Gündem

“Alım gücü eridi, temel gıda lüks oldu”

Birleşik KAMU-İŞ Konfederasyonu Genel Başkanı Orhan Yıldırım, TÜİK’in açıkladığı enflasyon verilerinin halkın yaşadığı ekonomik gerçeklerle uyuşmadığını belirterek, sosyal devlet anlayışının çöktüğünü ve gelir adaletsizliğinin derinleştiğini vurguladı.

GONCAGÜL KONAŞ

Türkiye İstatis Kurumu’nun (TÜİK) Mayıs ayı açlık, yoksulluk sınırı ve enflasyon rakamlarının açıklanmasının ardından Birleşik KAMU-İŞ Konfederasyonu Genel Başkanı Orhan Yıldırım, Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TÜİK) enflasyon verilerinin gerçek hayatla bağdaşmadığını savundu.

Market alışverişlerinden örnekler veren Yıldırım, halkın hissettiği ekonomik baskının resmi verilere yansımadığını söyledi. ENAG ile TÜİK arasındaki büyük farklara dikkat çeken Yıldırım, sosyal devlet anlayışının terk edildiğini, gelir adaletsizliğinin ise her geçen gün daha da arttığını ifade etti. Yıldırım, memur maaşlarının enflasyon karşısında eridiğini ve mevcut düzenin zenginleri daha zengin, yoksulları ise daha yoksul hale getirdiğini belirtti.

“TÜİK’İN AÇIKLADIĞI VERİLER, FİYAT ARTIŞLARININ ÇOK ALTINDA”

Başkan Orhan Yıldırım, Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TÜİK) açıkladığı enflasyon verilerinin halkın yaşadığı ekonomik gerçekliği yansıtmadığını belirterek, “Her ay aynı kalemlerle yaptığımız alışverişlerde fiyatların düzenli olarak arttığını görüyoruz. Ancak TÜİK’in açıkladığı veriler bu artışın çok altında.” dedi.

Ankara’daki çeşitli marketlerden yaptıkları alışverişlere dikkat çeken Yıldırım, “Her vatandaş gibi biz de market alışverişi yapıyoruz. Her ay aynı kalemleri alıyoruz; peynir, zeytin, yumurta, süt, makarna, un, şeker, tuz, Ayçiçek yağı, tereyağı gibi ürünler... Fişleri yan yana koyduğumuzda artış net şekilde görülüyor.” ifadelerini kullandı.

“TÜİK’İN AÇIKLADIĞI RAKAMLAR İNANDIRICI DEĞİL”

TÜİK ile Enflasyon Araştırma Grubu (ENAG) verileri arasındaki farka da değinen Yıldırım, şeffaflık çağrısında bulunarak, “TÜİK sepetinde hangi ürünlerin olduğunu ve bunların fiyatlarını kamuoyuyla paylaşmıyor. ENAG peynirin kilosunun 100 lira olduğunu açıklarken, TÜİK aynı ürünü sepetinde gösteriyor ama ‘fiyatını söylemem’ diyor. Hangi marketten alışveriş yaptığını bilsek, biz de oradan alışveriş yaparız. Ama anladığımız kadarıyla Türkiye genelinde en ucuz ürünü baz alarak fiyat hesaplıyorlar. Bu da enflasyonu düşük göstermelerine neden oluyor.” ifadelerine yer verdi.

“GELİR ADALETSİZLİĞİ DERİNLEŞİYOR”

Türkiye'de milli gelirin adil paylaşılmadığını vurgulayan Yıldırım, “En fakir yüzde 20’lik kesim milli gelirden sadece yüzde 6 civarında pay alırken, en zengin yüzde 20’lik kesim yüzde 48’ini alıyor. Oysa gıda, elektrik gibi zorunlu harcamalar herkes için aynı. Fakir de zengin de yemek zorunda. En yoksul kesim gelirinin yüzde 36’sını gıdaya ayırmak zorunda kalıyor, bu da diğer temel ihtiyaçlardan kısmasına yol açıyor.” dedi.

“MEMUR ZAMLARI ENFLASYONUN GERİSİNDE KALDI”

Ocak ayında yapılan yüzde 6’lık zammın yetersiz olduğunu dile getiren Yıldırım, “TÜİK’in dört aylık enflasyonu yüzde 13,6. Ocak zammı yüzde 6’ydı. Bu, memurun devletten alacaklı olduğu anlamına gelir. Bugün memurun aylık kaybı 2 bin 500 ila 4 bin 500 lira arasında. Haziran sonuna kadar bu kayıp 20-35 bin lirayı bulacak ama Temmuz’da yapılacak zam bu kaybı telafi etmiyor.” açıklamasını yaptı.
Toplu sözleşme sürecinde yetkili sendika olarak masada bulunan Memur-Sen’i de eleştiren Yıldırım, “İki yıl önce imzalanan toplu sözleşmenin sorumluluğunu taşıyorlar. Masada oturup hiçbir itirazda bulunmadılar. Bu yüzden biz, bu yıl ağustos ayında yapılacak yetki tespitinden sonra Türkiye’nin en büyük üçüncü konfederasyonu olarak bu haksızlıkları kabul etmeyeceğiz.” dedi.

“DEVLET HALK İÇİN VARDIR, SOSYAL DEVLET ANLAYIŞI ÇÖKMÜŞTÜR”

Yıldırım, TÜİK’in enflasyon verilerinin açıklanmasının ardından kamuoyunda yükselen tepkileri ve sosyal devlet anlayışının mevcut durumunu değerlendirdi. Yıldırım, “Devlet halk için vardır, halk devlet için değil. Bugünkü iktidar ise vatandaşı adeta kaderine terk etmiş durumda.” dedi.

Yıldırım, enflasyona karşı alınabilecek önlemlerin zamanında devreye sokulmamasının ağır sonuçlar doğurduğunu ifade ederek, “Eğer memur ve emeklilerle aylık bazda bir maaş anlaşması yapılmış olsaydı, şu an maaşlar 2.500 ile 4.500 lira daha yüksek olabilirdi. Bu da enflasyonu daha rahat geçirmemizi sağlardı.” diye konuştu.

“DEVLET HALKIN TEMEL İHTİYAÇLARINI KARŞILAMAKLA YÜKÜMLÜDÜR”

TÜİK verilerinin ardından halktan gelen yoğun eleştirileri değerlendiren Yıldırım, “Devlet vatandaşının barınma, gıda, eğitim ve sağlık gibi temel ihtiyaçlarını ücretsiz olarak sağlamakla yükümlüdür. Anayasamızda da bu açıkça belirtilmiştir.” ifadelerini kullandı.
Mevcut iktidarın bu sorumluluklardan uzaklaştığını savunan Yıldırım, “Vatandaş ‘iş bulamıyorum’ dediğinde hükümet ‘bana ne’ diyor. ‘Konut bulamıyorum’ diyene ‘nerede yatarsan yat’ cevabı veriliyor. Çocuğunu okula gönderemeyene, ‘okumasa da olur’ deniliyor. Bu anlayış kabul edilemez.” şeklinde konuştu.

“TÜRKİYE’DE VAHŞİ KAPİTALİZM UYGULANIYOR”

Sosyal devlet iddiasının gerçeği yansıtmadığını savunan Yıldırım, “Bugün Türkiye’de uygulanmakta olan şey vahşi kapitalizmdir. İktidara sorarsanız Türkiye dünyanın en iyi sosyal devletiymiş. Sosyal devlet dedikleri, birkaç çuval kömür ve makarnayla sınırlı.” dedi.
Vatandaşların devletin kendisine neyi sunması gerektiğini bilmediğini söyleyen Yıldırım, “Biz bu bilinci oluşturmakla görevliyiz.” ifadelerini kullandı.

“ZENGİNLER İŞÇİNİN ALIN TERİYLE SERVETİNİ BÜYÜTÜYOR”

Yıldırım, işverenlerin kârı işçinin emeğinden sağladığını belirterek, “Bir buzdolabı fabrikasının sahibi, kârını buzdolabı satışından elde etmesi gerekirken, işçiye zam yapmayarak maliyetten kısmaya çalışıyor. Örneğin kırk bin çalışanı olan bir fabrikada hak ettiği ücreti vermeyip düşük maaşla çalıştırıldığında, bu emek hırsızlığı büyük bir servete dönüşüyor.” örneğini verdi.

Bu durumun devlet tarafından görmezden gelindiğini savunan Yıldırım, “Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemi bu bozuk düzenin çarkına göz yumuyor. Biz kamu emekçileri olarak buna karşı demokratik mücadelemizi sürdüreceğiz.” diye ekledi.

“CUMHURBAŞKANI’NIN SADECE BİR SÖZÜNE KATILIYORUZ”

Yıldırım, “Cumhurbaşkanı’nın Türkiye’nin zengin bir ülke olduğu sözlerine katılıyorum. Ancak bu zenginlik adil paylaşılmalı. Zengin daha zengin olurken, fakirin payı azalıyorsa bu sistem sürdürülemez.” diye konuştu.

“AÇLIK SINIRI ASGARİ ÜCRETİN ÜZERİNE ÇIKTI”

Asgari ücretin açlık sınırının altında kaldığına dikkat çeken Yıldırım, “Asgari ücret 22 bin lira, açlık sınırı ise 26 bin lirayı geçti. Bu, insanların yeterli protein, vitamin ve kalori alamadığı anlamına geliyor. Kırmızı et, meyve, sebze artık lüks. Türkiye bir meyve cenneti ama vatandaş meyveye ulaşamıyor.” ifadelerini kullandı.

“SOSYAL DEVLET UYGULAMALARI ÇÖKTÜ”

Yıldırım, sosyal devlet anlayışının tamamen çöktüğünü belirterek, “Devlet, fakirlik edebiyatı yapıyor. Elektrik ve doğalgaz faturalarında bile algı yönetimi var. ‘Faturanız 4 bin liraydı, biz 2 bin 300’ünü karşıladık’ deniliyor. Eskiden bu rakamlar faturalara yazılmıyordu. Şimdi halkın aklıyla alay eder gibi sunuluyor.” diyerek sözlerini noktaladı.