Ankara

Öz Büro-İş’ten TSE’de Grev Hamlesi

Öz Büro-İş Sendikası, Türk Standardları Enstitüsü’nde (TSE) aylardır süren toplu iş sözleşmesi görüşmelerinden sonuç alınamaması üzerine grev başlattı. Öz Büro İş Genel Başkanı Baki Gülbaba, “Bu grev bir tercih değil, mecburiyet” dedi.

GONCAGÜL KONAŞ

Türk Standardları Enstitüsü (TSE) ile Öz Büro-İş Sendikası arasında yürütülen toplu iş sözleşmesi görüşmelerinin tıkanması üzerine, Ankara’daki TSE ana binasında grev süreci başladı. Yaklaşık bin 325 çalışan iş bıraktı. Öz Büro İş Genel Başkanı Baki Gülbaba, taleplerinin kamu çerçeve protokolüyle uyumlu olduğunu belirterek, “Bizim derdimiz grev yapmak değil, emeğimizin karşılığını almak” mesajı verdi.

“BİZ GREV DEĞİL, HAKKIMIZ OLANI İSTİYORUZ”

Sendika Genel Başkanı Baki Gülbaba, grevin bir tercih değil mecburiyet olduğunu vurgulayarak, “Taleplerimiz kamu çerçeve protokolüne uygun, çözüm için her an imzaya hazırız” şeklinde konuştu.

Grev alanında konuşma yapan BÜRO Genel Başkanı Baki Gülbaba, yaşanan sürecin çalışanlar açısından son derece yıpratıcı olduğunu vurguladı. Gülbaba, “Bizim derdimiz grev yapmak değil. Biz, emeğimizin karşılığını almak, insanca yaşayabileceğimiz bir ücretle çalışmak istiyoruz” diyerek mevcut ekonomik koşullarda çalışanların ciddi mağduriyet yaşadığını dile getirdi.

Gülbaba, “Aylardır masadayız. Defalarca görüşme yaptık, uzlaşmak istedik. Biz ideolojik bir sendika değiliz; emeğin sendikasıyız. Mücadelemiz sadece ve sadece TSE çalışanlarının alın terinin karşılığını alması içindir. Taleplerimiz makul, mantıklı ve kamu çerçeve protokolü ile uyumludur. Ancak buna rağmen bugüne kadar bir sonuç alamadık. Bu grev, bir mecburiyetin sonucudur.” diyerek bu grevin artık gereklilik haline geldiğini vurguladı.

EKONOMİK KRİZ, TSE ÇALIŞANLARINI DERİNDEN ETKİLİYOR

Gülbaba, çalışanların yaşadığı en önemli zorluklardan birisinin ekonomik zorluklar olduğunu vurguladı. Gülbaba, personelin büyük bir kısmının kiralarını ödeyemediğini, çocuklarının okul ihtiyaçlarını karşılayamadığını ve borçlarını çeviremediğini söyleyerek sözlerine şöyle devam etti;

“Bugün arkadaşlarımızdan biri, ‘Çocuğuma okul forması alamadım’ diyor. Bir diğeri ‘Kredi kartı borcumu ödeyemiyorum, psikolojim bozuldu’ diyor. İşte biz bu seslerin tercümanıyız. Bu insanlar yıllardır TSE’ye emek vermiş, kuruma aidiyet duygusu olan insanlar. Bu kadar basit bir talep için neden aylardır bekliyoruz?”

“TOPLU SÖZLEŞME MASASI, ÇÖZÜM YERİDİR”

Gülbaba, taleplerinin yalnızca mevcut kamu çerçeve protokolü doğrultusunda olduğunu, protokolün üzerinde herhangi bir ek talep içermediğini belirtti. Gülbaba, 40 saatlik çalışma süresi, vergi dilimlerinin sabitlenmesi, geçmişe dönük bazı hakların tanınması gibi başlıkların hâlihazırda kamu protokolünde yer aldığına dikkat çekilerek, TSE’nin de bu protokol doğrultusunda sözleşmeyi imzalaması gerektiği vurgulandı.

Gülbaba, “Biz kamu çerçeve protokolünü istiyoruz. Ne bir kuruş fazla, ne bir kuruş eksik. Bugün 600 bin işçiyi kapsayan protokol imzalandı ama TSE’de hâlâ bu gerçekleşmedi. Bu kabul edilemez” şeklinde konuştu.

“BASKILAR VE TEHDİTLER KABUL EDİLEMEZ”

Grev öncesinde TSE yönetimi tarafından bazı personele baskı uygulandığına dair iddialar olduğunu belirten Gülbaba, “Çalışanlara yönelik sözleşmelerinin yenilenmeyeceği, grev sürecine katılırlarsa cezai yaptırımlar uygulanacağı yönünde mobbing uygulandığı belirtildi” ifadelerini kullandı. Gülbaba, “Arkadaşlarımız odalara çağrılıyor, ‘Grevden uzak durun’ deniyor. ‘Sözleşmenizi yenilemeyiz’ gibi tehditler savruluyor. Bu açıkça suçtur. Biz bu kayıtları belgeledik, elimizde var. Ancak biz meseleyi adliyeye taşımak değil, masada çözmek istiyoruz. Bize hakaret değil, hakkımız verilsin yeter” şeklinde konuştu.

“İMZAYA HAZIRIZ”

Gülbaba, grev kararı alınmasına rağmen, sendika sürecin uzamasını istemediklerini net bir dille ifade ederek, ‘Bugün çağrı yapılsın, şimdi o binaya girer toplu sözleşmeyi imzalarız’ diyen yetkililer, müzakereye ve diyaloğa açık olduklarının altını çizdi. Gülbaba, “Biz bu işin duygusallıkla değil, matematikle, mantıkla ve kurum standardına yakışır şekilde çözülmesini istiyoruz. TSE gibi stratejik bir kurumda çalışanların da bir standardı olmalı. Bu da toplu iş sözleşmesiyle olur” dedi.

YASAL SÜREÇ İŞLETİLDİ, GREV OYLAMASI YAPILDI

Gülbaba, grev kararının tamamen yasal süreç çerçevesinde alındığını vurgulayarak, Çalışma Bakanlığı gözetiminde işyerlerinde sandıklar kuruldu ve çalışanlara grev kararı oylatıldı. Büyük çoğunlukla “greve çıkıyoruz” kararı alındı” dedi. Gülbaba, “Bu karar, sadece sendika yönetiminin değil, çalışanların kararıdır. Bu karara herkesin saygı göstermesi gerekir. Toplu iş sözleşmesi nasıl anayasal bir haksa, grev de aynı şekilde anayasal ve yasal bir haktır” değerlendirmesinde bulundu.

“BU KURUM BİZİM, BU MÜCADELE”

Gülbaba, TSE çalışanlarının kurumlarına bağlı oldukları, iş yerlerinin huzurunu istedikleri ancak yaşadıkları ekonomik sorunların artık dayanılmaz boyuta ulaştığını ifade etti.

Grev alanında sık sık “İşçiyiz, haklıyız, kazanacağız” ve “Toplu sözleşme hakkımız engellenemez” sloganları atıldı. Cuma namazı nedeniyle konuşma erken sonlandırıldı ve grev İstiklal Marşı eşliğinde resmen başlatıldı.