Gündem

“Daha iyi çalışma koşulları ve hak ettiğimiz değeri istiyoruz”

Sağlık çalışanları, artan iş yükü, görev karmaşası, düşük maaş, şiddet ve mobbinge karşı ses yükseltti: “Fedakârlığımızın karşılığını alamıyoruz, mesleğimiz her geçen gün yıpranıyor.”

GONCAGÜL KONAŞ

Türkiye’nin farklı illerinde görev yapan hemşire, ebe, anestezi teknisyeni, acil tıp teknikerleri ve diş sağlığı teknikerleri, yaşadıkları zorlukları dile getirerek ortak bir çağrı yaptı. Sağlık çalışanları, kutsal bir görevi üstlenmelerine rağmen yoğun iş yükü, görev tanımsızlığı, düşük ücretler, mobbing, şiddet ve değersizlikle mücadele ettiklerini belirterek, “Daha iyi çalışma koşulları ve hak ettiğimiz değerin verilmesini istiyoruz” dedi.

“BİZ HEMŞİRELER YOĞUN İŞ YÜKÜ VE VARDİYA SİSTEMİNDE ÇALIŞIYORUZ”

İzmir Çiğli Eğitim Araştırma Hastanesi’nde kemoterapi hemşiresi olarak görev yapan bir sağlık çalışanı, 24 yıllık meslek hayatını özetlerken, “Hem bir anneyiz ama bu anneliğin yanında da yetiştirilirken hizmetçi ruhuyla yetiştirildiğimiz için hastalarımıza da aynı annelikle yaklaşıyoruz. Ama tabii ki biz bu kadar özverili davranırken yıpranmalarımız da had safhada” dedi. Son dönemde artan liyakatsiz atamalara da tepki gösteren hemşire, “Biz hemşireler yoğun iş yükü ve vardiya sisteminde çalışıyoruz. Bunun yanında duygusal gereksinimleri de karşılıyoruz ama işyeri ortamında kontrol eksikliği nedeniyle her şey bize negatif olarak dönüyor. Maaşlar olarak bitmiş durumdayız. Her yerden baskı yiyoruz. Hemşire olmak şu zamanda çok zor.” sözleriyle yaşadıkları zorlukları anlattı.

YAZGI: “TAKDİR EDİLMEYEN BİR MESLEK GRUBUYUZ”

İzmir Sağlık Müdürlüğü’nde ebe olarak görev yapan Merve Yazgı ise, “Sağlık ekibinde hayati rol oynamamıza rağmen sadece bakanlığımızın doktor merkezli olması nedeniyle takdir edilmeyen bir meslek grubuyuz.” dedi. Görev karmaşasına dikkat çeken Yazgı, “Ebelerin hemşire olarak değerlendirilmesi, doğum sonrası dışında da çalıştırılması; hemşirelerin ise doğum salonlarında çalıştırılmaması motivasyon düşüklüğüne ve görev karmaşasına yol açıyor.” ifadelerini kullandı.

Aydın Kadın Doğum ve Çocuk Hastalıkları Hastanesi’nde görev yapan bir ebe ise, “Ebelik insan hayatının en özel anına eşlik eden kutsal bir meslektir. Ancak bu kutsallığın ardında büyük sorumluluk, yoğun mesai, uykusuz geceler, bedensel ve ruhsal yorgunluk vardır. Buna rağmen emeklilerin karşılığını maddi anlamda alamıyoruz.” diyerek mesleğin zorluklarını vurguladı.

“UZMANLAR ARKAMIZDA DURMUYOR”

Kırıkkale Yüksek İhtisas Hastanesi’nde anestezi teknisyeni olarak çalışan Gizem ise, mesleklerinin görünmeyen yönüne dikkat çekti: “Biz anestezi uzmanlarının eşliğinde entübasyon ve uyandırma görevini yapıyoruz. Ancak uzmanlar her yere yetişemediği için bazen uyandırma esnasında tek başımıza kalıyoruz. Komplikasyon olduğunda bize yetki verilmediği için riskin altında biz kalıyoruz ve uzmanlar arkamızda durmuyor.” Ayrıca mavi kod uygulamalarında da yalnız bırakıldıklarını söyleyen Gizem, “Genelde sadece anestezi teknisyeni bulunmak zorunda kalıyor. %90 oranında icapçı uzman doktoru bulamıyoruz. Bu da şiddete uğrama ihtimalimizi artırıyor.” ifadelerini kullandı.

“HAK ETTİĞİMİZ YERDE DEĞİLİZ”

Kocaeli 112 Acil Sağlık Hizmetleri’nde 2007’den bu yana çalışan bir acil tıp teknisyeni (ATT) ise sağlık çalışanlarının en riskli anlarda görev yaptığını belirterek, “İnsanların en acılı, en çaresiz ve en öfkeli olduğu anda ilk temas ettikleri sağlık çalışanı biziz. Bu kadar riskin içinde korkularımızı bir kenara bırakıp hem hasta yakınını sakinleştirmek hem de görevimizi yapıyoruz. Ama buna rağmen hak ettiğimiz yerde değiliz.” dedi.

ATT, sözlerini şöyle sürdürdü: “Sağlık sektöründe hepimizin ortak problemleri var ama 112’de çalışan sağlıkçılar çok daha riskli koşullarda görev yapıyor. En büyük temennimiz, daha rahat ve güvenli çalışma ortamının sağlanmasıdır. Sağlık çalışanlarının güven ve huzur içinde mesleklerini icra etmesini istiyoruz.”

“MESLEKİ KİMLİĞİMİZ ZEDELENMEKTE”

Düzce Diş Sağlığı Hastanesi’nde ağız ve diş sağlığı teknikeri olarak çalışan bir sağlık personeli, en büyük sıkıntılarının görev tanımlarının net olmaması olduğunu vurguladı. “Birkaç tanım vermişler fakat hepsinin ucu açık. Bu yüzden hem iş yükümüz artmakta hem de mesleki kimliğimiz zedelenmekte.” dedi.

Aynı zamanda bölüm dışı kişilerin de bu alanda çalıştırıldığını dile getiren teknik personel, “Biz iki yıl boyunca bu bölümün eğitimini aldık, stajlarımızı yaptık. Buna rağmen bölüm dışı taşeron işçilerin alınması hem iş barışını bozuyor hem de mezunlarımız yüksek puanlar almalarına rağmen atama bekliyor.” sözleriyle tepkisini dile getirdi.
Bir diğer sorunun aynı anda çok sayıda hekime hizmet vermek zorunda kalmaları olduğunu ifade eden teknik personel, “Bizim hastanemizde iki hekime bakıyoruz. Ama başka yerlerde üç, dört, hatta sekiz hekime bakanlar var. Bu hem hekime, hem hastaya hem de teknikerlere büyük bir yük ve memnuniyetsizlik olarak dönüyor.” dedi.

“HEMŞİRELİK BİR HASTANENİN OMURGASIDIR”

Hasta mahremiyetinin de yok sayıldığını söyleyen teknik personel, çözüm önerisini şu sözlerle dile getirdi: “Her diş hekimine bir asistan bir an önce uygulanmalı ki iş huzuru sağlanabilsin. Personel yetersizliği nedeniyle izinlerimizde bile sorun yaşıyoruz. Diş hekimleri atanıyor ama onlara bakacak teknikerler yok. Bu durum hem bizi, hem yönetimi, hem hekimi, hem de hastayı büyük bir hüsrana uğratıyor.”

Ahlat Devlet Hastanesi’nde hemşire olarak çalışan bir sağlık personeli ise hemşirelerin sağlık sistemindeki yükünü vurguladı: “Hemşirelik bir hastanenin omurgasıdır. Bütün iş yükümüz çok fazla ve bütün birimlerde çalışıyoruz. Ama sorunlar asla değişmiyor.”

“DEĞER GÖRMÜYORUZ”

Hemşire, meslektaşlarının sıkça mobbing, hakaret ve şiddete maruz kaldığını belirterek, “Bir doktor kadar ya da farklı bir birim kadar değer görmüyoruz. Hemşireye verilen kıymet çok az. Bence bir hemşirenin gördüğü değer, aldığı ücret ve mesleki itibarı artırılmalı.” dedi.
Gece gündüz hasta bakımının hemşireler tarafından üstlenildiğini vurgulayan sağlık personeli, “Biz sadece hemşire değiliz, çok daha fazlasıyız. Yemek veriyoruz, bakım yapıyoruz, temizliyoruz. Buna rağmen gördüğümüz şiddet, mobbing ve hakaretler her geçen gün artıyor. Mesleğimiz işçiden farksız hale geldi, hatta bir işçi bile bizden daha fazla para alıyor.” ifadelerini kullandı.

Hemşire, sözlerini şu çağrıyla noktaladı: “Biz bir hastanede olmazsa olmaz bir ekibiz. Ama maalesef ki o değeri göremiyoruz. İlk yapılması gereken şey, hemşirelerin değerinin artırılmasıdır.”