Günlük yaşamda sıkça duyduğumuz iki ifade: “Dikkat eksikliği var.” ve “Çocuğumun çok dikkat dağınık.” Peki bu ifadeler gerçekten aynı durumu mu tarif ediyor? Yoksa her dikkat problemi, bir bozukluğa mı işaret eder?
Bu sorular, hem ailelerin hem de öğretmenlerin kafasını karıştırabiliyor. Oysa kavramları doğru anlamak, çocuğu doğru gözlemlemek ve uygun destek sunmak için oldukça önemli.
Dikkat Eksikliği Nedir?
Dikkat eksikliği, tıbbi adıyla Dikkat Eksikliği ve Hiperaktivite Bozukluğu (DEHB), bir nörogelişimsel bozukluktur. Beynin dikkat, dürtü kontrolü ve planlama gibi yürütücü işlevlerden sorumlu bölgelerindeki farklılıklardan kaynaklanır. Bu durum genellikle erken çocuklukta başlar ve akademik, sosyal ya da duygusal işleyişi etkileyebilir.
DEHB’nin dikkat eksikliği olan tipi, çocuğun kolayca dalıp gitmesi, verilen yönergeleri kaçırması, ayrıntılara dikkat edememesi ya da başladığı işi tamamlayamaması gibi belirtilerle kendini gösterir.
Örnek: Öğretmen konuyu anlatırken, Ayşe defterine bakar gibi yapar ama aslında pencerenin dışındaki kuşlara dalmıştır. Dersten sonra “Bize ne ödevi verilmişti?” diye arkadaşına sormak zorunda kalır. Veya git gide okuldan ve ödevlerden de soğuyabilir.
Dikkat Dağınıklığı Nedir?
Dikkat dağınıklığı ise herkesin zaman zaman yaşadığı bir durumdur. Stres, uykusuzluk, açlık, kaygı, aşırı uyaran ya da duygusal problemler gibi birçok geçici etken dikkatin dağılmasına yol açabilir. Dikkat dağınıklığı bir tanı değil, bir belirtidir.
Örnek: Uykuya geç saatte dalan ve sabah kahvaltı yapmadan okula gelen Ali, derse odaklanmakta zorlanır. Ancak bu durum geçicidir. Uyku düzeni düzeldiğinde, dikkati de toparlanır.
Bir Bozukluk mu, Yoksa Yaşamın İçinden Bir Durum mu?
Her dikkat problemi, DEHB anlamına gelmez. DEHB tanısı koyabilmek için:
- Belirtilerin en az 6 aydır devam ediyor olması,
- İki ya da daha fazla ortamda (örneğin hem evde hem okulda) görülmesi,
- Günlük işlevselliği ciddi biçimde etkilemesi gerekir.
Oysa bir çocuk sadece belirli dönemlerde, belirli koşullarda dikkat dağınıklığı yaşıyorsa, bu gelişimsel, çevresel ya da duygusal nedenlerle açıklanabilir. Ve en önemlisi de DEHB tanısına yalnızca çocuk ve ergen psikiyatristleri karar verebilir.
Kavramları Doğru Kullanmak Neden Önemli?
Bir çocuğa “sende dikkat eksikliği var” demek, farkında olmadan onun kendilik algısını etkileyebilir. Eğer bu bir tıbbi tanı değilse, çocuğun yaşadığı zorluk “bozukluk” olarak etiketlenmemelidir.
Öğretmenler ve aileler için doğru yaklaşım, gözlemleri dikkatle yapmak, gerekirse bir uzmandan görüş almak ve çocuğu yargılamadan desteklemektir.
Sonuç olarak
Dikkat eksikliği ve dikkat dağınıklığı arasındaki farkı bilmek, sadece kavram bilgisi değil; aynı zamanda çocuğa yaklaşım biçimimizi etkileyen bir bilinçtir. Her “dalgınlık” bir bozukluk değildir; ama her “hareketlilik” de sağlıklıdır diyemeyiz. Önemli olan, çocuğu bireysel özellikleriyle anlamak ve ihtiyaç duyduğu desteği zamanında sunabilmektir.
Dikkat Güçlüğü Yaşayan Çocuk İçin Aileye 3 Öneri
Dikkat güçlüğü yaşayan çocuklar için aile desteği çok önemlidir. Ev ortamında alınacak bazı basit ama etkili önlemler, çocuğun dikkatini geliştirmesine ve kendini daha iyi hissetmesine yardımcı olur. İşte aileler için üç temel öneri:
1. Rutin ve Düzen Oluşturun
Çocukların en çok ihtiyaç duyduğu şeylerden biri tutarlı bir rutindir. Günlük yemek, uyku, ders çalışma ve oyun saatleri belli olursa, çocuk ne zaman ne yapacağını bilir ve odaklanması kolaylaşır.
Örneğin, her gün aynı saatte ödev yapmak veya yatmadan önce kitap okumak gibi alışkanlıklar oluşturabilirsiniz.
2. Dikkat Dağıtıcıları Azaltın
Çalışma alanını mümkün olduğunca sade ve dikkat dağıtıcı unsurlardan uzak tutmak çok faydalıdır. Televizyon, telefon, oyuncak gibi uyaranlar çalışma saatlerinde kapalı ve uzak olmalı.
Çalışma masasında sadece gerekli araç-gereçlerin bulunması, dikkatin o işe yoğunlaşmasını sağlar.
3. Pozitif İletişim ve Sabır Gösterin
“Dikkatini topla!” gibi uyarılar yerine, çocuğa destekleyici, sabırlı ve anlayışlı bir dil kullanmak çok önemlidir. Başarılarını küçük de olsa fark edip, takdir etmek motivasyonunu artırır.
“Bugün ödevine başladığın için çok mutluyum, birlikte devam edelim!” gibi olumlu cümleler kullanabilirsiniz.
Bu üç öneri, dikkat güçlüğü yaşayan çocuğunuzun evde daha rahat odaklanmasına ve başarılı hissetmesine yardımcı olacaktır.
"Değerli okuyucularım, yazılarım ile ilgili görüş ve önerilerinizi benimle paylaşmanızı çok isterim. Geri bildirimlerinizi [email protected] adresine gönderebilirsiniz. Teşekkürler!"