Gündem

Ankara ayazı gözde yaş bırakmıyor

KARDELEN UÇAK

Ankara kışları, soğuk havanın yanı sıra rüzgârı ve kuraklığıyla da biliniyor. Ayazıyla ünlü Ankara, soğuk ve kuraklıkla birleşince vatandaşların vücut kuruluğu yaşaması kaçınılmaz oluyor. Sadece vücudu değil, gözlerin de kurulukla baş etmesine sebep olan soğuk ve kuru hava yüzünden göz doktorlarında kuyruk oluştu.

Doç. Dr. Bilgehan Sezgin Asena, göz yüzeyindeki nemin hızla buharlaşmasıyla göz kuruluğu yaşandığını belirterek kapalı ortamlarda ise genellikle düşük nem oranın göz kuruluğunu artırdığını dile getirdi. Göz kuruluğu yaşayan vatandaşlarda genellikle yanma, batma hissi, kızarıklık ve görme bulanıklığı gibi belirtilerle karşılaşılıyor. Bu durum, günlük yaşamı zorlaştırırken iş verimliliğini de olumsuz etkiliyor. Bilgisayar ekranlarının, telefonların ve diğer dijital cihazların hayatımızdaki yeri her geçen gün artarken, soğuk havanın etkisiyle bu durum ikiye katlanıyor. Gözlerin sağlıklı kalması için yeterli sıvı alımına dikkat edilmesi gerekiyor.

Günde en az 2 litre su içmek, eczanelerde bulunan yapay gözyaşı damlaları gibi çözümler göz kuruluğu için ilk tedavi olabiliyor. Yaşanılan ortamın nem seviyesi de göz sağlığı üzerinde büyük etkiye sahipken bir nemlendirici kullanarak hava kalitesini artırmak, gözleri korumaya yardımcı oluyor. Göz sağlığını korumak için düzenli olarak göz muayenesi yaptırarak göz kuruluğu önlenebiliyor.

“20 DAKİKADA BİR GÖZLERİ DİNLENDİRMEK ÖNEMLİ”

Doç. Dr. Bilgehan Sezgin Asena, göz kuruluğuna karşı vatandaşları uyararak, “Öncelikle, ortamın nem seviyesini artırmak için nemlendirici cihazlar kullanmak faydalı olabilir. Ayrıca, yapay gözyaşı damlaları, göz kuruluğunu hafifletmek için etkili bir çözüm sunar. Ekran başında uzun süre kalmaktan kaçınmak ve her 20 dakikada bir gözlerinizi dinlendirmek de önemli bir adımdır. Bunun yanı sıra, yeterli miktarda su içmek, vücudunuzu nemli tutarak göz sağlığınıza katkıda bulunur. Ankara’nın soğuk kış günlerinde göz kuruluğu, birçok kişinin yaşadığı bir rahatsızlık. Ancak, basit önlemler alarak bu sorunu minimize etmek mümkündür.” şeklinde konuştu.

“GÖZYAŞI KANALLARINA ÇIKAN KOYMA TEDAVİSİ UYGULANIYOR”

Mevsim değişimleriyle birlikte hava koşullarına bağlı olarak gözlerde kuruluk ve alerji görülebildiğini kaydeden Asena, “Kış aylarında, rüzgar ve soğuk havanın vücudun hormonal dengesini değiştiriyor ve göz kuruluğunu tetikliyor. Bu durumda yerine koyma tedavisi uyguluyoruz. Göz kuruluğundan batma, yanma, yorgunluk, aniden sulanma gibi şikayetlerle başvuran hastalar için, suni gözyaşı, gözyaşı ritmini artırıcı damlalar ve gözyaşı kanallarına tıkaç koyma yöntemlerinden oluşan bir tedavi uygulanıyor.” dedi.

“GÖZLERİ SUYLA YIKAMAK ALERJİ ETKİLERİNİ AZALTIYOR”

Göz kuruluşunun birçok durumda ortaya çıktığını aktaran Doç. Dr. Asena, şöyle devam etti: “Vücut kaynaklı etkenler, bilgisayar başında ofis ortamında uzun saatler geçirmenin yanı sıra; romatizmal hastalıklar, tiroid bazlı ilaçlar ve gençlerin kullandığı bazı sivilce ilaçları da kuruluk seviyesini artırabiliyor. Özellikle ilkbahar ve sonbahar aylarında görülen alerjik konjonktiviti, polen, güneş ışığı, ev tozları ve evcil hayvanlar gibi unsurlar tetikliyor. Bu rahatsızlık için de antihistaminik ve kortizon içeren damla tedavisi uygulanıyor. Gözleri su ve elleri de sabunlu suyla yıkamanın alerjinin getirdiği etkileri azaltıyor. Gözleri kaşıma ve ovuşturmanın göz sağlığı açısından doğru değil.”