Gündem

Medeni Haklar için ortak mücadele başladı

Yaklaşık otuz kadın örgütü ve bağımsız feministin oluşturduğu “Medeni Haklarımızdan Vazgeçmiyoruz” Kampanya Grubu, Diyanet’in hutbesine karşı suç duyurusuyla başladığı mücadelesini kadınların tüm hakları için büyütmeyi hedefliyor.

EBRU APALAK

“Medeni Haklarımızdan Vazgeçmiyoruz” Kampanya Grubu, Diyanet İşleri Başkanlığı’nın (DİB) kadınların eşit miras hakkına yönelik 15 Ağustos’taki hutbesinin ardından kuruldu. Kampanya grubu, 29 Ağustos’ta, DİB’in söz konusu hutbesinin Anayasa’nın 10. ve 41. Maddeleri ile Medeni Kanun’un kadın ve erkek mirasçılar için getirdiği eşit paylaşım hükümlerini yok saydığı gerekçesiyle İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’na suç duyurusunda bulundu. Diyanet hakkındaki suç duyurusuna dair hukuki sürecin lehlerine sonuçlanacağına şüpheyle yaklaşan Grup, “Hukuk mücadelesi vazgeçebileceğimiz bir alan değil” dedi.

Kampanya grubu, kuruluş amaçları, çalışmaları ve geleceğe yönelik planlarını SONSÖZ’e anlattı.

Yaklaşık otuz kadın örgütü, sendika, meslek örgütü ve demokratik kitle örgütünden oluşan grubun içinde siyasi partilerden kadınlar ve bağımsız feministler de yer alıyor. Grup, yalnızca kişi ve kurumların bir araya geldiği, hukuki süreçlerle sınırlı kalan bir topluluktan daha fazlası olmayı hedefliyor. Başta medeni haklar olmak üzere kadınların tüm hakları için mücadeleyi genişletmeyi hedefliyor.

Grup, “Medeni haklara dönük saldırı Diyanet’in miras hutbesiyle daha da belirginleşti” diyerek, söz konusu tartışma ve uygulamaların yalnızca Diyanet’le sınırlı kalmadığına dikkat çekiyor. İktidarın uzun zamandır kadınların nafaka hakkı, miras hakkı gibi birçok hakkını tartışma konusu hâline getirdiğini hatırlatıyor. Boşanma davaları için gündeme getirdiği aile arabuluculuğu uygulamasını da buna örnek gösteriyor.

“İKTİDAR, KADINLARI EŞİTSİZLİKLE BURUN BURUNA BIRAKIYOR”

Hükümetin 2025’i “Aile Yılı” ilan etmesinin ardından, geçmiş yıllarda tartışmaya açılan kadın hakları yeniden gündeme geldi. Kampanya Grubu, “Aile Yılı”nın ardından yaşananları şöyle değerlendirdi:

“Kadınların kazanılmış haklarına dönük müdahaleler iktidar tarafından daha kararlı bir biçimde yapılıyor. Miras hakkının, kadınların istedikleri gibi giyinebilmesinin, nafaka ve boşanma haklarının hedefe konulması var olan eşitsizliği de derinleştirerek kadınları hayatın her alanında bu eşitsizlik ve onun sonuçlarıyla -şiddet ve ayrımcılık gibi- burun buruna bırakıyor.”

Grup, Türkiye turnesi iptal edilen Manifest grubunun ve hakkında soruşturma başlatılan Mabel Matiz’in yaşadıklarının da “birbiriyle ilişkili” olduğunu belirtti.

“ASGARİ DÜZEYDE ORTAKLAŞMA” ŞARTI

Farklı oluşumlardan kadınların aynı çatı altında buluştuğu Kampanya Grubu, Türkiye’de kadın hareketinin birlikteliğini güçlendirmek ve sürdürülebilir kılmak için tüm farklılıklarıyla birlikte mücadele etme konusunda ortaklaşıyor. Farklılıklarının kadın hareketine sağladığı çeşitlilik ve esneklikle birleşik mücadeleyi kadınların ortak talepleri etrafında güçlendirmek istiyor. Grup, “asgari düzeyde ortaklaşma” şartının altını şöyle çizdi:

“Bu mücadeleyi, farklılıklarımızın bir olaya bakarken bize kazandırdığı çeşitlilik ve esneklikle birlikte, ancak asgari düzeyde ortaklaşabildiğimizde, kadınların ortak talepleri etrafında sürdürebiliriz. Keza böyle yapıyoruz.”

Türkiye’de kadın hareketinin ortak çalışma birikimine sahip olduğunu vurgulayan kampanya grubu, mücadelelerinin günden güne büyüyeceğine inanıyor ve kadınların hakları için önemli bir rol oynayacağını düşünüyor.

13 Eylül’de “Biz kimiz?’’ başlıklı bir metin yayınlayan Grup, metinde Diyanet’le hükümetin açıklama ve uygulamalarını kadın ve LGBTİ+ların hakları ve yaşamlarına dönük “bütünlüklü bir saldırı” olarak yorumladı. Kadının İnsan Hakları Derneği, Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu, Özgür Genç Kadın gibi örgütlerin yer aldığı gruba birçok kurum ve kişinin katılmasını bekliyor. Kampanyalarının büyümesi için çalışmalar yapıyor.