Uluslararası Astronomi Birliği’ne (IAU) bağlı Küçük Gezegen Merkezi tarafından doğrulanan bu keşif, 21 Mayıs’ta arXiv adlı açık erişimli platformda yayımlandı. 2017 OF201, yaklaşık 700 kilometre çapında ve oldukça eliptik bir yörüngede hareket ediyor.
Neptün’ün Ötesinde, Güneş’ten 1600 AU Uzakta
Yeni cüce gezegen, Neptün’ün de ötesinde yer alan uzak bir bölgede bulunuyor. Güneş’e en yakın olduğu konumda 45 astronomik birim (AU) uzaklıkta bulunan 2017 OF201, şu anda Güneş’ten iki kat daha uzakta seyrediyor. Yörüngesinin en uç noktasında ise Güneş’ten 1600 AU uzaklaşarak adeta sistemin sınırlarını zorluyor.
Bilim insanları, bu gökcismini Şili’deki Blanco Teleskobu ve Hawaii’deki Canada-France-Hawaii Teleskobu arşiv verilerinden oluşan yedi yıla yayılan 19 ayrı görüntü üzerinden tespit etti.
Oort Bulutu’ndan Geri Dönen Bir Gezegen mi?
Princeton’daki İleri Araştırmalar Enstitüsü’nden astrofizikçi Sihao Cheng, 2017 OF201’ın yörüngesi hakkında şu değerlendirmede bulundu:
“Bu cisim, önce Güneş Sistemi’nin en uzak bölgesi olan Oort Bulutu’na fırlatılmış, oradan da geri dönmüş olabilir.”
Cheng ayrıca, gezegenin yörüngesinin yalnızca %1’inde Dünya’dan görülebilir bir konumda olduğunu, bu nedenle benzer yapıda yüzlerce keşfedilmemiş cüce gezegenin daha olabileceğini ifade etti.
Dokuzuncu Gezegen Tartışmaları Yeniden Alevlendi
Bu keşif, uzun süredir tartışılan ve henüz varlığı doğrulanmamış olan Dokuzuncu Gezegen teorileri açısından da önem taşıyor. Bazı gökbilimciler, uzak gökcisimlerinin yörüngelerini bu varsayımsal gezegenin yerçekimiyle açıklamaya çalışsa da, 2017 OF201’ın yörüngesi bu modele tam olarak uymuyor.
Araştırmacılara göre, eğer Dokuzuncu Gezegen gerçekten var olsaydı, onun kütle çekimi bu tür bir gökcismini Güneş Sistemi’nin dışına fırlatmış olabilirdi.
"Güneş Sistemi Hakkında Hâlâ Çok Şey Bilmiyoruz"
Cheng, teleskop teknolojilerinin gelişmesiyle birlikte uzak evrenin derinliklerine ulaşabildiklerini, ancak Güneş Sistemi’nin kendi sınırlarında hâlâ keşfedilmemiş birçok sır barındırdığını belirtti.