gönüllülerimiz çocukları tek tek giydiriyor.” ifadelerini kullandı.
Haberin daha geniş ve detaylı halini Sonsöz Gazetesi’nde okuyabilirsiniz.