Bilim & Teknoloji

Semra Aydın’dan Ailelere Rehber Kitap: “Dijital Kuşağı Anlamak”

Dijitalleşmenin hızla çocukların yaşam alanı haline geldiği günümüzde, ebeveynlerin bu yeni dijital kuşağı anlamasına yardımcı olmayı amaçlayan “Dijital Çocukları Anlama Rehberi” kitabı, Ankara’daki Liman Kitap Kahve’de düzenlenen söyleşi ve imza günüyle okurlarla buluştu.

SEVGİ GÜLDOĞAN

Çağımız teknoloji çağı olarak hızla ilerlerken, dijital dünya çocukların yaşamının merkezine oturdu. Ancak, eski kuşaklar yani “dijital göçmenler” bu hızlı değişime tam anlamıyla adapte olmakta zorlanıyor.

Öte yandan, teknolojiyle doğan ve büyüyen “dijital yerliler” için dijital dünya doğal bir yaşam alanı haline geldi. Bu iki kuşak arasındaki farkları ve iletişim kopukluklarını anlamak, ailelerin çocuklarıyla sağlıklı bağlar kurması için büyük önem taşıyor.

Söyleşide Semra Aydın, kitabı yazarken kendisine şu soruyu sorduğunu belirtti: “Çocuğu anlamaya çalışırken, biz gerçekten onu duyabiliyor muyuz?” Kitabı üç kelimeyle özetleyen Aydın, “iletişim, denge ve sevgi” kavramlarını öne çıkardı. Eserde, teknolojinin çocuklar üzerindeki etkilerinden, aile içi iletişimin önemine kadar pek çok başlık ele alınıyor.

DİJİTAL YERLİLER VE DİJİTAL GÖÇMENLER ÜZERİNE AİLE REHBERİ

Ankara Liman Kitap Kahve’de düzenlenen söyleşi ve imza gününde aile terapisti ve yazar Semra Aydın, yeni kitabı Dijital Çocukları Anlama Rehberi’ni tanıttı. Aydın, kitapta sıkça değindiği “dijital yerliler” ve “dijital göçmenler” kavramlarını detaylarıyla anlatarak, ailelerin bu iki kuşak arasındaki dijital uçurumu anlamasının önemine dikkat çekti.

Kitapta, dijital yerlilerin teknolojiyle doğan ve internet ortamında büyüyen çocuklar ve gençler olduğunu belirten Aydın, dijital göçmenlerin ise teknolojiyi sonradan öğrenen, genellikle ebeveyn ve yetişkin kuşaklar olduğunu söyledi. “Dijital göçmenler, teknolojiye adaptasyon sürecinde zorluk yaşarken, dijital yerliler bu dünyayı doğal ortamları olarak görüyor” diyen Aydın, bu farkın aile içi iletişimde anlaşmazlıklara yol açabileceğini ifade etti.

Söyleşide, Aydın dijital yerlilere anlamlı alanlar yaratmanın ve ebeveynlerin çocuklarının dijital dünyasındaki yolculuğuna şahitlik edebilmesinin önemini vurguladı. “Çocuklar düşecek ama devam etmeyi de bilecekler. Ebeveynlerin görevi ise bu süreci desteklemek” dedi.

Kitabın temel amacının, 0-18 yaş arası çocukların dijital dünyayla ilişkilerini doğru yönetmek ve ebeveynlere rehberlik etmek olduğunu aktaran Aydın, “Ülkemizde hâlâ çocukların teknolojiyle ilişkisi konusunda yanlış anlayışlar var. Bu kitap, ‘Eğer bu varsa sorun yok, şu varsa sorun olabilir’ anlayışını değiştirmeyi hedefliyor” diye konuştu.

“ZİHİN HARİTALARI, ÇOCUKLARIN DÜNYASINI ANLAMADA ANAHTAR OLABİLİR”

Aile terapisti ve yazar Semra Aydın, kitap söyleşisinin ardından gerçekleştirdiğimiz röportajda hem “Dijital Çocukları Anlama Rehberi” kitabının arka planına hem de kişisel akademik yolculuğuna dair dikkat çekici açıklamalarda bulundu.

İstanbul Aydın Üniversitesi İletişim Fakültesi Halkla İlişkiler ve Tanıtım Bölümü ile Brüksel Başkent Üniversitesi Psikoloji Bölümü'nden mezun olduğunu belirten Aydın, “Uzmanlık çalışmamı da aile terapisi üzerine yaptım. Eğitim hayatım boyunca insan ilişkileri ve dijitalleşmenin birey üzerindeki etkileri hep odağımda oldu” dedi.

Kitabın ortak yazarı Aykut Açkalmaz hakkında da bilgi veren Aydın, “Aykut Hocam, İngiliz klinik psikolog Tony Buzan’ın öğrencilerinden biri. Kitabımızda yer alan ‘Zihin Haritaları’ bölümü onun katkılarıyla şekillendi. Bu teknik, çocukların düşünce süreçlerini anlamak ve yönlendirmek adına önemli bir araç sunuyor” ifadelerini kullandı.

Semra Aydın ayrıca, daha önce yayımlanan Aşikar Mahremiyet isimli kitabına da değinerek, kuşaklar arası mahremiyet algısının sosyal medya üzerinden nasıl farklılaştığını sosyolojik bir perspektifle ele aldığını söyledi. “Sosyal medya artık sadece gençlerin değil, toplumun tüm kesimlerinin aktif biçimde kullandığı bir alan. Bu durum, mahremiyet algısının sınırlarını da sürekli olarak yeniden tanımlıyor” diyen Aydın, sosyal yapılar ile teknolojinin birbirini dönüştüren dinamikler olduğunu vurguladı.

“BU KİTAP, BÜTÜNÜN HAYRINA YAZILDI”

Kitabını üç kelimeyle tanımlaması istendiğinde Aydın’ın verdiği yanıt netti: “İletişim, denge ve sevgi.” Aydın, kitabın temel amacının artan ekran kullanımı ve dijital bağımlılık karşısında kendini yetersiz hisseden anne babalara rehberlik sunmak olduğunu vurguladı.

Psikolojik destek almanın maliyetli hale geldiği günümüzde, sosyal medya üzerinden kendisine ulaşan çok sayıda kaygılı ebeveyn olduğunu belirten Aydın, “Özellikle ‘Çocuğum ekran bağımlısı mı?’ diye soran, endişeli annelere destek olmak istedim” dedi. Aydın, çocukların dijital dünyada büyüdüğünü kabul etmek gerektiğine dikkat çekerek şu benzetmeyi yaptı:

“Bizim çocukluğumuzun arka bahçesi sokaklardı, parkalardı. Şimdiki çocukların oyun alanı ise dijital dünya. Tıpkı bir neşter gibi; teknoloji yerinde kullanıldığında faydalıdır ama yanlış ellerde zarar da verebilir. Yapay zekânın hayatımızın merkezine oturduğu bu dönemde teknolojiye sırtımızı dönemeyiz.”

“ÇOCUĞUN KENDİ HİKÂYESİNİ YAŞAMASINA İZİN VERİLMELİ”

Kitabın içeriğinde, doğumdan ergenliğe kadar ebeveynlerin hangi gelişimsel davranışlara dikkat etmesi gerektiğini anlatan pratik bir bölüm de yer alıyor. Aydın, “Eğer ebeveyn, çocuğuyla iletişimini koparmaz, bireysel varlığını kabul eder ve koşulsuz sevgiden vazgeçmezse, dijital dünya çocuk için gelişim alanı haline gelebilir. Burada önemli olan dengeyi kurmak” dedi.

Bir sonraki kitabında kadın-erkek ilişkileri ve ebeveynlik dinamiklerini ele almayı planladığını belirten Aydın, “Anne babanın ilişkisi nerede seyrediyorsa çocuk da oralarda dolanıyor. Bu nedenle önce yetişkin ilişkilerine ışık tutmak gerekiyor” ifadelerini kullandı.

Aydın, sosyal medya ve dijital dünyadaki kuşaklar arası mahremiyet algısına da dikkat çekerek, bu konuda ebeveynlerin bilinçlenmesi gerektiğini sözlerine ekledi. Söyleşi, katılımcıların soruları ve yazarın kitap imza günü ile sona erdi.