Gündem

Greenpeace’ten Türkiye’ye Çağrı: “Okyanus Antlaşması’nı onaylayın”

Greenpeace, küresel okyanusların korunması amacıyla Birleşmiş Milletler nezdinde imzaya açılan Küresel Okyanus Antlaşması için Türkiye’ye çağrıda bulundu. Çevre örgütü, Türkiye'nin bu tarihi sürece katılarak antlaşmayı onaylaması gerektiğini belirterek, kamuoyunu da destek vermeye davet etti.

SEVGİ GÜLDOĞAN

Dünya yüzeyinin yaklaşık yüzde 72’sini kaplayan okyanuslar, yalnızca iklim dengesi için değil, milyonlarca türün yaşam alanı ve milyarlarca insanın geçim kaynağı olarak da kritik öneme sahip. Ancak artan kirlilik, aşırı avlanma, iklim krizi ve kontrolsüz endüstriyel faaliyetler, okyanusların sağlığını her geçen gün daha fazla tehdit ediyor.

İşte bu noktada, Birleşmiş Milletler öncülüğünde 2023 yılında kabul edilen Küresel Okyanus Antlaşması (BBNJ), uluslararası toplumun açık denizleri korumaya yönelik en kapsamlı girişimi olarak öne çıkıyor. Antlaşmanın tam adı ise “Devletlerin Yargı Yetkisi Dışında Kalan Deniz Alanlarında Deniz Biyolojik Çeşitliliğinin Korunması ve Sürdürülebilir Kullanımı Antlaşması” şekliyle biliniyor.
Bu anlaşma, dünya okyanuslarının üçte ikisini oluşturan ve herhangi bir ülkenin egemenliğinde olmayan açık deniz alanlarının korunması için uluslararası yasal bir zemin oluşturmayı amaçlıyor.

OKYANUSLARIN ÜÇTE İKİSİ KORUMASIZ

Birleşmiş Milletler’e üye ülkeler, Eylül 2023’te, ulusal sınırların ötesinde kalan açık deniz alanlarının korunmasına yönelik Küresel Okyanus Antlaşması’nı (BBNJ) imzaya açtı. Antlaşma, dünya okyanuslarının üçte ikisini oluşturan ve bugüne kadar yasal koruma altında olmayan alanlarda biyolojik çeşitliliğin korunması ve sürdürülebilir kullanımını hedefliyor.
Uluslararası çevre örgütü Greenpeace, dünyanın üçte ikisini kaplayan açık denizlerin korunması için devreye alınan Küresel Okyanus Antlaşması kapsamında Türkiye’ye çağrıda bulunuyor.

Örgüt, Eylül 2023’te Birleşmiş Milletler’de imzaya açılan bu antlaşmanın yalnızca imzalanmasının değil, aynı zamanda ülkeler tarafından onaylanarak uygulanmasının da hayati önem taşıdığını vurguluyor.
Greenpeace Türkiye tarafından yapılan açıklamada, “Zaman daralıyor. Türkiye, Okyanus Antlaşması’nı onaylayarak bu tarihi sürecin bir parçası olmalı” denildi.

BİLİM İNSANLARI UYARIYOR: YÜZDE 30 HEDEFİ ŞART

Uzmanlara göre, 2030 yılına kadar okyanusların en az yüzde 30’unun koruma altına alınması, deniz yaşamı açısından kritik bir eşik. Bu hedefe ulaşılmaması halinde başta mercan resifleri olmak üzere, açık deniz ekosistemlerinde geri dönülemez tahribatlar yaşanacağı belirtiliyor. Greenpeace yetkilileri, Türkiye’nin bu sürece dâhil olmasının sadece küresel değil, Akdeniz ve Karadeniz havzaları açısından da stratejik bir adım olacağını ifade ediyor.

TÜRKİYE HENÜZ ONAYLAMADI

Türkiye, Deniz Hukuku Sözleşmesi’ni çekincelerle birlikte uygulamakla birlikte, henüz Küresel Okyanus Antlaşması’nı onaylayan ülkeler arasında yer almıyor. Greenpeace, Türkiye'nin coğrafi konumunun ve deniz yetki alanlarının önemi gereği bu sürece kayıtsız kalmaması gerektiğini belirtiyor.

ANTLAŞMA NE GETİRİYOR?

Bu anlaşma, 1982’de yürürlüğe giren Birleşmiş Milletler Deniz Hukuku Sözleşmesi (UNCLOS)’un üzerine inşa edilen ve açık denizlerdeki boşlukları doldurmayı hedefleyen bir düzenleme olarak görülüyor.
UNCLOS, deniz sınırları, kaynakların paylaşımı, deniz çevresinin korunması gibi temel başlıklarda küresel bir çerçeve sunmuştu. Ancak iklim krizi, aşırı avlanma ve biyoçeşitlilik kaybı, yeni düzenlemeleri zorunlu hale getirdi.