Ekonomi

“Asgari ücretli artık kendine bile yetemiyor”

Uluslararası Finans Uzmanı Murat Kubilay, asgari ücretin döviz bazında artmasına rağmen toplumda refah hissi oluşmadığını belirterek, uygulanan enflasyonla mücadele politikasının yoksullaşma üzerinden yürütüldüğünü söyledi. Kubilay’a göre sorun ücret artışından çok, gelir dağılımındaki adaletsizlik ve bölüşüm krizi.

Milyonlarca çalışanı ilgilendiren 2026 yılında uygulanacak yeni asgari ücret, yüzde 27 artış ile 28 bin 75 TL olarak belirlenmişti.

Sonsöz Gazetesi’nden Goncagül Konaş’ın haberine göre; Uluslararası Finans Uzmanı Murat Kubilay, Türkiye’de asgari ücret, enflasyon ve gelir dağılımı politikalarına ilişkin çarpıcı değerlendirmelerde bulundu.

Asgari ücretin 600 doların üzerine çıkmasına rağmen çalışanların alım gücünün arttığını söylemenin mümkün olmadığını vurgulayan Kubilay, fiyatlar, döviz kuru ve varlık piyasaları arasındaki dengesizliğin emekçiyi her geçen gün daha da yoksullaştırdığını ifade etti. Uygulanan ekonomi politikalarının geçici rahatlamalar dışında kalıcı bir iyileşme sunmadığını belirten Kubilay, asgari ücretlinin artık yalnızca ailesini değil, kendisini dahi geçindiremediğini dile getirdi.

“ENFLASYONLA MÜCADELE YOKSULLAŞMA ÜZERİNDEN YÜRÜTÜLÜYOR”

“Asgari ücret bu yıl artık 600 doları geçti. Neticesinde gayet bir memnuniyet oluşması beklenirdi ama bu olmuyor” diyen Kubilay, döviz kurunun Türkiye’deki genel fiyat hareketlerini yansıtmadığını belirterek, “Özellikle varlık fiyatları, en başta da konut olmak üzere çok yukarı gitti. Otomobil, altın gibi kalemlerle birlikte bakıldığında, asgari ücret ne kadar artarsa artsın gerçek anlamda bir gelir artışı oluşmuyor.” ifadelerini kullandı.

Kubilay, hükümetin enflasyonla mücadele politikasını da eleştirerek, yüksek maliyetine rağmen aynı modelin ısrarla sürdürüldüğünü söyledi. Bu modelin temel unsurlarını ise şöyle sıraladı: “Mümkün olduğunca döviz kurunu aşağıda tutmak, faizi uzun süre yüksek tutmak ve asgari ücreti baskılamak.”

Bu politikanın sonuçlarına dikkat çeken Kubilay, “Ortaya çıkan tablo, insanların yoksullaşması, talebin kısılması ve kısılan talebin yetersiz arzla karşılanmasıdır. İlk bakışta enflasyonla mücadele olumlu gibi görünse de bu, insanların yoksullaşması üzerinden yapıldığı için olumlu değildir.” dedi.

“GEÇİCİ BİR NEFES ALMA AMA KALICI DEĞİL”

2025’in ilk aylarında düşük gelir grupları için sınırlı bir rahatlama yaşanabileceğini belirten Kubilay, bunun geçici olacağı uyarısında bulundu. “Düşük gelir grubu için birkaç bin liralık artış, fiyatlar daha fazla artsa bile kısa vadede bir nefes aldırır” diyen Kubilay, “Ancak açlık sınırının 30 bin liraya dayandığı bir ortamda bu iyimserliğin kalıcı olmayacağı, birkaç ay sonra gerçek hayat pahalılığıyla yüzleşileceği açıktır.” ifadelerini kullandı.

Haberin daha geniş ve detaylı halini Sonsöz Gazetesi’nde okuyabilirsiniz.