Bugün, 5 Ağustos 2025’te, Türk Kurtuluş Savaşı’nın seyrini değiştiren tarihi bir kararın yıl dönümünü anıyoruz. 5 Ağustos 1921’de Türkiye Büyük Millet Meclisi, Mustafa Kemal Paşa’ya “Başkomutanlık” yetkisini vererek hem askeri hem siyasi bir dönüm noktasına imza attı.
Yenilgiler ve Meclis Tartışmaları Arasında Alınan Karar
Temmuz 1921’de yaşanan Kütahya-Eskişehir Muharebeleri’nde Türk ordusunun geri çekilmesi, Ankara’da büyük bir moral bozukluğu yaratmıştı. Meclis’te sert tartışmalar yaşanırken, bazı milletvekilleri Meclis’in Kayseri’ye taşınmasını bile önerdi. Bu atmosferde Mustafa Kemal Paşa, ordunun tek elden yönetilmesi gerektiğini savunarak Meclis’ten tüm yetkileri talep etti.
Başkomutanlık Yetkisi Verildi
5 Ağustos 1921’de Meclis, Mustafa Kemal Paşa’ya üç ay süreyle yasama, yürütme ve askeri yetkileri kapsayan Başkomutanlık yetkisini verdi. Bu karar, sadece bir askeri atama değil, aynı zamanda savaşın kaderini değiştirecek stratejik bir hamleydi.
Tekâlif-i Milliye Emirleri ve Topyekûn Seferberlik
Yetkiyi alır almaz Mustafa Kemal, halkın elindeki kaynakları orduya yönlendiren Tekâlif-i Milliye Emirleri’ni yayımladı. Bu emirler, Kurtuluş Savaşı’nın topyekûn bir halk mücadelesine dönüştüğünün en somut göstergesi oldu.
Sakarya Zaferi ve Süresiz Yetki
Mustafa Kemal’in liderliğinde Türk ordusu, Sakarya Nehri kıyısında Yunan ilerleyişini durdurdu. 23 Ağustos–13 Eylül 1921 tarihleri arasında süren Sakarya Meydan Muharebesi, “Hatt-ı müdafaa yoktur, sath-ı müdafaa vardır. O satıh bütün vatandır” emriyle tarihe geçti. Zaferin ardından Meclis, Başkomutanlık yetkisini süresiz olarak uzattı ve Mustafa Kemal’e Gazi unvanı ile Mareşallik rütbesi verdi.
Tarihi Ders: Liderlik ve Güvenin Gücü
Bu süreç, Mustafa Kemal Atatürk’ün kararlılığı ve milletin ona duyduğu güven sayesinde, dağılma noktasındaki bir ordunun nasıl yeniden ayağa kalkabileceğini gösterdi. Başkomutanlık yetkisi, sadece Sakarya Zaferi’ni değil, Büyük Taarruz’u ve Türkiye Cumhuriyeti’nin temellerini de hazırlayan bir dönüm noktası oldu.